bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      milli sporlarımızdan biri olan dolandırıcılık çeşidi. şöyle işler; yüksek kar getiren bir üretim varmış gibi gösterilerek yatırımcıların sisteme katılması sağlanır ve ilk yatırım yapanlara ödemenin sisteme sonradan katılanların parasıyla yapıldığı söylenir. haliyle, herkes balıklama atlar. en nihayetinde, tezgahı düzenleyenler hariç herkesin parası iç edilir. (bkz: çiftlik bank)
    2. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sülün Osman'ın torunlarının icadıdır. Emeksiz yemek elde etmek isteyenler varını yokunu yatırır. Milletçe araştırmaya alerjimiz olduğu için emeksiz yemeği görmenin de etkisiyle sazan gibi atlıyoruz. Yalnız öyle tipler var ki, yolda görsen haline acırsın; ponziye 200-300 bin lira yatırıyor. Bunlardan bir bardak su iste vermezler ama. Neyse, TCK 215 sebebiyle daha fazla yazmayacağım. Fakat şunu söylemeden geçmeyeyim: Bedava peynir sadece fare kapanında olur.
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: saadet zinciri) (#4329688) çok takdir ettiğim ve arada "ulan acaba yapamaz mıyım?" diye düşündüğüm acayip bir dolandırma tezgahı. bir ara bununla ilgili çok video, belgesel izlemiştim. ponziyi kuran dolandırıcıların öyle bir iletişim gücü, ikna kabiliyeti var ki adamlara inanmamak elde değil. (bkz: kenan şeranoğlu) nam-ı diğer titan kenan biyruun bu da bir röportajı ve babil dizisinin şu sahnesi gayet iyi bir açıklama olabilir.
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      seçil erzan'la beraber yeniden gündeme gelendir. t: charles ponzi'nin bulduğu saadet zinciri. batmaya mahkum bir sistemdir. bunu da daha en başından belli eder. zira hiç utanmadan akla mantığa aykırı şu mekaniği vaat ediyor; "düşük risk ve yüksek getiri" :) iktisadi olarak imkansız bir şey bu. olayın pratikteki karşılığına bakmaya gerek bile yok, teorik olarak zaten çökük bir şeyle yola çıkıyor. illa pratiğe bakacaksak da; insanlık tarihinde ezelden beri değişmeyen kaide aynıdır; yüksek getiri ancak yüksek risklerden geçer. bir yerde turnayı gözünden vuran bir yatırımcı varsa elbet çok büyük riskler almıştır. düşük risk ise maksimum düşük gelir sunar. çünkü riskin az olduğu yerler kalabalık olur, rakipler çoğalır, oynanan kumar hafiftir. büyük kumar yoksa büyük kazanç olmaz. pasta üzerinden buna şu örneği verebiliriz; baloda olduğunuzu düşünün. o sırada o mekanda sizinle beraber 100 kişi olsun. salonun tam ortasında düğün pastası misali oldukça görkemli bir pasta var. şayet 100 kişi birden o pastayı talep ederse sizin payınıza düşecek dilim çok çok az olacaktır. çünkü herhangi bir riski göze almışlığınız yok. sürü adamı olup herkes ne yapıyorsa onu yaptınız hepsi bu. herkesle aynı şeyi yapıp en farklı/kazançlı sonucu nasıl bekleyebilirsiniz? radikal karar almazsanız o sürüden ayrılamazsınız. öte yandan varsayalım ki pasta henüz kesilmeden salonda bir dedikodu çıktı. pasta meğerse zehirliymiş... teyide muhtaç bir bilgi olsa da kesinlikle görmezden gelinecek bir iddia değil. dedikoduyu duyduğunuz an kendinizi radikal bir karar verirken buluyorsunuz; ya pastayı yemeyi göze alıp risk alacaksınız. ya da çoğunluğun yapacağı gibi bu riskten uzaklaşıp pasta yemesem de olur diyeceksiniz. ya yüksek riskli ve pasta yeme kazancı sunan a yolu. ya da sıfır riskli ve hiç pasta yeme kazancı sağlamayan b yolu. seçim vakti, karar sizi bekler... insanların çoğu nasılsa pastayı tatmamaya karar verdikleri için hiç kullanmadıkları çatlaklarını orada bulunan masaya bırakırken ama pastayı da şöyle bi' göz ucuyla süzerken... siz bu aşamada orada masanın üstüne çıkıp o topluluğa karşı "ben bu pastayı tadarım. ama bana bir şey olmazsa pasta benimdir... akabinde onu kesip dilim başına size x ücret karşılığında satarım. bana bir şey olursa da canımdan olurum, bu riski göze alıyorum. tekrar ediyorum, şayet pasta sağlam çıkarsa sanki ilk tadım riskini göze almamışım gibi davranmak yok, pasta sağlamasa anında benimdir, anlaştık mı?" teklifini sunarsanız, kabul edildiği takdirde siz hayatınızı ortaya koyarak risk almış olursunuz. mantıklı bir risktir, değildir o kısımda değilim. kimsenin almadığı, cesaret edemediği, yanaşamadığı bir riski göze alıp, olumlu senaryoda o riskin bedeli temin etmenizin değerinden söz ediyorum. bu durum insanlık tarihi boyunca böyle olmuştur. konu tamamen riskin ve kazancın doğru orantılı olması yani. bu sistemse sözde ters orantı vaat ediyor. düşük risk nereye yüksek kazanç getiriyor? vaat kısmındaki safsata bir yana, işleyiş olarak da kendi kendini yiyen bir sistem bu. geçen sene malumath kanalı bu konuda şöyle enfes bir içerik üretmişti; saadet zincirinin matematiği not: videoda bahsi geçen madoff vakası müthiş skandaldı bu arada. adına yapılmış dizileri hâlâ izlemedim fakat the wizard of lies güzel filmdi. şu ikisini söylesem yeterli olur sanıyorum; hbo yapımı + başrol robert de niro... tavsiye edilir. --- spoiler --- "Türkiye ilginç bir ülke, Ponzi oyunu denen ve sonra girenin parasıyla bir öncekine getiri ödemesi yapılması düzenine bağlı olarak işleyen dolandırıcılık sistemi bu topraklarda defalarca denendiği ve insanların paraları defalarca battığı halde hala talep görebiliyor. Türkiye’de Ponzi oyununun yaşandığı en kapsamlı olay 1980’lerdeki bankerlik olayıydı. Böyle bir deneyimi yaşamış olan toplumda normal olarak bu olayın tekrarlanmaması gerekirdi ama o tarihten sonra defalarca tekrarlandı." . "Faiz, tek başına bir ekonomiyi batırma gücüne sahip olsa da tek başına bir ekonomiyi kurtarma yeteneğine sahip değildir." - mahfi eğilmez --- spoiler ---