cahil

ferit edgü tarafından kaleme alınmış bir kitap. anadolu'nun farklı yörelerinde, farklı şekilde karşımıza çıkan meşhur söz vardır; “etme cahille sohbet, kızdırırsın / alma keskin taşla taharet, çızdırırsın.” ferit edgü, ‘cahil’ adlı yeni aforizmalar kitabında bize bu sözü 193 kere izah ediyor. aslında önce bize, sonra şayet bu kitabı okuyacak olur(lar)sa cahillere 193 tokat atıyor, büyük bir ustalıkla. önce "aptal, salak, gerzek, cahil.. tüm bunlar yakın akrabadırlar. bunların en yaygını, en tehlikelisi cahillerdir. çünkü o her şeyi bilir. doğduğunda hatta doğmadan önce her şeyi öğrenmiştir. bu anlamda tanrı'nın seçkin kuludur. yoluna çıkmaya gelmez, sizi ezer geçer.” sözleriyle cahilin kim olduğunu tanıtıyor. sonra işaret parmağını uzatıp tek tek tek gösteriyor cahilin hayatını, cehaletle var ettiği sanatını ve bu cehaletle yarattığı eserlerini. daha bismillah “cahil, kendini sultan sanır” diyerek ilk avazda taşı gediğine koyuyor. kürsülerde, farklı kanallarda ama birbirinin aynı televizyon programlarında, gazetelerde, “bağıra bağıra” konuşan cahilleri gösteriyor ve uyarıyor. 'tercihinizi yapın, ya o cahiller safına katılın ve mutlu mesut yaşayın, ya da bu cehalete daha fazla göz yummayın.' kimseyi kastetmiyor. bütün insanlığın hikayesini anlatıyor aslında.

bal yenilmeyen. alimle taş taşı.

bilmeyen, aynı zamanda bilmediğini de bilmeyen bilgi fakiridir.

mutlak bir argümana tutulup sebebini, oluşum şeklini, çözümünü ve etkilerini düşünmeden insanlara laf atan, keskin laflar söyleyen kişi. bilmezkişi, vakit çalan, ömür harcayan.

karşısındakini "cahil" diye nitelendirendir.

kendi içinde tutarlıdır der ilber hoca. doğru der.

dim dünyanın rengine kandım

ilber ortaylı hariç herkes

ilber ortaylı'nın bakışlarından dökülen kelime.

her şeyi bildiğini zanneden kimse.

şu sitede nicelerini gördüm ve hâlâ da görüyorum :)

Her konu hakkında en iyi düşüncenin kendilerinde olduğunu ileri süren kimselerdir.

cahille sohbeti dahi kesemezssiniz çünkü her konu da fikri vardır.

Kendi yanlışlarının doğru olduğundan o kadar emindir ki bilim insanını bile şüpheye düşürür. Örneğini az önce yaşadım. Youtube'ta denk geldiğim bir şahıs ve baya da tanınan biri, bir bakayım ne diyor bu dedim sinirden delirdim. Bir de buna inanıyor insanlar. On cümlesinden dokuzu yalan biri de şüpheli. İstanbul'un Osmanlı zamanında İstanbul olarak söylenmediğini o kadar emin bir şekilde anlatıyor ki bir de üstüne hiçbir resmi belgede olmadığını söylüyor ben kendimden şüphe ettim. Daha dün okuduğum 3. Mustafa dönemine ait bir belge aklıma geldi açtım baktım gayet de açıkça İstanbul yazıyor. Cahil kendi söylediği yalanı öylesine kesin doğru kabul eder ki hiç araştırmamış, okumamış, bilmiyor olmasına rağmen öyle emindir ki kitleleri de kolaylıkla peşinden sürükler. Eğer başkalarının kıt aklıyla hayatına devam edecek kadar kendini böyle bir cahilden bile aşağı gören varsa herkesin her dediğini araştırmadan sorgulamadan doğru kabul edip yoluna devam etsin. Bu şekilde yaşayan insanlar gittikçe arttığı için şu an dünya böyle rezil bir halde, ülke bu yüzden bu durumda. Geçenlerde düz dünyacılar kendini parçalıyordu "bilim insanları bize cevap vermiyor gelsinler tartışalım" diye. Bir fizikçi çıktı sonunda dedi ki "bilim insanları böyle bilimden uzak şeyleri ciddiye almaz". O cevaptan sonra aydınlanma yaşadım diyebilirim. Cahil birini görünce koşarak kaçmayı tercih ediyorum artık. Bazen böyle patlıyor insan ama.

İlber Ortaylı'ya göre cahil insandan daha kötüsü yarı cahil insandır. Yarı cahil insan yarım yamalak aldığı eğitimle yüksek sesle konuşur, bilmediği konularda da kendisinde konuşma hakkını bulur. https://www.youtube.com/watch?v=WSInJ3iMTeg