bugün
yenile

    bir delinin beyin jimnastiği

    7
    +
    -entiri.verilen_downvote
    bodrum katı günlüklerinden. 2009/2010 her gece, aylardır yıkanmamış,içindeki pamuk keçeye dönmüş lanet yastığın leş kokusunu çekiyorum, senin casablanca bahçesi kokun yerine. -hani demiştin ya nerden çıktı şimdi bu diye,çok sevdiğin sarı lale yerine. söyleyemedim sana,tarif edemediğim kokuna "en yakın" olan çiçeğin o olduğunu ve en az senin kadar narin,senin kadar beyaz,senin kadar bir sürü şey işte... çöpe attığın an dilimin ucuna gelmişti aslında.ama s.ktirettim. sustum. hayalinle süslemeye çalıştığım uykusuzluğumda seni bulduğum rüyalar yerine, aptal bir kadının,tv de son dakika haberlerinde,buzluğa koyulan muz'un flaş haberlerinin cinnetiyle aralanıyor kabuslarımın kapıları... bir yıl oldu.bir yıl... bana göre bir ömür deyip sallamıyacağım ama sanırım işkenceyle geçen yirmi yıl var helalinden... o günden bugüne vücuduma gece sarılan tek lanet şey ucuz uyku tulumum.gündüzse lanet hırka... gün her doğduğunda elimi atıyorum sol tarafıma,buz gibi bir sensizlik. o andan itibaren ağzımda fısıltı şeklinde adın. geceye kadar tesbih çeker gibi zikrediyorum. her sigara molam,imame duam,seni anmak oldu. bir süre önce müftülüğün yanında yatan erenlerle konuştum. her yer türbeydi. sağım solum sobeydi. sobeledim onları. dinsizliğimden utanmayıp seni diledim.hatta aramızda kalsın yalvardım da. gel zaman,git zaman iki ay oldu. e seninde bildiğin üzre ne döndün, ne aradın...günlerden cumartesiydi ve ben iki ay önce bütün iyi niyetimle gidip seni dilediğim o zat-ı muhteremlerin karşına dikilip yaklaşık bir buçuk saat kadar sövdüm. hatalarını bildiklerinmidir nedir çarpmadılar. bu ve buna benzer ayinler düzenledim yatırı olan heryerde.önce diledim,sonra malum sonuç e sıçtım sıvadım. anladım ki onlardan da fayda yok. anladım ki bana sen lazımsın,hayal kurmaya devam ettim. her hafta moda rıhtımına gittik mesela seninle haberin varmı? hani o bana kemçirdiğin yer. sessizlik vardı.sesin eksikti. bu o an orada olmayışını bana hatırlatıp saadetimi bozmasın diye çekirdek yediğini varsaydım. ara arada kadıköy iskelesinde çay içtik garsondan üçüncü şekeri üç seferde isteyerek. kıllandı tabi namussuz tek başıma iki çay altı şeker isteyince. ambiansı bozmasın diye sus işareti yaptım ona sustu... beni duşa sokup yıkadığın anları anımsarım gülerek.annem kadar gaddardın soğuk havada bekletip birden kaynar suyu dökerken.otuzuma geldim anneme kızmadim. altmışıma gelirsemde sana kızmıcam. dönmezsen kızarım ama. çok hemde. sensiz gezdiğim zamanlarda oldu çatla... karı kız kestim bolca. moda rıhtıma başım öne eğik giderken bir sürü para buldum. beni yapayalnız bırakmanın en karlı kısmı buydu. o paralarla bira alıp içtim.yine zarar ettim. ve sen yine yoktun.çok sıkıldım ben bu kısırdöngüden. usandım. her sarışını sen sanmaktan, her uzun saçlıyı sen sanmaktan, her sen olmadığını bildiğim lanet kadının suratında seni görmekten bıktım. dostlarına bile ulaşamıyorum. acaba hep beraber öldünümüz mü? keşke haberim olsaydı. boşuna beklemezdim. sabah mahalle parkında aerobik yapan işportacı yok ortalarda, tören yürüyüşüyle caddede dolaşan teyze,sabah sabah kıçını yırtan simitçi. onlarda yoklar. ekipmiydiniz lan siz! hiçbir yerden haberin gelmiyor.bu lanet sessizlikten bıktım. elbet mutsuzluğum senin elinde değil ama mutluluğumun seninle olduğunu anladım artık. sensiz her güne adınla merhaba demekten bıktım. lan insan metrobüse baktıkça sevdiği kadını hatırlar mı? hatırlarmış meğer. zaman zaman iş çıkış saatinde sögütlüçeşme durağında bekledim seni. gelmedin. bu çok doğal olmasına rağmen aptalca garipsedim. bende atlayıp zincirli kuyuya gittim. orada güzel bir tantunici var. sen bilmezsin. seni oraya hiç götürmedim. iyiki de götürmemişim. orada iki yarımı gizli gizli gömüp "ulan gelecekse şimdi gelmesin tantuni bölünmesin" diye dualar ettim. zaten o an gelseydin sktir ederdim. yanımda olmayışınla geçen günler süresince, benimle aynı evde,aynı bedene yerleşen aptal ve asık suratlı adamı hergün aynada görmekten bıktığımıda ileteyim sana. onun yüzünden tantuniciyede gidemiyorum.sürekli benimle geziyor. ve o adamın sadece seni beklemek için yaşadığı,yaşamak için yediğini,yemek için çalıştığını görmekten bıktım.bıktım.bıktım. arada ayıp şeylerde yapıyor sana söyleyemem. hadi artık gelde ısmarla bana şu sözverdiğin buzlu çayı. yada vazgeçtim.q ben ısmarlarım sen bir gelde konuşuruz. hiç konuşmasan da olur gelsen yeter. hani gelmesen de arayıp konuşsan da olur. aramazsan da olur sevdiğini bilsem yeter. vazgeçtim. yetmez hiçbir şey hadi koş gel... yok yok koşma düşersin alık karı sakin sakin gel. zaten gözün görmüyor a.... yıl 2013/2014. hala gelmedi. ama kadıköy rıhtımdaki o çay bahçesinde hala ara ara iki çay 6 şeker ister içerim. hala kıllanır namussuz garson. ben o kadar şeye alıştım. o lavuk bu duruma bir türlü alışamadı. bu arada karıyı kızı daha çok keser oldum haberin ola.
    ... diğer entiriler ...