kendince bir şeyler yapıyor ama yaptıklarına akıl sır erdirmek mümkün değil. zira topluma pek de bir faydalarının olduğunu sanmıyorum. bana daha çok salla başı al maaşı kafasındalar gibi geliyor.
geçen gün televizyonda kaybedenler kulübü vardı. hiçbir lezzet alamadım filmden. küfürleri, sahneleri sansürleye sansürleye içine etmişler filmin.
sanki hayatımız leyla ile mecnun kadar temiz, küfürsüz ve samimi de televizyonda kötü şeyler görünce aauuvv yapıyoruz, yapmayın allah aşkına.
millet onca evlilik programıyla, yandaş medya haberleriyle, entrika dizileriyle ya da nihat doğan, rasim ozan kütahyalı gibi adamların laubali, patavatsız tavırlarıyla kötü etkilemiyor, behzat amirimin hak edene ettiği küfürden kötü etkileniyor öyle mi? anlıyorum..
küfür yerinde, zamanında ve tadında güzeldir. sadece onu kullanmasını bilmek gerekir. amirim de genelde küfürü edilmesi gerekene ettiği için, neye ve hangi olaylarda küfür edilmesi konusunda yol gösterir.
adil bir şekilde şu saydığım her şeye sansür vurulsa bir nebze kabulümdür. ama sen küfürü edilmesi gerekene eden amirimi sansürleyip, kankasına yavşayan kavak yelleri'ni ekranda tutuyorsan bu terste bir işlik vardır.
ben de sana karşı literatürde olmayan, henüz sansürlenmemiş küfürler bulup, kulaklarını çınlatırım..
(bkz: iğrenmekten geberiyorum)