sözlük yazarlarının saçma takıntıları

1-) ellerim kuruyken uyuyamam, nemlenmesi lazım yoksa gözümü kapayamıyorum. çok saçma yani ne alakaysa. 2-) biri saçıma dokununca nefesim daralıyor, nefes alamıyorum boğuluyorum. annem filan sevmek isteyince böyle elini saçıma götürünce inliyorum. inlek bi yapım var. 3-) sağ omzum ve sağ gövdemden tikim var. oraya kimseyi dokundurtamıyorum. sarılamıyor kimse. bundan mütevellit hiç yavuklum olmadı. olsa hiç romantikleşemiycez amk. cidden bünyem kabul etmiyor sevgiliyi. 4-) yemek yerken yada ağzımda bişey varken, kapsama alanımdaki birisi yere tükürünce ağzımdaki şeyi yutamıyorum, hani o tükrük ağzıma gelmiş gibi bi hisse kapılıyorum. çok saçma. daha çok saçmalıklarım varda açım şimdi.editler yazarım.

çayı ilk doldurulduğu bardağından içerim saçma ama güzel geliyor

kapüşonumun ipi aynı hizada olmalı. yoksa rahat edemiyorum dikkatimi dağıtıyor.

cevap anahtarı olmayan testleri çözmem. zımbalanan kağıtlar düzgün zımbalanmak zorunda. yanımda parmak kıtlatılınca çok rahatsız oluyorum özellikle de sevdiğim biriyse. bu takıntım da kendisinin çok hoşuna gidiyor. karşıma geçip önce yavaş yavaş parmaklarını,sonra da boynunu ve belini kıtlatarak nefes alamayışımı zevkle izlemeye bayılıyor.

markette fiş almak gibi bi takıntım var. bir sakız bile alsam alırım o fişi ve marketin dışındaki çöpe atarım.

(bkz: sakal) başka takintim yok. en mantikli en saçma takintim o

duš alirken once yuzumu yikar ayni sekilde kurunurken ilk once yuzume surerin havluyu. (bazen sag kolumu) telefonjn sarji 1% olana kdr kullanirim telefonu sarja taktiktan sonra biraz zaman sonra restart ederim. yemek yerken kašigi hangi elimle kullaniyorsam icecegi de ayni elimle icerim. (solagim ben genelde 2 elimlede yemek yerim) sarkilari repeat 1 ile gunlerce dinlerim

kulağım açık asla uyuyamam bulunduğum yerde kapı açıksa konsantre sorunu yaşarım yemek yerken karşımdaki kişinin ağzına bakamam midem bulanır

tek sayı takıntim var biseyleri üç beş yedi tek sayılarda yapmam gerek zeytini tek sayı adedi kadar yemek işığı üç kez açıp kapatmak yatakta yatarken ayağımı sallamak yolda giderken mağaza camlarndaki yazıları okumak okumadan gecemiyom.

ruj sürmeden bakkala bile gidemiyorum.

dil piercingiii

sözlük birisi yemek yerken ağızından çıkardığı en ufak sese tikim oldu. nefret ediyorum bu tikimden. çıldırıyorum kimseyle bisey yiyemez oldum. psikoloğa gitmeyi düşünüyorum.

mezarlığın yanından geçerken mezar taşlarını okuyorum istemsizce

her iki dakika da bir elimi yıkamam gerek. hele ki bu kışın zor oluyor. hatta şu an elimi yıkamaya gidiyorum.

kimseye kıyafetlerimi ödünç vermem yok bir günlük giyinip sonra veririm muhabbetlerine hiç gelemem ya heptenlik veririm ya da hiç vermem

kimseye kulaklığımı vermem, kullandırtmam. sevgilim olsa dahi. kimsenin kulaklığını almam, kullanmam. kafa üstü kulaklık olsa dahi.

gökgürültülü havada yürürken içimden diyorum ki eğer 10 saniye içinde şu ağacı geçmezsen o ağacın üstüne yıldırım düşecek ve sen de öleceksin. (bkz: tertemiz delirmek)

kurban bayramında bir hafta boyunca vejetaryen oluyorum.

yeni çıkan her dondurmayı denemek. bakın bu hem saçma hem acı benim için. dünyaya, her yeni çıkan dondurmayı denemek için gelmişim. hiçbir şekilde de beğenmiyorum, ağzımın tadına göre bir dondurma yapamıyorlar. yiyorum ve yarısına gelemeden çöp zaten. vanilyadan ve beyaz çikolatadan hiç haz etmememe rağmen, midemin bulunmasına hatta kusmama rağmen gidip hem vanilyalı hem beyaz çikolatalı bir dondurma aldım. çünkü yeni çıkmış napim :(

