anne

cennetten kopan parca

dün yayınlanan ilk bölümüyle beni fena halde dağıtan dizidir. şu sıralar lanet olsun ki çok sık duyar olduğumuz bir konuya parmak basmaları bir yana, oyunculuklar çok iyi. dün izlerken de kötü olmuştum, bugün deli gibi bir daha izleyeyim dedim, yine kötü oldum. umarım yayın hayatı uzun bir dizi olur, kalitesi de aynen böyle devam eder de derdimiz yokmuş gibi az dert sahibi olup, kederleniriz.

star tv'de yayın hayatına yeni başlayan bir dizi. şimdi denk geldi ve cansu dere'yi görünce orospu eyşan diye sövmek için durdum izliyorum. hoş bir diziye benziyor.

gerçeklikten çok uzak bir dizi. annem sağolsun izleyince arada göz attım inanılmaz saçma. annenin bildiğimiz fedakarlığından çok uzak. soğuk ya da ilgisiz olabilir ancak sevgisiz olamaz bi anne. bu dizi de ise çöpe çocuk koyuyor. saçmalığı kes. onun dışında senarist ve yönetmen duygu sömürmek için her şeyi düşünmüş. samanyolu dizilerinden farksız benim nazarımda.

en saf duyguların vücut bulmuş halidir

yeni bi dizi çıktı ya anne diye, izlerken ciğerimi bıraktım koltuğa. küçücük kız anca bu kadar güzel rol yapabilir, tüylerim diken diken oldu içim acıdı annemin babamın değerini bi kez daha anladım, allahım sana şükürler olsun böyle bi aileye sahip olduğum için

insan ne zaman büyür derseniz çoğu kişi daha büyümemiştir çünkü bunun yaşla bi alakası yok. acı ama insan annesi ölünce büyür. gerçek yalnızlığı o zaman anlar. çok seversiniz ama bir kere bile ona düzgünce seni seviyorum diyemezsiniz ya işte bende onlardanım ve bu yüzden bazen kendimden nefret ederim. eğer mümkünse şimdi çok geç olmadan onu sevdiğinizi söyleyin ve sarılın. onun güldüğünü görmek dünyalara bedel.

o kızı çöpten kurtarması, cami avlusunun anlamı, şerefsiz herifin kemerle dövmesi... ağlamaktan içim çıktı izlediğimde gerçekten iyi bir dizi oyunculukta maşallah umarım bozulmaz.

son bir kez görmeyi ya da sarılmayı geçtim, son bir kez sesini duymak için kalbimi söküp vermeye razıyım. yavaş yavaş sesini, kokusunu, tenindeki sıcaklığı unutmaya başlıyorum.. kıymetini bilin dostlar, ya değilse toprak olduğunda benim gibi çok kafanızı taşlara vurursunuz..

kıymeti bilinesi insandır . kaybedince çok koyuyor insana

aklıma geldi yine. 3 sene öncesi, çok kavga ederdik, bana dediği cümle şuydu 'ben öldükten sonra değerimi anlayacaksın ama kafanı taşlara vuracaksın' aynen öyle oldu, allah kimsenin başına vermesin böyle bir acı.

hayatımda en önem verdiğim insan. doğum günü bugün ve bu içimdeki kaybetme korkusunu iki katına çıkarttı. yaşlanıyor gittikçe ya ona bir şey olursa, nasıl yaşarım onsuz bilmiyorum. allah'ım benim ömrümden alsın ona versin

doğum gününe az kaldı. 20 aralıktı doğum günü ben ona hep çiçekler, evin ihtiyacını felan alırdım. ama artık alamıyorum, artık mezarına çiçek ekebiliyorum sadece..

her ayrılışımızda göz yaşlarına tutamıyor. benim gözler doluyor ama çaktırmamak için içime yutuyorum adeta. sonra şükrediyorum, ya hayatta olmasaydı ne yapardım diye. hasreti çok feci.

sözlüğün + kaynağı

seni seviyorum annem

hangi kelimeler yerer ki anlatmaya ? ya da hangi dil. kifayetsiz kalır hepsi. anne deyişnizle tüm dertleriniz, sıkıntıarınız bir buhar gibi uçup gider.

farkettiniz mi anneler hiç üşümez..

canımdan çok sevdiğim tarif edemeyeceğim her anımdan yanımda olan kadın

ana kutsal.

anne demek yetmiyor. tdk bu konuda yetersizdir.

nefes.

belki de annesinden dayak yiyen bir çocuğun yine de anne diye ağlamasıydı gerçek aşk

kelime dağarcığım açıklamaya yetmiyor o kadar güzel

bazı geceler ağlayarak uyuyorum ben büyüdükçe onun da yaşlanması ve bi gün onsuz kalacağım fikri dayanılmaz olabiliyor.

tavsiye veriyor şu an.

