anlam verilemeyen olaylar

hoşlandığım kıza yanlışlıkla başkasını ayarladım, bunun farkına az önce vardım. paket bitti paket

atatürk düşmanlıgı

sevgili yapınca her yerden engelleyen eski sevgiliye anlam veremiyorum. en son aylar önce konuştuğum hatta cevap vermeyince annemi arayan kız whatsapptan aradı, güya yanlışlıkla. sonra baktım engellemiş. instagram hesabına baktım, bulamadım çünkü engellemiş aynı şekilde twitterdan da engellemiş. tarayıcıdan baktım hesaplarına, tarih atmış. be gerizekalı 40 yıl yazmasan aklıma gelmezsin, umursamam seni neden bu kadar kasıntı yapıyorsun anlamadım

normal gezerken veya çalışırken boşluğa düşüyorum, sanki tüm dünyanın derdi bana yüklenmiş gibi bi hüzün çöküyor üzerime. bu normal mi?

az önce diş hekimliği fakültesinin otoparkında yaklaşık 15 kişilik bir grup, arabanın hoparlörlerinden ezhel olabileceğini düşündüğüm bir şarkı açmış ona eşlik edip garip gurip hareketler yapıyorlardı ne desem bilemiyorum

tofaşa 8 kişi üst üste binip caddelerde duraklarda kızlara laf atan barzolar. ulan be arizona kertenkeleleri diyelim ki kızlar geldi nereye binecekler

30'dan 2'yi hesap makinası vesilesiyle çıkartmak. ofiste avazım çıktığı kadar beyninizi nerde bıraktınız lan amınakoduklarııııım! diye bağırmak istiyorum bu sebeplerle... gerizekalılığa katlanamıyorum..

lise arkadaşımın(şuan üni 2 deyiz arkadaşım erkek) ilk önce bana sevgili yaptım demesi sonra ama onun haberi yok demesi son olarak da asla bilmeyecek demesi bir sürü akıl verdim git kıza açıl şöyle böyle diye sonra diyo ki yok ya bişey ben dalga geçtim bu arkadaşım ne yapmak nereye varmak istemektedir acaba

karnım acıkmıştı biraz önce, mutfağa gittim, baktım tezgahın üzerinde cam tabakta patates kızartması var. dedim masaya oturayım da öyle yiyeyim, kenarından tutup kaldırmamla tuttuğum yerin elimde kalması bir oldu. tabağın geri kalanı ve patatesler tezgahın üstüne düştü, elimde kalan cam parça parmağımı kesti ve yaklaşık bir dakika elimde kalan parçaya ve akan kana bakakaldım noluyo lan diye. baya da kalındı aslında camı ama neden bene beyle yaptı bilmiyorum. tabak adeta kırılmak için benim ona dokunmamı bekliyormuş. (bkz: dokunsalar ağlayacaksın ama hiç dokunmuyorlar)

sabah 10’daki kahvaltımdan sonra anlamsız bir şekilde 2 kere sıçtım ve karnım şu an çok aç. dönerciyi arıyorum ama açmıyorlar. 3 kere aradım 4’üncüde meşgule attılar beni. lan sen dönercisin trip atmak ne demek? amına kodumun lavaş center’ı arkadaşlar seni kötülerken bile ben onlara karşı çıktım, seni savundum. bitti her şey, buraya kadarmış.

1.65 üzeri bazı kızlar neden sosyal medya hesaplarının yanlarına boyunu yazıyor ya ne gereksiz bir şey

sevgilisinden yeni ayrılmış erkek/kızın instagramda biriktirdiği tüm takip isteklerini kabul etmesi veya önüne geleni takip etmeye başlayıp sonra takipten çıkması. niye yapıyorsunuz bunu

karşılıksız sevgi...

