hayyam'ın sıkıntısı, ne yapacağını bilemeyen, aslında hiçbir şey yapamadığı ya da beceremediği için bu halde olan bir adamın çektiğiyle bir değildir. öylesi, ölü doğmuş insanların ve kendini haklı olarak morfine ya da kokaine verenlerin sıkıntısıdır. acem bilgenin sıkıntısı ise, bununla karşılaştırılamayacak kadar asil ve derindir.
üstadım iyice düşünmüş ve her şeyin karanlık olduğunu görmüş. bütün dinler, bütün felsefeler üzerine kafa yormuş, nihayet süleyman'ın lafına gelmiş bir adamın sıkıntısıdır onunki: "gördüm ki her şey boşmuş, ruhun çektiği acılardan ibaretmiş…"
ya da şu öteki kralın -daha ziyade imparator demeli- septimus severus'un dediği gibi, o da der ki: "omnia fui, nihil…" yani: "her şeydim, hiçbir şeye değmezmiş."
veya gabriel tarde şöyle der: "hayat, yararsızlıktan geçerek imkansızı aramaktır." hayyam da olsa böyle söylerdi.
çok uzağa gitmeye de gerek yok. cem karaca da der ki: "bir girdapta dönüyoruz, yaşamadan günümüzü..."
acem bilgenin içkiye kendini vermekte ısrar etmesinin nedeni budur. iç, iç! pratik felsefesi böyle özetlenebilir. neşesine neşe katmak için, neşe neşeye daha çok benzesin diye içen, ehli keyif bir ayyaştan bahsetmiyoruz. unutmak ve belki biraz daha kendi olmak amacıyla içen, kırgın bir ayyaş da değildir hayyam. o şaraba neşeyi, eylemi ve aşkı katandır.
hayyam'da en ufak bir enerji işareti, en ufak bir aşk cümlesi geçmediğini de gözden kaçırmayalım. rubaiyat'ta incecik siluetiyle (nadiren de olsa) zuhur eden küçük saki kesinlikle "şarap sunan genç kız" değildir. zira şair, tıpkı bir şarap testisinin narinliğine vurulurcasına vurulmuştur onun endamına.
velhasıl kelam; hayyam'ın pratik felsefesi, haz arayışının dibe vuracağı kadar silikleşmiş, dingin bir epikürcülüğe varır. gülleri seyretsin, şarap içsin, ona yeter. hafif bir meltem, havadan sudan bir sohbet, üç beş çiçek, bir testi şarap -acem bilgenin en önemli arzu nesneleri bundan ibarettir işte, hepsi bu.
aşk insanı kışkırtır ve yorar. eylem dağıtır ve başarısızlığa götürür. kimse bilmeyi bilmez ve düşünmek her şeyi donuklaştırır. işte bu yüzden, faydasız dünyayı açıklama iddiasından veya aptalca onu iyileştirmeyi, yönetmeyi amaçlamaktan vazgeçsek daha iyi olur.
her şey hiçtir ya da yunan antolojisi'nde yazdığı gibi "her şey akılsızlıktan gelir.", üstelik bir yunan, yani akılcı biridir bunu söyleyen. vesselam...
(bkz: bahçemizin halinden baharımı kıyasla)
(bkz: sefa sür)