tahammül

kişinin kendine zor gelen durumlara ya da dayanmasının güç olduğu acılara katlanması anlamına gelen arapça kökenli sözcük. insana tahammül göstermek, bilhassa kendinden farklı olana, muhterem bir özelliktir.

(bkz: dostlar, romalılar, yurttaşlar, dinleyin) ; sözlerime shakespeare'in julius caesar oyunundan marcus antonius gibi başlasam da devamı çok sürükleyici olmayabilir, peşinen uyarıyorum. bazılarınızın, ki sayıları epey fazla, sürekli boklama, yerme, küçümseme çabaları beni usandırdı usandım omono kodoklorom, ---- neden ya? neden? ne ve den? hayır bu kadar size girip kanırtan ve çıkmayan şey nedir? birisi bir şey yazıyor, hoop ordan diğeri gelip bu çok şöyle, bu çok böyle, bu prim, bu bok, bu zurt, bu zart. sonra birisi duygularını, düşüncelerini vs. yazmış, pat am bitinin biri orda beliriyor; ''biz senin bunu duyar kasmak için yazdığını anlamadık sanki'' -ooo farkındaysanız aynştayn çözdü olayı hemen (bravo orospu bııırrravoo) birisi kendince bir espri yapmış eğleniyor, hemen ordan bizim supersonic tespitçi; ''ıyyy bu ne,bok püsür'' -anan güzel kardeşim anan (bilirsiniz eski imçiçiyim) ona bok at, bu yazar şöyle de, bu yazı böyle de , şu primci de, bu geberik de, onu de bunu de şunu de, heeep ama hep başkaları ve başkalarının yaptıkları hakkında bir şey söyle; tamam güzel eyvallah ama sanane ulan at sikine konan kara sinek sanane! bunu demezsen götünde çıban mı çıkar? ananı atla kaçırıp kiraz ağacından kamçı mı yaparlar?(sönmez reyise selam olsun) sanane ulan davar oğlu davar! görüşlerin taban tabana zıt olsa dahi, saygı duy, bu da böyle de geç, sevmediğin bir yazar varsa ona yapabileceğin en büyük şeyi yap; okuma amını avradını sikeyim okuma! sevmediğin bir yazı mı gördün eksile geç, merak etme götüne kazık girmez eksileyip geçersen, sevmediğin tarzda mı yazıyor herhangi bir yazar, okumayıver, eksile, siktir ol git. neden bulaşık olmaktan bu kadar haz alıyor bazılarınız anlamak mümkün değil, sorsan şey der ''eleştiriyoruz ne var bunda'' ebenin amı var kardeşim, kedi siki kadar beyninle sen neyi eleştiriyorsun allah aşkına? neyse diyeceğim o ki tahammül edelim, küfür etmeyelim, bu dünyayı sevgi ve barış kurtaracak, hep birlikte bir aum çekelim haydi.

kendime tahammülsüzüm. olumlu bir anlam taşıyamıyor bu zihin.

ahmak‘a gösterildiğinde arsızlık olarak geri dönüyor. acayip.

Sürekli peşine düşülen ne olduğu çok belirsiz bir şey, tahammüle yüreklendiren küçük bazı başka şeyleri kaçırmaya sebep oluyor.

zor bir şey. benim için gerçekten zor. ama yapabildiğimi fark ettim.

Git gide azaldı artık, bende ve birçok kişide. Zâten tahammül ile hamile ve hamal kelimeleri aynı kökten gelir. Anlamı taşımak ile alakalı. Tahammülde de derdi, sıkıntıyı, aptallığı, bencilliği, beyinsizliği, cahilliği taşıyoruz. Bir yerden sonra çok yük biniyor, yenisini alamıyoruz. O yüzden tolerans kalmıyor. Ki ilginçtir tolerans da Latincede kaldırmak, taşımak anlamlarından geliyor. İnsanoğlu sabrı böyle görmüş demek hep.

t: Seviyesi tahammül ettiğiniz şeye ve kişiye göre değişkenlik gösteren sabır sınırı. Ancak bazı durumlarda bu tanımın tam zıttı olabiliyor. Rahatlıkla tahammül edebileceğiniz bir şeye birden patlayabiliyorsunuz. Sanırım bu durum insanın o anki ruh hali ve psikolojik doluluğu ile alakalı diye düşünüyorum. Günümüzde insanların birçoğu oradan oraya koşturuyor hatta adeta kuru bir yaprak misali savruluyorlar. Bu keşmekeşin içinde ise kendileri rahatlatacak zaman dilimleri oluşturmaları neredeyse imkansız bir hal almış durumda. Hal böyle olunca herkes asabi, mutsuz, patlamaya hazır bir bomba gibi dolaşıyor. Bu yüzden insanların en yakınlarına dahi tahammül edecek hali kalmamış sanırım. Biraz olsun refah sevgilerinde artış, iç huzur ve sosyalleşebilmenin insanların tahammül seviyelerine olumlu yönde etki edeceğini düşünüyorum.

tahammüle gönlü olan insanlara dayatılması gerekir.