belli ki yazım kurallarına hakim olmayan ve sürekli önünde olan bir şeyi göremeyen hukukçudur.
ayrıca @enbimeczup ve @guardiyollamorinyoya yapacağım açıklamayı bu entride yapacağım zira yorumda yeterince uzun yazamıyorum ve daha zor oluyor.
şimdi sırayla başlayalım. ilk olarak
(#2244178) bu entrinin kendisine yorumum. eğitim sisteminin leşliğine katılıyorum fakat hukuk istediği halde sayısal okuyarak ve son sene geçiş yaparak bu sıkıntının üstesinden gelinebiliyor. ayrıca hukuk sözelden değil, eşit ağırlıktan alıyor yani matematik görüyorsunuz. eğer yapamıyorsanız daha çok çalışmalısınız demektir. zira bölümde kullanmayacak olsanız bile bilmeniz gerekiyor sistemce. mesela ben de tıp okuyorum, matematiğim çok iyiydi fakat fakülteye girdiğimden beri matematiğe dair bir şey görmedim. görmeyeceğim de çünkü insan vücudunun ve hastalıkların matematikle alakası yok. ama yine de çalıştım matematiğe değil mi? çünkü tıp kazanmak için bilmem gerekiyordu. yani sistemi değiştiremiyorsanız, en azından değiştirebilecek yere gelene kadar sisteme uymak zorundasınız, en azından bu durumda öyle.
ikinci olarak "alakası yok yazım kuralları ezbere bağlıdır ve sözelcilerin daha kuvvetlidir" şeklindeki yoruma geleceğim. @guardiyollamorinyo bu yorumun (ve diğerlerinin) "gayet açıklayıcı, net, karşılaştırmalı, neden barındıran" yorumlar olduğunu söylese de burada hiçbir açıklama yok bunu sanırım anlayamadınız. "öyle bir şey yok :)" dememdeki sebep ise bunu bilmenizi sağlayacak hatta bunu iddia etmeniz için makul hiçbir sebebin olmayışı. belirtmek istiyorum, sayısalcılar da dil anlatım ve edebiyat görüyorlar sizden az olsa da. onun dışında biyolojinin tamamen, kimyanın ve fiziğin ise ciddi miktarlarda ezber içerdiğini belirtmek isterim. ayrıca yine kendi fakültemden örnek vermek gerekirse tıp fakültesinde her şey ezber ve burada okuyan insanların tamamı sayısalcı. demek ki sayısalcılar da ezber yapabiliyor :)
sonraki yoruma gelirsek, eşit ağırlıkçıların sayısalcılardan daha iyi hitabet ve konuşma yeteneğine sahip olduğunu neye dayanarak iddia ettiğinizi de anlayamadım. zira eşit ağırlıkçılar münakaşa dersi filan almıyor. cumhuriyet edebiyatı görünce birden bu yeteneklere sahip olunmuyorsa bu dediğinizin doğruluğunu da kanıtlamanız mümkün değil. yani benim dediklerime laf ediyorsunuz fakat kurduğunuz cümlelerin hemen hemen hepsi sadece varsayımlardan oluşuyor. zira bunu kısa bir yorumla belirtmeye çalılştım ama belli ki yeterli olmadı.
ardından konu örneğe geliyor. kendi çevrenizden bir örnek vererek olayı bitirmeye çalışıyorsunuz. ardından ben de kendi çevremden bir örnek vererek dediğinizin genellenemeyeceğini söylüyorum ve bunu yapınca olayın bu olmadığı söyleniyor :d
ayrıca "sayisalci olanın savunmasi: "öyle bir şey yok" herhangi bi dayanak, herhangi bir ornek, herhangi bir neden cumlesi yok sadece karsi cikma var." yorumuna gelirsek, ben bilim öğreniyorum ve ileride de bir bilim insanı olacağım. çoklarca makale okudum, sempozyumlara katıldım hatta dergide makalem yayınlanacak. bana gelip de söylediklerimi bir şeye dayandırmadığımı söylüyorsun. normal şartlarda dayandırıyorum fakat çok bariz bir şey olduğu için ihtiyaç duymamıştım. bu entri umarım yeterli olur.
sonlara gelirken "mevzu zeka çeşitleri" lafına gelmek istiyorum. çok ütopik düşünüyorsun sayın yazar. incelediğin zaman göreceksin ki türkiyedeki okulların yarısından fazlasında notu yüksek olan sayısalcı düşük olan eşit ağırlıkçı oluyor. yani ne yazık ki "sözel zekası olanlar eşit ağırlıkçı veya sözelci, sayısal zekası olanlar sayısalcı olsun" gibi bir durum pratikte olmuyor.
ayrıca "benim görüşüm budur daha fazla yorum yapmayacağım" lafı da tartışmadan kaçmak için kullanılmış bir laftır bunu da haksız olduğunuzun içten içe bilincinde olmanıza bağlıyorum. ayrıca söylemeden edemeyeceğim, virgüllerden sonra boşluk bırakılır sayın @enbimeczup :)
umarım bu entriyi okur ve anlarsınız. zira yazdıklarımın boşa gitmesini istemem.