biraz önce ağlamasına sebep oldum. son üç beş senedir babamla çeşitli sorunlar yaşıyorlar. her evlilikte tartışma olur ancak bizdekilerde birçok bağ kopmuş durumda artık. ben uzun süredir farkındayım, üzülüyorum, ancak benim karışmam doğru değil diyip üç maymunu oynuyordum. tek endişem küçük ikiz kardeşlerimin de durumun bilincinde olmasıydı. bu akşam birinden, annemle babam bence birbirlerini hiç sevmiyor nasıl evlendiler anlamıyorum sözünü duymam sonucu daha fazla sessiz kalamadım. hadi ben iyi halinizi hatırlıyorum, zamanında birbirinizi sevdiğinizi gördüm. bu çocuklar kendilerini bildiler siz böylesiniz. resmen evliliği berbat bir şey olarak görüyorlar sizin sayenizde. bir çocuk için annesiyle babasının birbirlerini sevmiyor olmalarından daha kötü bir ilişki durumu var mı? üstelik bu sene teog seneleri, ergenlik dönemindeler. annemin yanına gidip konuştum, böyle böyle bak onlar da farkında kendinize gelin dikkatli olun bu ev çatısı altında dedim. kadın başladı ağlamaya. haklı. nihayetinde ben 23 yaşında da olsam çocuğuyum, ben böyle sakin ve anlayışlı konuşsam da kadın için durum öyle değil. onun gözünde hâlâ çocuğum ve eşiyle arasındaki her sorunun farkındayım ; üstelik küçük çocuklarının da farkında olduğunu ifade ediyorum. bu da sanırım bir anne için oldukça kötü bir senaryo. teşekkür etti bana bunları onunla paylaştığım için ve haklı olarak benimle konu hakkında konuşmak istemedi. isterse elli yaşında olayım çocuğuyum nihayetinde. ne yapacağımı bilmiyorum. bunaldım, boşansalar bir dert bu şekilde devam etseler başka bir dert. allah hakkımızda hayırlısını nasip etsin.

anne ne yüce kelime değil mi tek kelime ama bir çok şey var içinde. sen olmasan dayamazdım annem sen iyi ki benim annemsin seçme hakkım olsa yine seni seçerdim sen beni ne kadar seçmek isterdin tartışılır :))

şu sıralar sık sık sarılma ihtiyacı duyuyorum. topraklama gibi bir şey özellikle o kokusunu içime çektiğimde gelen özgüven duygusunun da tarifi yok. gücüme güç katıyor. eksik olmasın.

kadın dendiğinde akla gelen; bir erkek için şu hayatta hep ona birazcık benzeyenin arandığı fakat ufacık bir parçasının bile başkasında rastlanılamadığı varlık. insanın en yücesi. bir ev, bir yuva.

cebrail'in sur'u gibidir. bi bağırsa kıyamet kopcak demektir.

kabuslardan bile anneeee diye uyanıyoruz daha ne denilebilir ki.

dizinde ağlasam biraz bu akşam dünyaya geldim de ne buldum annem varlığım eriyor nasıl anlatsam bu gün taa kalbimden vuruldum annem

ben kendimi bildim bileli ben annem gibi olmayacağım dedim hep burnumun dikine gittim. büyüdüm kendi evim oldu kaç yaşında kadınım sana soracak değilim dedim. öyle en ufak problemde anneme koşmadım ben. başıma ne geldiyse kendim kalktım altından. sonra bir gün gerçekten çok canım yandı. anneme gittim. anne dedim sarıldım ağladım. benimle birlikte o kapı eşiğinde saatlerce ağladı.

canından can veren

anlatilcak kelime bulunmayan. anlatmaya baslasan ne kadar anlatirsan anlat ona haksizlik edicegime inandigim, kac yasina gelirsem geleyim sadece ona nazimin gectigi canimin en ici o

anne "nefes"tir.

şöyle özetleyelim çünkü bu anlatılamaz tanımlanamaz "annelerimiz bir bakıcı bir aşçı bir dadı bir doktor bir iş kadını bir öğretmen zaman'ı geldiğinde bir arkadaş" ve anlatılamıycak bir sürü şey özel bir güçleri var annelerin bu kadar sorumluluğu kimse yapamaz onlar,sanırım onlar "melek"

insanları birbirinden üstün tutmayı sevmem ama anneler dünyanın en üstün varlığı.

hani bu sevdiğiniz veya hoşunuza giden her şey için kullandığınız bir şey var ya o candır bu candır diye. öyle bir sıfata yakışacak, yeri asla dolmayacak tek şey annedir.

Başlığı gördüm, şimdi Sana kıyamam 'ı dinliyorum.

dizi olanı için tek yorum; (bkz: duygu sömürüsü)

allahın,seni korusun düşünsün diye gönderdiği yeryüzündeki meleklerden

"senin dağınıklığına edeyim çabuk topla o odanı! yine ne eşeledin orada? toplasam hiçbir şeyini bulamayacaksın!" diye bağırırken hem seni düşünen hem de sana mısır patlatan dünya harikası varlıktır. canım anam.

yılbaşı akşamı dışarda arkadaşları ile takılan oğlunu eve çekmek için "mantı yaptım, yine de sen bilirsin" diye mesaj atan kişiye anne denir.

samara? (bkz: the ring)

kendisine hizmet edilmesine bir türlü alışamayan, çayı tazelendiği vakit oturduğu yerde huzursuzca kıvranan varlık. her şeyimiz.

(bkz: hadi) (bkz: kalk) (bkz: şeyin üstünde)

anne aşktır, gerisi teferruat..