Evde bulaşık sırası bana geldiğinde, ne kadar olduğu önemli değil, her yıkamadan sonra elimi gider sabunla yıkarım. Yıkmayınca aşırı rahatsız oluyorum.

temizlik yaparken çamaşır suyu kokusu olmazsa ve kullanmazsam asla içime sinmiyor. her markete girdiğimde çamaşır suyu koklarım.

her kitabın başından çok az okuduktan sonra hemen son sayfasının son cümlesini ya da paragrafını okuyorum. başlarda hiçbir şey anlaşılmıyor, bazı kitaplarda kitabın ortasına gelince anlıyorum, bazılarında son sayfaya geçmeden anlaşılmıyor. bu durumu çok seviyorum, ortaokulda yapmaya başlamıştım sonra alışkanlık oldu. şimdi bunu yapmadan kitap okuyamıyorum.

Benim değil ama bir arkadaşımın bugün çok saçma bir takıntısına denk geldim. Yemekhanede yemek yiyeceğiz buna denk gelen tepsininde kenarı kırıkmış. “Kanka benim kırık tepsi takıntım var, yiyemem bununla” dedi. Lan hayatında kaç defa kenarı kırık tepsiyle karşılaştında bu takıntı oldu.. (bkz: sen manyağın tekisin be olum)

Ayak... Bir çift ayak daha görmeye tahammülüm yok. Kış hemen gel bebeğim.

Sürekli olmasa da ara sıra kıyafetlerimi renklerine göre diziyorum.Farklı dersin kitaplarının üst üste durması pek hoşuma gitmiyor,hepsi ayrı ayrı.Örneğin Matematik ile ilgili olan kitaplar üst üste.(Bu şekilde çalışağım dersin kitabını da daha hızlı buluyorum) Yazı yazdığımda üstünde karalama ya da hata olması beni ciddi derecede rahatsız ediyor bu yüzden defterlerim genelde yamalı.bunun gibi Matematik kitaplarında soruların karışık şekilde çözülmesi beni çok rahatsız ediyor,her sorunun cevabının altında olmasını istiyorum.Bu yüzden eğer sorunun cevabı altına sığmaz ise not kağıdına yazıp ataşla sorunun üstüne tutturuyorum. Paragraftaki cümlelerin hepsinin girişinin hizalı olmasını istiyorum. Bir deftere yazı yazarken önceki yazdıklarım birbirinin üzerine geçmesin diye araya boş kağıt,diğer sayfa masadan dolayı kirlenmesin diye ise başka bir boş kağıt koyuyorum.

(#3901589) bu takıntının sahibi arkadaşla geçen fotokopi çıkarttık. Şeffaf dosyaya gelişi güzel yerleştiriyordum ben kağıtları. Bu da bi anda yükseldi. ‘Benim takıntım var şeffaf dosya içine tüm kağıtları düz koy’ dedi. Çıkartıp tekrar yerleştirdik mecbur. Götten element uydurur gibi yeni yeni takıntılar çıkartıyor. Bambaşka biri...

Ders çalışmaya tam ya da buçukta başlama hedefi koyuyorum. mesela dokuzda başlayacaktım e geçti o, birazdan buçuk da geçecek onda başlarım :)

çay bardağının içinde çay kaşığı varken, o çayı içemem. bu biraz da avantaj. çevremdekiler için bardağın içinde kaşık olup olmaması problem değil, o yüzden kendi bardağımı şakkadanak biliyorum.

Kapı açık asla uyuyamam Tuvaletim yoksa (ki çok az bi ihtimal) yatmadan önce mutlaka giderim Islak bardaktan su içemem Suyu illa su bardağında içerim kupa veya çay bardağı gibi bardaklardan içemem Sallama çay içerken o çay bardağımda kalmaz içmeden önce atarım

Ne kadar uykum olursa olsun hatta yeni uyumuş bile olsam uyandığım zaman tekrar uyuyamam çok sinir bozucu bir durum

Yatakta her zaman duvar dibinde yatarım. Her yerde sol tarafı tercih ederim minibüs dolmuş mekanlarda ki wc vs.vs Islak terliği asla giymem Duşa girerken illa ki kapı kilitli olcak

Dağınık tezgahta bulaşık harici iş yapamam. Tupper vs tarzı plastiklerden su içemem Saati kontrol etmeden uyuyamam Kitap okurken uyuya kalamam Başkasının kulaklığını takamam Tırnağım hafif tırtıklanmışsa ya keserim ya da onu elimle oynaya oynaya kopartırım Adımın yanlış veya küçük harfle yazılmasından hoşlanmam Saçımın durumuna bakmadan, bir fıs daha parfüm sıkmadan, çanta almadan evden çıkamam. Çokmuş yav

Islak çatal/kaşıkla yemek yiyemem asla

buradaki takıntıları okuyunca ,ben ne miss gibi hayat yaşıyormuşum bee dedim ...