2018'i neredeyse yarıladık. insanlar uzayda araba filan sürüyor hani. istanbul diyoruz, kültür başkenti diyoruz. herkesin yaşamak istediği şehir diyoruz. ama istanbul'un göbeği sultangazi'de sular kesik sabahtan beri. rezalete bak rezalete. aykut kocaman futbolundan beter. cünupum aq belediyesi cünup! salın şu vanaları da her an ölümle burun buruna olan bedenim kirli gitmesin öbür tarafa.

sene2004 3. sınıfta arkadaş telefon bataryası getirmişti çalmıştım. sonra ki gün telefonu getirdi bataryayı çalan bunu da çalar demişti bende yakalarım demişti telefonu da çalmıştım 🤣🤣

14.30’da olan duruşmanın saat 19.00’da görülmesi... 4 buçuk saat boşu boşuna bekledik resmen...

ablama gidince yeğenlerimle vakit geçirmek için 2-3 gün kalıyorum bazen. yan komşusu var bir tane x teyze. kadın çok ilginç birisi. beni de çok sever sağolsun. türk kahvesi bağımlısı olduğumu ve hergün içtiğimi bilir. yine gittim ablama oturuyoruz, kapının önünde ayakkabılarımı görmüş. kapı çaldı, x teyze "ay kamil mi geldiii" diye bir ses duydum coşkulu coşkulu. ablam "evet, az önce geldi" diyince "iyi bakalım" diyip gidip 5 dakika sonra 3 fincan türk kahvesiyle belirdi kapıda. "neden yapıp getirdin, gelseydin yapardık biz" diyince "yok ben kamile kendi ellerimle yapmak istedim" dedi ansnsm bundan 2-3 hafta sonra tekrar gittiğimde yine aynı olay... ablama bir şey sormak için geldi, kapıyı ben açınca yine 5 dakika sonra "eminönünden yeni kahve aldık, taze taze miss gibi" diyip kahveyle geldi. tamam düşünceli, tatlı komşu teyze de bu teyze benim komşum değil ki, ablamın komşusu. bunları ablama yapsa anlarım da bana yapmasına anlam veremiyorum. ablamla konuşuyoruz bugün kapıya vurup "kamil burda mı?" diye sormuş. korkuyorum..

bu amına kodumun otobüslerindeki wifiler neden var? bu amına kodumun internetleri bir kere mi olsun çalışmaz? bu amına kodumun gavuru her yerde rahatlıkla internete ulaşırken bizde neden bu ortaçağ avrupa’sı karanlığı var? hayır bileti yapmışsın 120 lira. olm 120 liraya amca oğlu rusya’ya gidiş-geliş bileti alıyor amk ben ise siktiri boktan bir otobüsün taş gibi koltuğunda 14 saat yolculuğa mahkumum. madem iyi hizmet veremiyorsunuz bu kadar parayla sikemediğiniz karılarınızı mı tatmin edeceksiniz? yoksa onları sikemediğiniz için bizi mi sikiyorsunuz? adamı ramazan ramazan çıldırtır bunlar ya.

bir insan evladı duş başlığını nasıl kırabilir. bakın abartısız söylüyorum hafta da en az iki kez net değişiyor o başlık. fazlasını da uyandığımızda söyleyemiyoruz. nasıl fanteziler sergiliyorsunuz lan siz. duş başlığı lan suyu açıp kapatacan sadece.

hani düğünde gelin ile damat birbirlerine pastadan bir lokma yedirirler ya, sonra herkes alkışlar... 1- o pasta yedirme olayı nedir, anlamı nedir? 2- biz neden bunu alkışlıyoruz?

ölen insanın yokluğuna bir türlü alışmak.

yaş aralığımdaki hemcinslerimin yine yaş aralığımdaki karşı cinslerime toplu taşımada yer vermesi. hiçbir zaman çözemedim. centilmenlik olsun diye yapılır mı lan bu? istanbul gibi yerde oturacak yer buluyorlar bir de centilmenlik adı altında o yeri tek özelliği dişi birey olmak birine veriyorlar. akıl, sır erdirilecek olay değil.

cinsiyetçi entrilerim olmamasına rağmen hep karşı cinsten zannedilmem 2,5 yıldır var olan ve beni sürekli açıklama yapmak zorunda bırakan gizemli bir durumdur. bir de işin içine yaş ortalaması girince, çözemedim çözülmüyor mihriban !

