aniden gelen istekler

(bkz: aniden gelen ders çalışma isteği) masanın başına geçiş,bir saat sonunda ders çalışmak dışında her şeyi yaptığın farkındalığı ve kapanış.

şöyle bir ortamda bağıra bağıra taraftar besteleri söylemek Galatasaraylıyım ama olsun hiç farketmiyor mis gibi ortam çok canım çekti

Bazen diyorum ki dil öğreneyim bilmem bişey kurslarına gideyim falan sonra diyorum yat yerine amk kim uğraşcak msjsnaksjs

Bir restoranda masaya oturduktan sonra olanca nefesimle hancııııı diye bağırmak istiyorum bazen.

evet aniden istifa perileri geliyor bana aşırı fazla böyle

Bazen aramamam gereken birini aramak geliyor içimden ama bu öyle karşı konulabilcek tarzda bir istek olmuyor bir bakıyorum aramışım bile.Normalde herkes tarafından kuralcı ve sağlam irade sahibi olmam ile anılırken bu istek karşısında iradem nasıl bu kadar devre dışı kalabiliyor anlam veremiyorum :(

ensesi aşırı açık biri görünce arkadan şaaaak diye şaplatma isteği geliyor bana

ensesi aşırı açık biri görünce arkadan şaaaak diye şaplatma isteği geliyor bana

büyük marketleri gezmek. şunun kadar sevdiğim bir şey yok. değişik değişik ürünleri incelemek çok hoşuma gidiyor zaten yaz ayındayız serin yerlere ihtiyaçım var ama fakirim iş görür bi zebk

şehir değiştirme isteği. komple, temelli, sil baştan. öyle sıfırdan başlamak ki yeni şehirde tanışılan yeni insanlara kendini başka bir isimle tanıtmalı, tüm banka hesaplarını kapatmalı, telefon numarası değiştirmeli. geçmiş sanki hiç var olmamış gibi. "başka bir hayat mümkün" demeli. karamsar bir yerden söylemiyorum bunları ya da sıkıntılı bir geçmiş olduğundan da değil. sadece bir tane olan hayatın başka türlü olması istediği sanırım. yeni bir şehire gidince sanki her şey başka türlü olacakmış inancı hepimizin içinde var galiba biraz biraz.

Sadece ölmek istiyorum. Başka bir isteğim yok. Özür dilerim.. Bu canı daha fazla taşıyamıyorum Allahım, al bunu benden de kurtulayım, başka türlüsüne sen izin vermiyorsun.

buz dolu küvete girmek ve orada uyumak. bu saatte sıcaktan uyandım. öyle de bir uyandım ki, sanki nefesim kesilmiş ve 1 dk içinde su içmezsem susuzluktan ölecekmişim gibi. çok zordu. şimdi de uykum kaçtı. bu böyle olmamalıydı..

paralel evrene geçmek. sessiz, sakin, modern, nezih bir kasaba... bense herkesçe sevilip sayılan bir öğretmenmişim orada. okul çıkışı, dağılan öğrencilerin bana laf atışları eşliğinde herkese selam ede ede çarşıda yürüyorum. insanlar güzel, hava güzel, ekonomi bile güzel... manavın önünden geçerken taze meyve kokularıyla mest olup dur diyorum, şuradan karışık bir şeyler alayım, şımaralım biraz. çarşıdan 10 dakika yürüyerek bahçeli müstakil evime varıyorum, bahçe kapısını açar açmaz kapının sesini duyan güzeller güzeli eşim evden bahçeye fırlıyor, beni görünce tebessüm ediyor, koşar adım bana doğru yürüyüp hızla sarılıyor. alıp havaya kaldırayım onu döndüre döndüre. akabinde buseleşme faslı, yüzünün neresi denk gelirse artık. birkaç saat sonrası... akşam olmuş. yemekler yenmiş. verandada sarılıp oturmuşken günümün nasıl geçtiğini anlatıyorum eşime. sonra gözüm bahçeye dalıyor, fark ediyorum ki yabani otlar çoğalmış. diyorum bunları bir ara kesmek lazım, haftasonu yaparız diyor eşim. haftasonu daha güzel şeyler yapmak varken mi diye soruyorum. cevap vermiyor ama aklımdan haftasonu için yine bir şeylerin geçtiğini anlıyor, tebessüm ediyor. tam o esnada evimizin yakınından geçen bir koyun sürüsü ve çoban çıkageliyor. evreka diyerek yerimden fırlıyorum, eşim şaşırıyor. lakin alışkın bu hâllerime. bir şey diyecek olsa beni engelleyemez, engellese de yapacağım şeyi göremez. en iyisi bekleyip izlemek. bahçe kapısına gidip zaten tanıdığım olan o çobanla ayaküstü sohbet ediyorum, durumu anlatıyorum. teklifimi kabul ediyor. bahçe kapısı açılıyor, koyunlar ve çoban bahçeye giriyor. çoban arkadaşla ayaküstü sohbet ederken meyve ikram ediyorum, o sırada koyunlar da bahçedeki tüm yabani otları silip süpürüyorlar... (bkz: mission completed) akabinde çobanı ve koyunları yolcu edip eşimin yanına doğru yürümeye başlıyorum. ben yürüyorum o gülüyor, ben ona hayran o bana, ben onu hep istiyorum o da hep beni... yanına varınca ne yaptın sen öyle diyor. süper kahramanlık diyorum, haftasonumuzu kurtardım. hazırlan güzelim, bu haftasonu sırasıyla sinema, bowling ve şahane bir fast food menü ile keyif yapacağız. bugün okulda çocuklar bir yer tavsiye ettiler, denememiz lazım!

Kocayla arabayla bebekte üç beş tur atma isteği.

şöyle ayakları yerden kesmeli deli dolu bir aşk yaşamak istiyor canım. aşkın beni bulma olayına pek inancım yok ama sevip sevilsekte yeter fazlasında gözümüz yok.

Bütün hayatımı düzene sokma isteği. Geldiği gibi de gidiyor. (bkz: Ateş almaya mı geldin)