sevilen kişinin gözleri

gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım..

o gözler bir bana bakmadı galiba.

kendinizi bulup ayni zamanda kaybettiğiniz bir boyuttur gözleri. adeta bu dünyada varolan zaman dilimi hakimiyetini yitirir göz göze kalindiği vakit. ondan sonra fark edersiniz ki dikkatle gözlerinizi diktiğiniz gözler size tesadüfen bakiyormuş, geçerken uğramiş misafir misali.

eskiden baktığımda parıltıdan ışıktan kendimi görürdüm. şimdi koyulaşmış, aynı bakmıyor kendimi göremedim

gözlerine bakarsın uzun uzun izlersin onu ama aslında hepsi bir kaç saniyedir. ama süre saatler gibi gelir doymazsın bakmaya. sonra anladığı an bi kaçırır sonra tekrar gülerek bakar; işte o zaman beynindeki tüm devrelerin yanar. aklını başından alır. başka kimseye bakamazsın orada kalmıştır çünkü aklın

dünya üzerinde görüp görebileceğin en güzel manzaradır.

o gözler vardı ya o gözler..

baktığında evindeymiş gibi hissedersin ve sürgünde olduğun gerçeği canını yakar.

tüm dünya iki çift kara göze nasıl sığar anlayamadım

o kişinin gözlerinden daha güzelini bulabilene aşk olsun

galiba ölüm nedenim olabilir , satırlarca şiir yazdırabilir , kutu kutu hap yutturabilir beni kalpten götürebilir gözleri. bide gülünce kısılıyor , üzerinde çizgili t - shirt ü bir fotoğraf ancak bu kadar güzel olabilir . lakin uzaklar , denizlerce , kilometrelerce gökyüzü işte bana bu kadar uzak...

şu an elimde kalem çiziyorum o gözleri resmine bakıp bakıp. o kadar özeniyorum ki çizdiğim otomobiller bile kıskanıyor

ölüyorum lan amk. ben hayatimda böyle sevmedim.yanindayken tüm zamanim onu izlemekle geçiyor. gözlerinin içine bakmakla , suratinin her zerresine saatlerce bakmakla geçiyor ulan. ama o beni sadece benim ona olan ilgim ona karşi iyi olmam için seviyor. lan ölüyorum amk ölüyorum bu sevmek değil başka bişey değil. sizden başka kimseye paylaşamadim kusuruma bakmayin.

toplamda 2 sn. falan bakabildiklerimdir. zaten iki taneler birer saniye düştü ama bana yetti. ve inanır mısınız bir platonik için bu müthiş bir süredir

"şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek” ah ulan ah

yüzüne bakmaya utandığım için gözlerini aklımda tutamadım'

renginin hiçbir önemi yoktur. siyahsa simsiyah, maviyse masmavidir o gözler. ve en sevdiğiniz göz rengi sorusuna verilecek alternatif cevaptır onun gözleri..

mavi mi desem yeşil mi bilmem rengi konusunda emin değilim her ışık kırılmasında bambaşka bir renkle bakıyolar. ama aşkla baktıklarını, bana kızıp kırmamak için kıpkırmızı olduklarını, al ömrünü koy ömrüme dediklerini gördüğüme eminim.

bok rengi

bakınca içimi niye deliyor? bir de konuşurken kocaman açıyor mavilerini, nasıl sevmeyeyim?

dünyanın en güzel gözleridir. böyle yeşil yeşil bakar.

yüzü ve gözleri. bu ikisi bazen eziyet eder bazen zevk verir. eğer onun seni sevdiğini bilirsen zevk verir bakmaya doyamazsın. eğer sevmediğini öğrenirsen eziyet verir bakmaya çekinirsin.

okyanus gibiydi gözleri. karaya vurduk şimdi

insan susunca gözleri daha güzel bakıyor. çünkü insan diliyle söyleyemediklerini gözleriyle söylüyor. o bana hiç seni seviyorum demezdi. o yüzden gözleri çok güzeldi.

