akçakoca

8 bin tl ye adam vurdurabileceğiniz düzce ilimizin güzide bir ilçesi

kocaelilililinin actigi baslik

Bu sene pandemi sebebiyle ege sahillerine inmeye çekinip izole bir yer aradık ve kendimizi burada bulduk. Öncelikle gerçekten sakin bir kasaba, yazın nüfusu kendine göre artıyor ancak asla ege gibi iğne atsan yere düşmez seviyesini bulmuyor. Havası çok temiz, yemyeşil bakir bir doğaya sahip. Belediyesi de potansiyeli görüp iyi çalışmış, İstanbul'u aratmayacak yeme/içme mekanları mevcut. Hiçbir akşam ne yiyeceğiz sıkıntısı çekmedik, yediğimiz çoğu şeyden de memnun ayrıldık. Özellikle balık açısından çok zengin, ben düşkün olmama rağmen tazeliğin lezzetine kapılıp sık sık tercih ettim. Fiyatları da hemen hemen makul, kimi yerler bir tık yüksek ancak paranıza değer bir kalite sunulduğu için sorun etmiyorsunuz. Yine kıyaslamak gerekirse, egedeki turist gelmiş fiyatları şişirip kazıklayalım olayını burada hiçbir mekanda yaşamadım. İlçenin en lüks kabul edilen otelinin plajında bile böyle bir anlayış yok, fiyatlar dışarıda neyse plaj menüsünde de aynı o şekilde. Şaşırtıcı ve sevindiriciydi tüm bu olumluluklar. Ancak... Gelelim menfi tarafına, denizinden hiçbir şey ummayın. Hani egenin buz gibi sakin denizi hani balıklarla birlikte yüzdüğünü gördüğün o berrak su hani nerede.... Tipik bir Karadeniz. Kaldığımız bir hafta boyunca dalgalı, dalgalı ve yine dalgalıydı. Kumu kaldırıp suyun rengini kanalizasyona çevirecek kadar dalgalıydı, değil girip yüzmeye çalışmak insanın o manzara karşısında suya girme hevesi kalmıyor zaten. Deniz için bir daha asla tercih etmem. İstanbul'a da Ankara'ya da yaklaşık üç saatlik bu şahane ilçe deniz tatili için değil de bir haftasonu gidip dalga sesleri eşliğinde kafamı dinleyeyim tadında. İnşallah tekrar yolum düşer.

21-25 haziran arası kız kıza (kız kıza erkek erkeğe gelenler çoğunluktaydı) tatile gittiğimiz tatliş ilçe.. gidene kadar canımızdan bezdirdiler gerçekten. “dalgadan yüzmeyi bırak denize giremezsiniz, deniz anasından yüzemezsiniz, buz gibi olur üşürsünüz. zaten yağmurlu görünüyor geçmiş olsun :dd” cümleleriyle korkarak gittik. fakaat Allah’a şükür hiç öyle olmadı. şöyle ufak bir sıkıntı çıktı: sezonu açıp geldik :( ilk gün gittim sahile 17-18 gibi. sahil dolu deniz bommmboş. herkes ya balık tutuyo ya bi şeyler yiyo. bi garipsedim ama gelmişken gireyim diye de girdim açıkçası. suyu biraz soğuk ama bana ege kadar geldi ya. balıkesir gibiydi soğukluğu bence aşırı değildi. suyu çok berraktı. rengi de turkuaz gibiydi daha çok. dalga da yoktu öyle. çarşaf gibi değildi çünkü sabah yağmur yağmış galiba. fakat ertesi günlerde çarşaf gibiydi deniz. birazcık da ısınmıştı. tuzu da çok az olduğundan ne göz yakıyor ne yutunca boğazın, burnun mahvoluyor. ayrıcaaa akdenizin boğucu, öldürücü havası gibi bi havası da yoktu. sıcak olsa bile yine de yaşanabilirdi yani hagshdhdj gezilecek yerler de var ve güzeller. kurugöl kanyonu adlı bir dere var :d kanyon görmek için değil de taşlardan zıplaya zıplaya ilerlediğiniz, serin, sulu bi gezinti isterseniz çok güzel seçenek bence. fakıllı mağarası da hoştu. aktaş şelalesi de çok güzeldi. suyu da güzeldi valla ben içtim. bi de şey merkeze yakındık biz, sokakları filan da güzeldi. yeme/ içme sorunu olmaz bence. bizim hatay usulü soslu dürüme katuk ya da katık gibi bi şey diyorlar sanırım. ama güzel yapmışlardı. Ankara gibi hızlı bi şehre alışmış insanlar için baaayaaa yavaş ve rahat insanlar şehri ama. her şeyi çok yavaş yapıyor herkes. bu da biraz daraltıcı, buna da hazırlıklı olun :d oltanız varsa da giderken kesin götürün su olan her yerde oltalı, atletli dayılar da vardı :d Ankara’ya, İstanbul’a 3 saat gibi bi uzaklıkta olduğundan arada gidilebilir bi yer. sevdim <3 hoş, sevimli bi ilçe.. öyle..