genel olarak söylenen basmakalıp cümlelerin aksine, türkiye'nin
avrupa birliği'ne girememesinin iki nedeni vardır;
ilki,
12 eylül 1980 askeri darbesidir.
o yıllarda avrupa için
yunanistan ile birlikte potansiyel en güçlü adaylardan birisiydik. tüm müzakereler sorunsuz ilerliyordu, ta ki darbeye kadar..
bilmeyenler için; AB'ye girebilmek için aday ülkenin demokrasisinin güçlü olması gerekir. türkiye, darbe gerçekleşmeden önce alım için gereken bütün asgari şartları yerine getirmişti. tam da ayağımızın teki avrupa parlamentosunda derken yapılan darbe bizim tüm emeklerimizi çöpe atıvermişti.
ikinci neden olarak da
brexit'i söyleyebiliriz.
aday ülkenin konsey içerisinde kendi lehlerine lobi faaliyetleri için bir destekçisi olması büyük bir avantajdır. bizim de son zamanlardaki en büyük müttefikimiz,
birleşik krallık'tı. ta ki brexit ile avrupa birliği'nden çıkana dek.
tabii ki türkiye'nin kara kaşına müttefik değildiler. bizi seçmelerinin sebebi, kendilerini unutturup avrupa derinleşmesinin artması ve aradan sıvışmaktı. türkiye avrupa birliği'ne alınacak ve bu sayede onlar için de yeni bir meşgale doğacaktı. fakat dediğim gibi yalnız bırakıldık. bu süreç de böylece askıya alındı.
ayrıca üyelik için aday ülkelerin avrupa'lı olmasının yanında bazı temel değerleri de kabul etmesi gerekiyor.
bunlar neler derseniz: insan haklarına ve onuruna saygı, özgürlüğe, hukuka vs. saygı gibi şeyler başta geliyor. günümüz türkiye'si bunların hiçbirini karşılamadığı için diğer ekonomik boyutları anlatmama da gerek yok.
hala adaylık sürecinde olan 5 ülke içerisinde en güçlü ve dikkat çekici adayların başında geliyoruz. zaman ne gösterir, hepimiz bekleyip göreceğiz..
eyyorlamam bu kadar. şimdiden herkesin yeni yılını kutlarım. sağlıcakla kalın.