bundan 3 ay önce falandı, sabah uyandıktan sonra sokağa çıktım ki birde ne göreyim gün ortasında evimin hemen yan tarafında ki aydınlatma lambası boş yere açık kalmıştı. bende hemen '186''yı arayarak bu sorunu çözmeye karar verdim ve şikayetimi kendilerine ilettim kendileri de sorunu hemen çözeceklerini belirttiler. sonra ki günün akşamı mahallenin bütün aydınlatma lambaları yanarken benim evin hemen yanında ki aydınlatma lambası yanmaz oldu. bu böyle bir hafta sürünce tekrar arayıp olayı bildirdim ve sorun çözüldü. bu da böyle bir anımdır.

diğer ikinci ise... oda yaklaşık 1 ay önce falandı. normal şartlarda evimin camlarını çok açık bırakmam yaz günlerinde. sadece salonumun camını açık bırakırım zaten onda da sineklik takılı o kadar önlemden sonra evimde sinek, haşere yada herhangi bir böcek görüversem elim ayağım titrer yine günlerden bi gün evde bir yetişkin insanın elinin tırnağının boyutunu geçmeyecek büyüklükte bir böcek gördüm, elim ayağım boşladı. alt komşuyu çağıracağım gelsin atsin diye ama oda evde yok ne yapsam ne yapsam derken peçeteyle üzerini kapattım akşam eşim gelsin sonra atar dedim. o sinirle hemen haşerelerle mücadele hattı olan '328 82 72' hatlı numarayı aradım ve şikayetimi bildirdim. kendileri de ilaçlama araçlarının en kısa sürede bulunduğumuz semte yönlendirileceklerini belirttiler. arkadaş bu olaydan önce hafta da 1 gelen ilaçlama araçları 4 haftadır bizim mahalleye uğramaz oldu. tövbe ettim bir daha ne mahalleliyi nede kendimi düşünürüm.

(#995331) bak yine geldi aklıma. bunu düşünüp uykuya dalmalıyım.

efe uygaç'ın bana mal demesi amk

bu anlatacağım şeyi ilk ne zaman yaptık, ne için hala yapıyoruz ya da neden bunu çocuklarıma aktaracağım konusunda hiçbir fikrim yok. bildiğim tek şey şu ki; uzun zamandır ailecek yaptığımız bir şey bu. ve şartların müsait olduğu her akşam yemeğini değerlendiriyoruz bunun için. malzemeler: ortaya koymalık büyük kayık tabak, çekirdekli mi çekirdekli bir karpuz, aile fertleri, her katılımcı için birer adet çatal. yemeğini bitirip ortadaki karpuza yönelen ilk kişi müsabakayı başlatır. mantalite çok basittir; karpuzları yemeden önce her parçayı çatalla lime lime ederek içindeki çekirdekleri ayıkla. daha sonra karpuzları tüket ve aynı zamanda ayıkladığın çekirdekleri himayen altına al. envanter kontrolünü aksatma, cephanene güvendiğin an taarruza geç.. karpuz çekirdeği baş ve işaret parmakla olacak şekilde -sanki bir kürdan tutarmışcasına- kavranır. menzil hesabı, eğim ayarı ve nişan alma işlemlerinin ardından; çekirdek, zeminindeki kaygan nemin ateşleyici gücünü kullanmak üzere tüm güçle sıkılır. tebrikler; hedefe doğru saatte 90 kilometre hızla giden bir karpuz çekirdeğiniz oldu.. kill rekorum hala sıfır. zira henüz leşim yok.. ama attığım headshot sayısını saymaya bile çalışmıyorum artık. "esas savaşlar masa başında gerçekleşiyor." demişti biri, i na nıl maz haklı. babam olacak akrabam gelmiş burnuma karpuz çekirdeği sokmaya çalışıyor ulan. benim attığım çekirdek kardeşimin gözlüğüne "şlaps!" diye yapışıyor hadjasdhfsd annem de loca sayılabilecek köşesinden bizi izleyip kahkaha atıyor. şimdi objektif olarak düşünüyorum da, yemin ediyorum acayip acayip haller ya. normal töre "silah çıktıysa patlayacak!" der. bizdeki ise silahtan ziyade karpuz endeksli. bence hoş bir devşirme. her açıdan daha tatlı.. bizdeki törenin tek sevmediğim yanı; "iyi, kötü ve çirkin" filminin, en sonundaki düello sahnesi ve finalinin aynen bizim için de geçerli oluşu. yani nasıl; babam olacak akrabam filmdeki "sarışın" denilebilir. düellodan ona zarar gelmez, işin sonunda ganimeti alır ve çekip gider.. kardeşim ve ben ise "tuco" ve "melek göz" gibiyiz. ikimiz de düello sonrası orada kalıyoruz. birimiz yerle yeksan olarak, diğerimiz gönüllerin şampiyonu olarak. fakat annem gönüldü, şampiyondu dinlemiyor. bütün masayı ve yeri bize temizletiyor haklı olarak.. ayrıca; benzer bir diğer uygulamamız daha var. o da karpuz, kavun ve çoban salatası gibi çatalla tüketilebilecek hemen hemen her şey için geçerli. özetlemek gerekirse "aynı ürünü ilk kim çatallayıp daha çocuğunu yiyecek?" yarışması bir nevi. not: kendimde bir acun ılıcalı potansiyeli görüyorum ama hayırlısı bakalım..

