aşk acısı

bu acının biçim bulmuş hali sanattır. bu acının yazıya dökülmüş hali edebiyattır. bu acının dile geliş hali müziktir. bu acı cebinizdeki paketlere nüfus kaybı yaşatır. bu acı dünyadaki bütün izmaritlere dudak dokundurtur. bu acı en etkili diyettir. bu acı en afilli intihardır. kısacası bu acıdan büyük çok acı vardır ama süreklilik bu acıdadır. bu acı size insan olduğunuzu hatırlatan en ilkel acıdır vesselam.

yaşayamadan ölcem galiba :(

herkesin aşk acısı birbirine benziyor. birçok entryi "ben bunu ne zaman yazdım" şaşkınlığıyla okuyorum.

ya sefil derbeder edersin kendini ya da büyümüş bir âşık...

tek maçtan yatan kupon > aşk acısı

dünyanın başka hangi ülkesinde bu kadar konuşuluyordur bilmiyorum. bence dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar konuşulmuyordur. tek derdimiz bu olsun, yenisi illa ki bulunur da, açlık savaş gibi şeylerin telafisi daha ağırdır.

en kötü hislerden; sevilen insanın fotoğrafına bakıp, 'bu fotoğrafta beni seviyordu' demek.

dünyada birbirinden kötü bi ton acı olay var ama en çok konuşulan aşk acısı... abartılıyor. (bkz: alttan alttan duyar kasmak)

eğer gercekten sevdiysen, ayrılan karşı taraf olduysa bir de ilişki bittikten sonra beraberken aldatıldığını ögrendiysen geçmeyecek kardeşim. hep sende bir anısı kalacak. hep bir nefretin olacak. onu tanıdığın güne lanet edeceksin beraber geçirdiğin günlere küfredeceksin, hayatta ki hicbir şey si**kinde olmayacak. geçmeyecek kardeşim geçmeyecek. karşına çıkacak, seni sevecek insanlara ızdırap olacaksın. bir daha kolay kolay kimseye güvenemeyeceksin. kapatırsın penceresini ömrünün çekersin perdesini. gönül penceresinden ansızın bakanlar olacak bir yangının külünü yeniden yakmak isteyecekler olacak. ama sen hala aynı nakaratta kalacaksın. sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar.. dinledigin her şarkıda onu hatırlayacaksın en cokta beraber dinlediginiz, bu bizim sarkimiz dediginiz parcalarda kahrolacaksin gecmeyecek kardesim gecmeyecek. korkuların olacak bir daha sevmeye korkacaksin. aslında korkuların bir daha sevmek olmayacak, benzerine yenilmekten korkacaksin. geçmeyecek kardeşim geçmeyecek

bana bazen insanların aşk konusunda mazoşist olduklarını düşündürmüştür. bazıları sırf aşk acısı çekmek için sevgilisi ile aralarını bozuyor. incelenmesi gereken bir durum

önce yürekte bir yanık kokusu gelir burnuna değişik bir koku bir anda canın yanar bağırmak saydırmak her yeri inletmek istersin ama yapamazsın susarsın bazıları gibi gider insanlar dert yanar ağlar sızlarsın bazıları gibi bir köşeye çekilir elinde alkolün kafanı yorarsın bazıları gibi de sadece susar için de yaşarsın her şeyi etrafa acını belli etmezsin siz siz olun bazıları olmayın o kişinin yanında ki mutlu mesut kişi olun hadi eyvallah

öyle bir şeydir ki, eğer bu acı da geçerse ondan geriye ne kalır ki dedirtir. geçip gitsin, bitsin istemezsin.

hep de gece vakti hortlatıyonuz şu başlıkları ha. gündüz lay lay lom gece geldi yak hemen sigarayı

çok şişirme. ciddiye alamıyorum. bi soda için geçer.

