dünyanın en güzel, en içten ve en masum sorusu. en az, "kar neden yağar?" ve "ölüm neden var?" soruları kadar.
iki gündür aklıma her geldiğinde acı bir tebessümle kendi kendime tekrarlıyorum bu soruyu. hatta bu sabah home ofisimden çıkıp istiklal'e girdiğimde yine aklıma geldi. üzüldüm, sevindim, gülümsedim, içim acıdı.
(bkz: hababam sınıfı)
(bkz: kemal sunal)