en asil duyguların insanıdır.
- filmi hala izlemeyenler için spoiler içerebilir -
ilyas da
(bkz: kadir inanır ) filmin bir yerine kadar sevilebilir. laaakin filmin gidişatına bakıldığı zaman görülüyor ki ilyas aslında tam bir şerefsiz, katıksız bir orospu çocuğudur.
"o kız senin için her şeyi bırakıp geldi lan yanına ibne!! " diye sinirlere gark eder insanı.
yakışıklı ve romantik bir şopar olabilirsin ama bu senin adamlıktan zerre kadar nasibini alamadığın gerçeğini değiştirmez. en ufak zorlukta tüm suçu karına ve çocuğuna atıp dilek denen karıya gidip, sonra geriye döndüğünde asya'yı bulamayıp babayı almana her seferinde seviniyorum.
gelelim adamın dibi cemşit cephesine.
cemşit'in bir tek fırsattan istifadeciliğine kızıyorum. cemşit'in asıl amacı asya'ya yardım etmek değildi (tabii ki bu da var ama asıl amaç değil.). asya'yı görür görmez bir elektriklenme oldu ve adam bunun peşinden gitti. bak ya asilliğe bak, adamın hatası bile doğru be.
özünde cemşit de ilyas da sevdiler ama farkları şuradan geliyor;
ilyas çok sevdiği karısını ve çocuğunu, başka bir kadının dolduruşuna gelerek terk eder,
cemşit de aynı adamın terk ettiği bu iki insana kucak açar ve onlara tüm sevgisini verir.
belki samet olmasaydı asya yine gururunu ayaklar altına alıp ilyas denen göte giderdi ama zaten filmin kilit noktası cemşit olduğu için bu korkunç son gerçekleşmedi.
filmde ilyas, kızların efendi adam yerine piç tercihini temsil eder. bir gençlik heyecanıdır. tehlikeli ama kesinlikle heyecan vericidir. sonu kötü biter.
cemşit ise daha çok ilerleyen yaşlardaki kızların evlenilecek adam tercihidir. ilyas'a nispeten sıkıcı ama daha güven vericidir. huzurludur. dosta güven düşmana korku salar.
cemşit iyi.
cemşit gibi olun.