6 ay kemoterapi 1 sene ameliyatlar türlü türlü çile gördüm... ama resmini gördüğümde kalbim sanki neşterle paramparça ediliyor. bu acıyı tarif bile edemiyorum. ne önüme bakabiliyorum ne geçmişe dönebiliyorum. bi şarkı duyup dalıp gidiyorsun bize bu acıları neden yaşatıyorlar...

aşık falan olmayın kodumun dünyasında.ne gururunuz kalır ne ciğeriniz ne de mantığınız.milyon kere geçirseler sanki bu kadar acıtmayacak siktimin duygusu.aşkının da amk karşılık alamamanın verdiği çaresizliğin de.

aşk acısı çeken üstadlarım adres verin lahmacun yolluyayım (bkz: aşk acısının tedavisi) (bkz: aşk acısını unutma taktikleri)

hem dünyanın en kötü hissiyatını verir nefesiniz kesilir gibi olur sancılar çekersiniz hem de, olur da... belki... keşke... diye başlayan küçük tatlı hayallerle salak salak sırıtarak kuş kadar hafifleyip içinizi gıdıklayan güzel duygularda savrulursunuz

o zaman baha aşk acısı dinleyin

kirpiği düşse üzülüyodum lan

ya ben o adamın acısını da çekmeye razıyım. çekiyorum da. gelecekse de, gelmeyecekse de. kalbimdeki o güzel adamın, güzel cacığımın acısına dahi razıyım. seni seviyorum cacığım.

aşık değilsem bile çekerim eğlence olarak o acıyı yav

bu tanımın genel bir adlandırma olduğunu düşünüyorum. çünkü aşk acısı olarak ifade edilen çoğu şeyin aşk ile alakası yok. üstüne batmış olan dikenler acıtıyor. ihanet-kazık-yalan-riya-minnetsizlik-kıymet bilmeme vb türlü insan davranışlarını hazmedememe durumu yaşanan rahatsızlık. yani aşk kalbin içinde yaşar. üstüne batan dikenlerin acısını çeker insan. e bir günah keçisi lazım. aşk acısı olur adı.

aşk acısı çekmek istemiyorum abi ya millet aç ulan aç yemek bulamıyor yemek için, annesini babasını kaybediyor, kaza geçiriyor... vs ama biz bizim değerimizi bilmeyen biri için üzülüyoruz ve ben kendi adıma kendimi üzülmekten alıkoyamıyorum. bu yaşta aşk acısı nedir ya. gerçi ben kendi durumuma alıştım da üzüldüğüm zamanlara üzülüyorum.

şuan bu acıyı çekiyor muyum çekmiyor muyum? çekiyorum da kafamı başka şeylerle oyaladığım için mi arada canım acıyor bilmiyorum

sen benim kabul olmuş duamsın diyordum peki ne olduna şimdi gitti hem de 7 yılın üzerine çok saçma lan bu kadar acı çekerken susuyor olmak bu acı geçmeyecek gibi ciğerlerimi yakıyor kaburgalarım sıkıştırıyor bedenimi bana fazla bu acı tamam evet acı çekiyorum ama yorgunum gecem gündüzüme karıştı bir şey söyleseydi giderken bekleme deseydi belki ıslanmazdı bu kadar yastığım ama en ufak bir şey söylemedi

kirpiği düşünce üzüldüğünüz insanlar sizi düşürünce,böyle bi afallıyorsunuz çok zor oluyor,hani bi söz var ya "bir şeylere üzülüyorsam, tuvalete gitmem gerekse bile gitmem,üzülmekten gidemem,üzülmeyi bırakıp gidemem." (bkz: the catcher in the rye) resmen onu yaşıyorsunuz ama geçiyor ya

arkadaşlar mal mısınız? aşk acısı ne amk sene olmuş 2017.

