https://asosyalsozluk.com/e/1407387
Şu entry baya güzel açıklamış. Bir de kendi yorumumu eklemek istiyorum.
Dünyanın en berbat hissi. Bende hevessizlik ile eş tanılı bir biçimde seyrediyor kendisi.
Bir de bir şeyleri sevmek zorunda hissederken sıcak davranmak durumundayım diye kendimi baskılarken daha da artıyor, kısır bir döngüye giriyor n’apacağımı bilemez hale geliyorum.
Beni yoruyor ve oldukça yıpratıyor. Buz gibi oluyorum. Hissizleşiyorum. Görmek dahi istemiyorum, kaldı ki konuşmak evlerden ırak. Tam böyle zamanlarda mesafe koyarak bir şeyleri maskelemeye çalışıyorum. O anda o kocaman harflerle led tabelada “ama sana böyle değer veriyor, ama üzülür, ama böyle olur, ama böyle yapmaya hakkın yok.” Diye şeyler yazıyor. Ve kafamı kemiyor, vicdanımla oynuyor. Rahat rahat uzak bile duramıyorum. Dinleyemiyorum kendimi.
Hevessizlik dediğiniz şey çok farklı bir kavram benim için. Hele bir de üzerine sosla “soğumak” eklendiğinde daha da zorlaşıyor. Bütün her şeyimle reddediyorum herkesi, her nesneyi.
Böyle olmaktan nefret ediyorum. Böyle sıfır gibi olmaktan. Ama bunu bile yaşamama tam izin verilmiyor ki hiçbir zaman.
Entryden de görüldüğü üzere içimdeki büyüyen iki kavga ve baş etmek zorunda olduğum iki his mukabilindeyim şu sıralar.