yanılmak

nesnesiz (nesne almayan) eylem t1. bir şeyin niteliğini, özelliğini iyi anlayıp değerlendirememek, tanımakta, anlamakta, bilmekte aldanmak. "hesapta yanılırsan sonuç alamazsın" t2. sonucunu düşünmeden ya da bilmeden uygunsuz bir davranışta bulunmak. "söz verdim ama yanıldığımı anladım, bu işi yapamayacağım" " yazacağını sandım, yanıldım. "

bir kişi hakkında önyargılı konuşup arkasından atıp tuttuktan sonra bir gün tanışma fırsatı bulursun ve o kişinin düşündüğün gibi biri olmadığını anladığında yanıldığınıda anlamış olursun

Dünya üzerinde en korkunç yanılgı insanın kendisine en çok değer verdiğini düşünüp sonsuz güven beslediği insanın aslında kendisine hiç değer vermediğini farketmesidir. Birileri için sandığım kadar değerli olmadığım gerçeği bugün yüzüme inanılmaz bir netlikle çarptı. Kimsenin mutluluğunu, sevincini, üzüntüsünü veya derdini ilk paylaşacağı insan değilim. Öyle olduğumu sanıp sonsuz sevgi beslediğim birinden duydum bu gerçeği. Belki doğrudan değil ama dolaylı olarak. Afalladım.

Kimi zaman zor gibi gelse de bazen de iyi ki yanılmışım dedirtiyor. Sonbahar misali her yanılmada bir yaprak düşüyor, kimisi yere kimisi gönlümüze.

Uzun sürmemesi gereken insanlık hali. Uzun sürünce, sonuçları da ağır oluyor çünkü.