2 buçuk senelik ilişkim bitti. lise sondaydık konuşmaya başladığımızda, ben liseden hep nefret ederdim leş gibi de geçmişti zaten. i̇nsanlarla hiç anlaşamamıştım lisede neyse tam bitti gidiyoruz derken lise giderayak son güzelliğini yaptı. onunla daha önceden tanışmıştım 1 2 kere konuşmuştuk belki o başarılı bir kızdı ben pek çalışkan değildim. devamsızlık problemim olduğu için okulun son günlerinde okulda olmak zorundaydım kimse de yoktu okulda adam akıllı zaten son sınıfız. üniversite tanıtım için bir çok okul gelmişti liseye, annesi akademisyen ve üniversite tanıtım için gelmişti. camdan dışarı bakıyordum ve onu gördüm o anki yürüşünü hiç unutamam sanki zaman yavaşlamıştı her şey durucak gibiydi. o gün yanına gittim onun, muhabbeti kurdum doğru zamanda doğru yerdeydim sonra doğum günümde çıkmaya başladık 29 mayısta tabiki diyerek sarılmıştı bana ben de normalde çok özgüvenli biri değilimdir ama o kadar doğruydu ki her şey kollarımı açarak ''benim sevgilim olur musun?'' demiştim. i̇lişkimiz hep zorlu geçmişti mesafe vardı çünkü. ben edirnede o istanbulda gelirdim 2 haftada bir istanbula görüşürdük mutluyduk ona sarılınca ben bambaşka olurdum farklı hissederdim çok güzeldi. zorluklar yaşadık 3 ay gitti amerikaya bekledim ben onu çok seviyordum onu gerçekten çok seviyordum. 2 buçuk senede çok fazla yer gezdik çok güzel şeyler yaşadık kavga da ettik birbirimizi çok üzdüğümüz sinirlendirdiğimiz zamanlar da oldu ama hiç pişman değilim keşke her şeye en başa dönse yaptığımız hataları yapmasaydık aldatmadık birbirimizi ama hakaret ettik bazen yalan söyledik bu da sevgisini azalttı onun azalttı azalttı her kavgada biraz daha ve en sonunda bana ''ben seni çok seviyorum ama senin istediğin şekilde olan sevgim bitti.'' dedi 9 eylül 2017 idi. uğraştım baya, çok çaba sarfettim ama olmadı soğumuştum kendimden ah annesi çocuğumuzun adını bile koymuştu. her şeyi onla yaşadım ben, bir tek onun yanında ağlayabiliyordum, kendimi bildiğimden beri tanıdığım en yakın arkadaşımın yanında bile ağlayamıyordum. zaman her şeyin ilacıdır evet ben belki 1 sene sonra unutucam onu tamamiyle ama unutmak istemiyorum onu hiç unutmak istemiyorum çok zorlanıyorum denedim tekrar şans vermesi için uğraştım tüm beni oluşturan özelliklerimden vazgeçmeyi seçtim biz farklıydık onunla o yüzden kavgalar çıkardı mesafeden ötürü bir de tabii ama yanyana olsak imkansızdı mükemmeldik. neyse demek istediğim behzat amirin de dediği gibi ''insan sevdiğine şans verirmiş la'' ve ben onun sevgisinin bittiğinin çok farkındayım artık o başka bir insan ve ben o birlikte olduğum beni deliler gibi seven kızı çok özlüyorum, çok özlüyorum sözlük.

ben severken acı çektim bıraktığımda ise dünya çok daha güzel bir yer oldu bana.

yeni gelen sevgiliyle unutulandır. hep böyle olmamış mıdır zaten?

aşık olduğun kişinin sana aşık olduğunu sanman ve belli süre sonra sinema da gülerek ben aşka inanmıyorum tabi ki de , sana da aşık değilim lafını duyduğun o anda yıkılırsın ... ama aşık olduğun için unutmak istersin bu lafını ama ama bir gün gelir bir anda aşka inanmayan bu kişinin , keşke aşık olarak bir ilişkim olsaydı lafını aşık olduğun kişiden duyunca kalbine ok , bıçak gibi ne varsa kesici aletler saplanır ya işte o anda dünyan başına daha da yıkılır ... ağız sussa da gönülden edilen ah dan korkacaksın kızım , yaşayınca anlayacaksın , ettiğin bu lafları ...

böyle fiziksel bir acı göğsünün üzerinde tonlarca ağırlık sıkıştırıyor ama arveles falan içtim bana mısın demedi. 2019 edit. hayat devam ediyor bir şekilde. nefes alıyorsun. o çok değerli biri olduğundan değil de insan kendi sevgisinin harcanmasına üzülüyor. i̇lk aşık olduğum zaman bunun aklımda kalbimde güzel kalmasını isterdim.. çok isterdim hem de. keşke dürüstçe sessizce kırmadan bitseydi herşey... keşke bu kadar yıkmasaydın beni. keşke seni hala sevebilseydim azıcık da olsa çok isterdim. keşke biraz saygın olsaydı en azından yaşadığımız onca şeye... bilmiyorum bir daha ne zaman sevebilirim birini...

su sozlukte bir kişi aşk acısı cekmedigi gece dünya barışı sağlanacak inaniyorum

4 aydır sağlıksız her şeye hücum etmem, neredeyse su içmemem ve sanırım diyabete yakalanmış olmam sebebiyle 14 kilo aldırmış bana. hayatımın amına koyuşumun en güzel bahanesi. baş dönmesinden düz yolda yürüyemiyorum bakmayın :d

şuan içinde olduğum belli belirsiz durumdan ziyade aşk acısı çekmeyi yeğlerim. ulan en azından derdin belli anlatsan belki rahatlarsın derdinin devası belli. ama seviyorum acısını çekmeyi. belki de kavuşmayı değilde o yolda çekilen acılar hoşuma gidiyor. düşünüyorum ama sonuca v aramadığım için ayrım yapmak zor oluyor.