5 ve 5in katları sayılara acayip takıntım var. Televizyon ses seviyesi 5 ve 5in katları olmazsa asla rahat edemem asla. bazen sırf sinir etmek için örnek veriyorum 24te falan bırakıyolar onu düşünmekten televizyona odaklanamıyorum. pubg oynuyorum mermilerim mutlaka 5 ve 5in katı olcak diye boş boş ateş ediyorum. sırf bu yüzden kaç defa ölmüşlüğüm var. çay içerken şekeri illa ki beş defa katmam lazım ve çay kaşığını bardaktan çıkarırken 5 kere bardağa vurmam lazım bazen yanlışlıkla 6 yaparsam 10a kadar vuruyorum sayıyı unutursam baştan başlıyorum. çok zor durumdayım beni burdan alın

Bir yemek pişirildikten sonra dolaba girip tekrar ısınınca bir daha yiyemiyorum. Aşırı saçma biliyorum ama midem bulanıyor, tadı değişmiş geliyor. Soğuk yemek de yiyemiyorum. İlla ağzım yanacak derecede sıcak olmalı. Mutfakta el yıkanması olayına ayar oluyorum. Ve dahası...

Saçımın düzgün olması abi. Geçen gece babamın pozitif olduğunu öğrendiğimde filyasyon ekibi gelicek diye gittim saçımı taradım. gorsel

Bazen kendimi çok net bir şekilde takıntılı hissediyorum Özellikle bazı şarkılar, replikler, kelimeler veya hareketlere gün içerisinde takılır kalırım Sabahtan beri dilime takılan replik (bkz: kuzey tekinoğlu)na ait Evin içerisinde (bkz: benim için önemli lan) diye dolaşıyorum ama ses etmiyorum böyle anneme bakıyorum kafamın içinde kuruyorum şimdi bir şey deyiverse, şak diye desem benim için önemli lan diye ama demiyor Kardeşime bulaşıyorum gık yok, Şu soktuğumun pandemisi olmasa ergenlerime bulaşır kendine gelirdim ama maalesef onlinedan bir tutam oluyor ama tat vermiyor Neyse alın link sizinde dilinize takılsın inşallah

Sınavlarda en son sorudan başlarım ilk sorudan başlayınca yapamıyorum Otobüs kartımı evden çıkmadan önce cebime koyduysam kesin otobüsü çok bekleyecem diyorum ve çok bekliyorum (bkz: Şom ağızlı olmak)

Dişlerimi fırçalarken suyun açık olması gerekiyor

Dişimi fircalarken asla lavaboda olmam evin her yerini gezerim balkonda bile diş fircalarim

gördüğüm entrylerin yazarlarının kaçıncı nesil olduğunu tahmin etmek.. mesela bakıyorum bu kesin geleli daha az olmuştur 6. nesildir falan diyorum, doğru çıkıyor, ya da tam tersi. bazen tutturamadığım oluyor ama genel olarak biliyorum. niye bunu yapıyorum bilmiyorum.. (bkz: bunu al yeni gönder )

Çevremde yaşanan herhangi bir olaydan veya kötü bir durumdan sonra bunun TCK'deki ceza karşılığına bakıyorum, neden bunu yapıyorum bilmiyorum

Evin kapısını kitledim mi diye kendi kendime sorup yoldan dönüp kontrol etmek. Ve hiç kitlemediğime denk gelmedim.

(#4216538) şuna benzer bir şekilde bazen takıntım tutuyor herhangi bir yere baktığımda insan varsa 5 saniye boyunca gözümü kırpmadan bakıyorum. karşımdaki kişi benimle göz teması kursa bile.. ya ben niye böyleyim niye hayatımı hep ekşınlı hale getiriyorum, ha? biri mantıklı/mantıksız da olsa bir açıklama getirsin nolur:(

"10 saniyede şu direğe dokunmazsam malım" can sıkıntısından oluyor bunlar hep...

elime aldığım ilk anda sigara paketinin jelatinini çıkarır atarım. ( kimin olduğu fark etmez.) her zaman cam kenarına otururum. cam kenarı doluysa gerekirse geç kalırım ama yine de binmem. otobüsten herkes iniyorsa her zaman en son ben inerim.

ayağım yatağın dışındaysa uyuyamıyorum. uyku halindeyken olduysa uykumdan uyanıyor ve tekrar uyuyabilmek için kendime yalvarıyorum. hep cinli hikayeler yüzünden oluyor bunlar. sanki ayağımı tutup beni kendi dünyalarına çekeceklermiş gibi hissediyorum. izlediği tek korku filmi dabbe olan bir insana cin çarpması, şeytan çıkarma ve daha nicelerinden oluşan videoları izleten dayılarıma sesleniyorum, amacınız neydi amk????