bugün
yenile

    asosyal itiraf

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    bazen televizyonda spor programlarını izlerken yorumcuya sorulan sorulara ben de kendim yorum yapıyorum sanki yanımda biri varmış gibi. yalnızlığın bu seviyesini bilen bilir arkada sırf ses olsun diye ntvspor açıp saatlerce kumandaya dokunmadan yatan adamlar anlar beni işte. onun bir üst seviyesi de artık bu. neyse konuşuyorum. yorumcuya fenerbahçe'nin akhisar'da yaşadığı puan kaybı soruldu. aldım sazı elime yorumluyorum. şimdi futbol konuşacak diyip boşvermeyin bu arada okuyun konu bana dönecek :d ''ya her ne olursa olsun. 44 44 47 47 puanlar. şampiyonlukta hala iddialısın. iç sahada maça çıkıyorsun stadda kaç bin kişi var? yarısından fazlası boştu stadın. niye gitmiyorsun abi nasıl şampiyonluk beklersin ki sen o stadtla o takımdan? neymiş efendim yönetim çok kötüymüş. beşiktaş sekiz sene yıldırım demirören'e sabretti. en kötü gününde bile stad otuz bin kişiye oynuyordu. gördün mü sen hiç beşiktaş taraftarının demirören var diye maça gitmediğini ceyda?(ceyda o anki programda olan spiker) sen yalnız bırakırsan daha sonra daha iyi olabileceğini nereden çıkarıyorsun? kimi var bu kulüplerin taraftardan başka? gidip o yönetimi de sen yollamazsan yarın fenerbahçeliyim diyebileceğin bir takım kalmayacak ortada. neymiş efendim takım hedeflerinden kopmuş. feda döneminde fikret orman başkan olduğunda çıkıp ilk 'bizden üç yıl bir şey beklemeyin' oldu. üç sene beşiktaş taraftarı maça mı gitmedi? statları yıkıldı ona rağmen her gittikleri şehirde full çekti saha. üç sene de ilk üçte oldular. son sene şampiyonluk kıl payı kaçtı. o menemene ekmen banılan günlerden bugün şampiyonlar liginden lider çıkan takıma beşiktaş taraftarı eğer stata gitmeseydi evrilinebilir miydi? maça gideceksin o zaman. neymiş valbuena oynamıyormuş da atıf oynuyormuş. beşiktaş'ta quaresma kadro dışı bırakıldı yerine hasan türk oynuyordu. stat boş muydu? armaya mı bağlısın yoksa oyuncuya mı? yarın bir gün kulüp değerlerini kaybedip kimliksizleştiğinde kimin olacak? hiç kimsen. o zaman ona göre hareket edeceksin...'' derken lafımı kestim. aklıma başka bir yorum geldi ta eski programlardan. mehmet demirkol düşüncelerdeki beşiktaş taraftarı kadar bağlanmanın akla ve sağlığa uygun olmadığını söylemişti. hatta sorunlu insanlar olduğumuzu söylemişti. o zaman da ben futbol programından çıkıp kendi iç dünyama döndüm. dedim ki, lan hakikaten bağlanacak başka bir şeyim olsa ne yapardım ben? mesela rahatlıkla iletişim kurabileceğim aile bağlarım olsaydı bu kadar bu takıma bağlı olur muydum? sonuç olarak anne babasıyla kavga edip gecenin bir yarısı inönü'yü izlemeye giden adamım. insan sevdiğinin yüzünü falan düşünür ben stat izlemeye gidiyorum. keyfimden mi diye düşündüm işte. sevdiğimin yüz hatlarını düşünmek de acı veriyor çünkü. ona da bağlanamadım. o da olmadı. hatırlıyorum konuştuğumuz zamanlar ben transfer gündemini bile gece o uyuduktan sonra takip ediyordum. düşünsene pepe gelmiş, ben pepe'nin beşiktaş'a gelmesini 3 yıl beklemişim ama adam istanbul'a gelip formayı giyeceği gece saat beşte varacaktı ülkeye ben saat beşe kadar şiir okumuşum uyanınca yollayayım diye. ya da bir diğeri lig devam ediyor ben maçları maç günü hatırlıyorum. normalde tüm hafta o günü beklerim. bu dediğim de uzak değil 2-3 ay evveli. okul dedim eğer hedefi olan bir okul hayatım olsaydı bu kadar boş bir insan olmaya imkanım olur muydu diye düşündüm. iş dedim eğer çalışsaydım bunları düşünecek halim olur muydu dedim. dedim de dedim. hiçbir de cevap bulamadım. tek bulduğum cevap hayatımdaki tüm problemlerimden kaçıp kendimi tek bir yere endekslediğim. bazen düşünürdüm beşiktaş mı beni böyle yaptı ya da bizimki inanılmaz bir uyum muydu başka bir takım tutamaz mıydım diye. meğerse çocukluktan beri it gibi yalnızmışım. leyla ile mecnun'un senaryosu gibi aynı sadece görüp, ulaşabildiğim şeylere odaklanarak kendime bir dünya yaratmışım. aynı mecnun gibiyim. sadece gerçek hayatta aynı kafa yapısını yaşıyorum ve şikayet etme, isyan etme gibi özelliklerim çok iyi çalışıyor. isyan ettikçe de yaşamdan alabileceğim zevk minimuma iniyor. lan ben beşiktaş sekiz gol yediğinde bile olsun diyip sevmeye devam ettim çocuk aklımla, tüm maçı izledim acısıyla da mutluluğula da diye. babamın cebinden para aşırıp gidip feda t-shirt'i aldım kulüp batacak dediklerinde hayatımdaki ilk ve tek hırsızlığım bu. niye sevmedin ki beni ben her şeyimi verirdim sana ya.
    ... diğer entiriler ...