20 yaşlarında gözlerin kanlanmış adam çok sevdiğinden mi sevilmediginden mi .

kahverenginin en güzel tonu gözlerin toprak gibi ölüm gibi

göz kapaklarımı delip içimde gezintiye çıkmışlıkları vardır efenim.

maviş💙

bakamam ama zeytin gözlüdür benim için. "zeytin gözlüm sana meylim nedendir, bu sevmenin kabahati kimdedir?" demişler, güzel demişler.

ya nasıl bu kadar seviyorsunuz mükemmel bir sey olmali

gözbebeklerine bakıp bir daha kendini orda goremeyecek olmak uzucudur.

'dünyanın oksijenini bir başına üretir gözleri'

sadece gözleri mi ? burnu, elleri, ne bileyim gülüşü... belki de her hücresi, olağan üstü...

o gözler beni ne hale gertirdiğini bilmeden çok güzel bakıyor bana.

uzun kirpikleri vardı bi de kocaman ela gözleri ama şimdi hiçbir anlam ifade etmiyor fark ettim de güzel olan gözleri değilmiş ben ona güzel bakıyormuşum

bakamıyorum ben onlara,bakınca kayboluyorum çünkü ,geri gelmek zor oluyor sonra bana bir keresinde nefesimi tutuyorum demişti biliyorum ki bırakırsam ağzımdan kaçıcak ilk heceler senin ismin olucak demişti bende tutamıyorum nefesemi demiştim çünkü biliyorum ki bırakınca ağzımdan çıkacak ilk heceler senin ismin olucak kıyamıyorum demiştim. bunu da niye anlattım bilmiyorum özledim galiba yine. yakalım bari yine.

şiir gibi..

eğer o gözleri yıllar sonra görürseniz, kimsenin sizin kadar önemsemediğini farkettiğinizde canınız ayrı bir sıkılır.

"gözleri kahverengi olan biri nasıl olur da gökyüzü gibi bakar" tarzı cümleler yazmaniza sebebiyet verebilir. ama siz böyle bi şey yapmayın. gidin gözünü yalayin

gözlerini gözlerinden alamıyosun,başkası gözleriyle gözlerine bakınca onu öldüresin geliyor,senden başkası bakmasın istiyosun o gözlere.

küçücük gözler bu kadar anlamlı bakabilir miymiş? seni seviyorum diye bağırıyorlar resmen nasıl içim gitmesin. :)

gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatrına sen kalayım.. sebepsizce bu söz geldi aklıma

arkadaş birinizde kahverengi gözlü birine aşık olun kahverengiyiz diye sevilmeye de mi hakkımız yok ulan

fotoğrafı olmasa göreceğim yok.canlısını gördüm de hatırlayamıyorum maalesef.

sevildiginde guzeldir gunese bakinca yesil karanlikta mavi seven bakinca siir yazdiracak guzelliktedir fakat o askla bakmayan baska birisinin bok sinegine benzetmesi muhtemeldir.

çekik ♡ ve de konuşurken kocaman açmaya çalışıyor olmayınca yüzünün aldığı o ponçik ifadeye aşıkım dostlar

kendisi bilmiyor ama gözlerini hafızama öyle bir kazımışım ki unutmak mümkün değil. gün içinde 1 saniye onunla göz göze gelsem iklim değişiyor bahar geliyor ayazın ortasında içime. sadece 1 saniye göz göze gelsem bütün dünya çocukları içimde gülüyor ama daha cesaret edip kendisiyle konuşamadım bile. belki yaşadığımdan haberi bile yok ama her hareketini ezbereyim. belki adımı dâhi bilmiyor ama gözlerinin her noktasını ezbereyim. sigara kullanmıyorum yakan bi tane de benim için içsin be

sevilen kişinin göz rengi yoktur gökkuşağı gibidir sonuna ulaşınca bir kese mutluluk bulursun

yokmuydu o gözlerinin kahvesinde 40 yıl hatrımız

o bakışları ancak böyle büyük gözler kaldırabilir dediğim. arada kısık kısık bakıyor ve ben o kısıklığın içinde boğuluyorum. dalıp gidiyorum çıkamıyorum. acaba ne görüyor o gözler de böyle parlıyor diye düşünüyorum baktıkça. her bakışında biraz daha eriyorum da haberin yok be yavrum