mevlüt çavuşoğlu'nun çiftçiden kaçması

bu videoda görülen, mevlüt çavuşoğlu'nun antalya döşemealtı semt pazarında, pazarcı amca tarafından verilen ayar sonucu kuyruğunu kıstırıp kaçması. memleketim olduğu için bu durumları yakından görüyorum, mevlüt çavuşoğlu'nun da memleketi antalya ama demek ki görmezden geliyor. şimdi anlatacaklarım duyum değil direkt olarak gördüğüm şeyler. antalya'nın önemli iki geçim kaynağı var: tarım ve turizm. turizm malumunuz, türkiye şuan turist çekemiyor antalya'da eskiden sokaklar, oteller dolu dolu olurdu şimdi ne yerli ne yabancı turist geliyor. oteller ve turistik mekanlar patır patır işçi çıkarıyor, herkes memleketine, köyüne dönüyor. evler iyice boşaldı, müteahhitler ev satamıyor, ev sahipleri kiraya veremiyor. büyük sayılabilecek oranda dış göç var, ekonomi fazlasıyla etkilendi. tarıma gelince mazot ve gübre fiyatları tavan, çiftçi para kazanamadığı için turizm sektörüne akmıştı oradan da kazığı yedi son bir yılda. yerli mal yerine ithal mal daha ucuza geliyor. hal komisyoncuları malı çiftçiden almıyor, ithal alıyor. çiftçi malından 1 kuruş kazanmak yerine hiç satmıyor, elinde kalan malları da taşımamak için çıldırıp yol kenarlarına döküyor, yani üretilen malın önemli kısmı direk çöpe. bütün türkiye'de olduğu gibi antalya'da da inşaat sektörüne aşırı yüklendiler ama şuan buradaki çoğu ev ellerinde patladı, evler boşalmaya başladı. seçim kazanmak uğruna uçurduğunuz inşaat sektöründeki betonları yedirirsiniz artık halka.

hükümetin halkı ne kadar önemsediğinin özeti niteliğinde.

kaçmasını doğru bulmuyorum dinleyecek ama bu adam tarım bakani değil ki amk?? dışişleri bakanı ne anlar çiftçiden tarımdan. gerçi tarım bakanı da ilgilenmiyor orası ayrı.

"ben de çiftçiyim" demekten başka cevap veremeyen zatın, halkın sorununa verecek cevabının olmadığını gösteren olaydır. bu zat, zamanında "anamız ağladı" diyene ananı da al git diyenin kurduğu/kurdurduğu hükümetin bakanı. bu herif alanyalı, alanya dediğimiz yer turizmin kalbi, muzculuğun kalbi. ama dert yanan turizmcisine de, çiftçisine verecek cevabı yok. sadece "ben de çiftçiyim", "ben de köylüyüm" tarzı cümleler kurarak halka yakınım ayağına yatabiliyor. tek yeteneği bu. verecek cevabı yok. hiç olmadı da zaten.

atatürk ün bir köylüyle saatlerce konustugu video geldi aklima...yazık ki ne yazık...halbuki adam sadece mazot parasindan dert yanacakti korktu sanirim altindaki arabayi isticek diye ama haberi yok ki o adamin gozu tok aç olan sensin bakan...iyi ki mahşer var bu hesap burada bitmeyecek.

şaşırtmıştır. ananı da al git felan der diye bekliyordum.

köylü, has çiftçiye cevap vermek yerine kaçmayı tercih eden bakanın kaçarken kullandığı söz. resmen başından savmıştır. tamam amca senden farklı görüşte olabilir ama öyle bir sözle arkasına bakmadan kaçıp gitmek bu milletin bakanına yakışmaz. en azından bir derdini dinleseydi, yapmasa bile tamam dikkate alacağız demesi çok mu zordu? ayrıca efendiler unutmayın. "köylü milletin efendisidir!"