biri sözlükte itiraf ettiğim bir şeyi puanlamış. sonra nedense entirim silinmiş. işin garibi silen kişi bunu mod sayfasından da kaldırmış. hayır niye? anlam veremediğim değil vermek istemediğim olaylar bunlar! sabahın bu vaktinde güney'i aratan olaylar.

sevgilisinden ayrılan insanların hemen hazırda bekliyomus gibi başka birileriyle konuşması abi nasıl yapıyorsunuz ben 15 yılda bir tane bulabiliyorum

turizm şehrinde yaşıyosun diye herkesin seni her gece partilerde fln hayatını yaşıyosun sanması. kız snap atmış, tatilde mi ne sanırım. yaşıyosun bu hayatı dedim. ya ne demezsin vs dedi. yok yok yaşıyosun dedim. muğla'da yaşıyosun daha ne olsun dedi. halbuki okuldan geldiğim ertesi gün işe başladım. gerçekten ne yaşamak ama.

sürekli olarak kulaklığım kulağımda ama gel gör ki ne müzik dinliyorum ne de video izliyorum. aklıma şey geldi pis 7'li de ki zengin çocuk rüzgar

bazı sebeplerden dolayı evimi değiştirdim. eski evimdeki büyük kitaplığı da eski evde bırakmak zorunda kalmıştım. yeni evdeki kitaplık da masa üstü küçük bir kitaplık. dün öğlen evde sığdıramadığım kitapları ne yapsam diye düşünürken en son mecbur kalıp duvarın dibine sıraladım hepsini. 2 tane de açılması gerekmeyen kolilerim vardı. bir ara bir kitaplık alırım almasına da 5 kat kim çıkaracak onu diye düşüne düşüne evi toparlıyordum. tam işlerimi bitirdim kapı çaldı. 2 haftadır hiç görmediğimiz karşı komşular durduk yere öğrencisin bu lazım olur mu diye bir dolap gösterdi bana. gayet şık, avangarde sayılabilecek camlı çerçeveli sade bir dolap. kullanmayacaksanız alırım tabii dedim. lan dedim işe bak durduk yere nerden çıktı bu dolap. neyse aldım odaya sağını solunu silip içini doldurdum. altta ve üstte olan kapaklı bölümlerine kolileri tam olacak şekilde yerleştirdim. camlı kısıma da kitapları yerleştirdim. şu an bütün dışarıda kalan malzemelerimin tamamını sığdırdı ve fazladan başka bir şey ilave edilmeyecek kadar cuk oturdu. şu an odada sırıtmayan, yerine yakışan tek cisim. anlam veremedim bu aşırı tesadüfi olaya. özellikle tüm eşyalar tamı tamına cuk oturunca hafif bir ürkmedim değil. karşı komşum betüş peri değildir inş.

