sonra

'' sonra ne mi oldu ? ne olmalıydı ki ? sana ufak bir çocuk gibi muhtaçken beni bırakıp gittin ne olabilirdi ki ? ne olmasını bekliyordun, geçen onca senenin ardından, beni bir piç gibi bu şehirde terk ettin gittin. ah tabi, tabii, çok iyiyim. sen gittiğinden beri o kadar iyiyim ki, ah hadi ama kandırmalayım kendimizi, evet haklısın. bok gibiyim, geceler sanki yıllar gibi geçmiyor, en son ne zaman huzurlu bir uyku uyudum hatırlamıyorum. yörüngem şaştı, eksenim kaydı. sen gittin ve benim var olmamı istedin. ben bittim, sonra, sonra. o sahilde hatırlıyor musun ? bardakta yarım kalan çayı, o soğuk havayı. üşüyordum, ısınmak için ellerini tuttum. senin beren vardı, ellerinde eldiven. benim sana aldığım bere ve eldiven. ben buhusu tüten çayımdan bir yudum aldım, hatırlıyor musun ? hatırlıyorsun tabi, sen biran da söyledin - ben artık seni sevmiyorum, kendine iyi bak - hatırlıyorsun di mi ? göz bebeklerim nasıl büyüdü, sonra gözümden nasıl yaşlar süzüldü. ben hep üşüdüm, sen beni o soğuk kış günü terk ettin ben hep üşüdüm. sen beni o sahil kıyısında terk ettin ben korktum. bir daha sahile gitmeye korktum. sonra mı ? sonra yaşadım, yaşamak denilirse. ''

ah muhsin ünlü şiiri. "sonra sen kendi yolunu çizdin." benim ilkokulda resmim zayıftı, pek bir şey çizemedim.. bir işe girdim, ikisi ciddi beş kadını sevdim. beşiktaş’ta bir eve taşındım ve sigarayı bıraktım. bulaşık makinem var, alttan iki dersim var, bir kitap projem var, ve sen yoksun..

ege'de zaman belirtmek için kullanırken buna "so" diyoruz biz. mükemmel bir kolaylık sağlıyor. (bkz: az so) (bkz: ondan so) (bkz: hemen so)