bunu bi kadar abarmanız veya ciddiye olmanız canımı sıkıyor sayın sözlük yazarları

i̇nsan aşk acısı çekerken çok büyük dert sanıyor, ne yapacağını şaşırıyor. lâkin bu acıdan kurtulduğu zaman farkediyor üzülmeye değecek bir şey olmadığını.

biraz sadistçe gelecek ama ben bu acının zorunlu bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. o kalbini kırıp sikecekler önce ki tüm dünyaya kapılarını kapatasın. ondan sonra bi bakmışsın ki anacığın senin haline üzülüyor. o kırıldı daha da acımaz artık dediğin kalbin bak bakalım nasıl acıyacak. sonra dert ettiğim şeye bak deyip hayata sarılmayı öğreneceksin falan.. evrimini bu şekilde tamamlaması gerek normalde ama arada kalbi kırıldıktan sonra insanlığını tamamen unutup kahpece yaşamaya başlayan mutantlar da var. siktir edin onları, hayat kısa. kendi kalbinizi onarırsınız bir şekilde. başkalarının kalbini kırmamayı öğrenin yeter. mutlu ölürsünüz en azından.

bana acı kısmı denk geldi diğeri yok

konu ask olunca bizim yüzler gülmüyor tabi

aga vaktinde çok çektik baktık bir faydasını görmeyince aşık olmamaya karar verdik..

gereksiz ve insanın kendi kendine büyüttüğü bir şeydir , vaktinizi daha iyi değerlendirin

allah kimseye çektirmesin.

Aşk, anormallik halidir. Beyinde halay çeken hormonların yarattığı bir halüs. Bir bağımlılık hali. Kokain kullanmak gibi. Hesap ortada, bir alışkanlığı unutmak için, kullandığınız sürenin yarısı kadar uğraşmanız gerekir. Yani, ne yapsanız boş. O acı çekilecek. Eğer bu dönemi hızla atlatmak isterseniz, sosyalleşin. Spor yapın. Yalnız kalmaktan kaçın. Size değer veren, sizi seven dostlarla vakit geçirin. Hatta, kim olduğunun bir önemi yok, bazen sadece vakit geçirin. Yazı yazın. Müzik dinleyin. Durumunuza mantıklı açıklamalar getirin. Gerekirse kendi kendinize konuşun. Nefret yahut üzüntü, duygularınızı yaşayın. Tabi, bir başka kadınla da şansınızı deneyebilirsiniz. Şunu söylemek biraz şerefsizce ama, bir başka kadın her zaman iyi gelir. İyileştirmez, iyi gelir. Eğer yeterince acımasızsanız bu yoldan da ilerleyebilirsiniz. Bu yolların herhangi birinde ilerlerseniz, sevdiğiniz insanın dünya üzerindeki varlığını bile unutmuş olacaksınız.

Her yeni aşkın bitişinde biraz daha az yaşanan acıdır.İlk defa birinden uzak kalmak zorunda olduğunda aşırı çaresiz hissediyorsun ama bu her tekrarladığında geçecek olan süreci bildiğin için o kadar da yorucu olmuyor.Bildiğim tek şey şu ki her şey bir alışkanlıktan ibaret,rutinleri bırakmak zordur ya da yeni bir şeye başlamayı denemek.Bu aynı diyet gibi.O alıştığın hayata bir anda farklılıklar gelmesi ve senin bir türlü başlayamaman.Bu süreçte olabilecek en iyi şey sosyalleşmektir.Evde oturup düşünmek,ağlamak,sorgulamak hiç bir işe yaramıyor.Bu yüzden önce pencereyi daha sonra kapıyı açın,hadi bakalım.

Boştur. Gerçekten yüreğiniz yandığında, neyin sizi daha çok acıttığını konuşalım.

Bazı gerçek acılar ve mutsuzlukların yanında artık bana çok anlamsız geliyor. Hayat mücadelesi bu kadar zorken bir insan için acı çekmek saçmalık.

O an için acı verici sanki yaşamak istemiyormuş hatta yaşayamıyormuşsun gibi ama daha mantıklı acılar görünce kendinde veya bir başkasında aşk acısının saçma birşey olduğunu anlıyorsun

dünyanın en saçma acısıdır. bir insanı aklını kemara bırakara sevmek hiç akıllıca değil !!!