1 haftadir tanidigim kizin benden hoşlandığını söylemesi

Bir öğrencim ve arkadaş grubu sürekli öğretmenlerin giyimine 10 üzerinden puan veriyorlar. Kombinlerimiz hakkında konuşuyorlar ve o kadar detaylı inceliyorlar ki. Geçen gün arkadaşım konuşurlarken duymuş diyor ki bugün ikimizi de çok beğenmişler 10 üzerinden 10 almışız. Hoşuma gitmedi değil. Keşke bugün de kaç aldığımı sorsaydım diye aklımdan geçirdim açıkçası... Entrynin anafikri: Her yaşta ve her kim tarafından olursa olsun beğenilmek insanı mutlu eder.

Halam kardeşimin covid-19 olduğunu öğrenince annemi arayıp dedi ki "pozitif olduğunu kimseye söylemeyin." Yahu manyak mısınız? Oyun mu oynuyoruz? Neden söylemeyecekmişiz, günah mı işledik, pozitif olduk sadece! Şu mantıktan kurtulun. Covid olmak utanılacak bir şey değil. Saklanılacak bir şey hiç değil. Saklayıp başkalarını neden tehlikeye atalım tövbe tövbe ya. Neyse sakinim.

Geçen halam aile wp grubuna bir dergiden fotoğraflar atmış. Bir bakayım dedim, ben varım abv. Belediyenin dergisinde gençlik spor lideri olarak çıkmışım. Anlam veremediğim bir olay. İnsan haber verir dergiye koyuyoruz sizi de diye. Ayıp ya. Ünlü oluyoruz haberimiz yok...

bağırarak telefonla konuşmak...

her sevgi zamanla bitermiş derler. benimki bitmedi, anlayamadım...

Hayatta parası olsa da belli bir kalite ve yaşam standardı olmayan insanları gerçekten anlayamıyorum. Şimdi sen bir şehirden kalkıp başka bir şehre taşınmaya karar veriyorsun. Öncesinde araştırmadan onun bunun lafıyla gidip ortaçağdan kalma leş bir kenar mahalleye de taşınmazsın ya. Hayır yani efsane deniz kenarı gayet de uygun fiyatlı güzel yerler var neden orası nedeennn!

bir gün iş yerinden biri "sevgiline bakabilir miyim hiç görmedim?" demişti ve sonra şunu eklemişti. "tabii göstermek istersen kıskanmıyorsan böyle şeyleri" "ne alakası var şimdi neden göstermeyeyim" dedim. açtım birkaç fotoğraf gösterdim. ve direkt şunu söyledi. "sevgilin de çok tatlıymış, yabancı mı?" vur dedik öldürdün be kardeşim bazen çok anlamsız şeyler yaşanabiliyor

atm’den parayla birlikte izmarit çıkması. gelen zamlardan sonra bankamız sigara kullanan müşterilerine her para çekme işleminde 1 dal hediye etmeye karar verdi. yüksek tutarda para yatırma işlemlerinde 1 paket olcak diyollaar

Anlam verilecek bir şey kalmamasına anlam veremiyorum amk.

Gerçekten aşık olunan kişiye uzun uzun bakarken göz dolması…

Mantık çalışıyorum ve anladım gibi ama kafamı Aşağı yukarı sallasam bilgiler uçacak gibi. Bu nasıl matematik asla anlam veremiyorum.

dün konsere gitmiştim kızın biri götüme yanlışlıkla sigara bastı.

isteme olaylarında evin içinde topuklu ayakkabı giyen kız tarafı. hayatımda bunun kadar saçma, bunun kadar görgüsüz, bunun kadar işe yaramaz başka bir şey görmedim. ne lan bunun amacı? ne oluyor yani, tamam anladık güzelce giymişsin abiyeni, şıkır şıkırsın, tebrik de ederim çok güzelsin. ama topuklu ayakkabı ne işe yarıyor? evin içindesin, evin içinde. kız isteniyor, sen topuklu ayakkabı giyiyorsun. hem görgüsüzce hem de nasıl eğreti duruyor, nasıl göz kanatıyor bir bilseniz. boyu uzun gözüksün diye yazanın ağzına topuklu ayakkabı ile girişirim bak.

insanlar beni çok yaftalıyor. hep normal olmaya çalışan anormal biriydim. normal anormalliğimi normal olmaya çalışırken yaptığım anormalliklerle baskıladığım için beni tanımıyorlar bile. bu olay cidden anlamsız. beni tanımıyorlar bile.