saat: sıfır üç otuz altı
rabbimden niyaz ediyorum; bana bir yol bahşet!
öyle yolsuzum ki yolcu olmam gerekirken
şimdiden araftayım en buluğ çağımda
(hisarbuselik şarkılar beni boğar.)
razıyım ömrümü heba etmeye.
cehenneme düşmeye değil,
cehennem olup yanmaya!
razıyım bir ömür daha onsuzluğa..
en ihtiyaç sahibine, en faydalı halimle
ve mümkünse olabildiğince geniş kapsamlı
hayırlara vesile olmak istiyorum el-vehhâb
bana rahmet eyleyeceğin bir yol bahşet!
.
gittiğinden beri yassı elmalar çürüdü
sokak kedileri artık karakolluk oluyor
yani ne biz olduğumuz gibi göründük,
ne de olanlar göründüğü gibi oldu
kıpırtısız alaşımlardan çıktım
yevmiyem elimdeki fotoğraf
lazım değil nefes almak
bulmalı uğruna ölünecek huzuru
.
sondaj yüklü denizler var
içlerinden geçemiyorum
bağrışımla dağılıyor akroter
hani ulan poseidon?
yaşıyorum bir troy dyer versiyonu olarak.
bağırıyor içimdeki en yüksek perdeden
çalışmak istemiyorum bir deney faresi olarak!
benden rant sağlanması fikri.. bana çok uzak.
.
gördüğüm en
kevin carter insansın
(her insan biraz belgesel fotoğrafçısıdır)
gittiğinden beri allah beni sevmiyor
zira ben o günden beri boş duruyorum..