piraye

beynime kazınan tek kitaptır.edebi yönden çok başarılı olmamakla beraber eski türkiye de yasanan olaylara bi nebze ayna tutmaktadir.

canan tan'ın diğer kitaplarından pek farklı olmayan bir kitabı. kitap oldukça sıradan,türkiye'de yaşayan doğu kültüründen kesitler var. bayıla bayıla okuyanların dünyada yazılan kitaplardan haberi yok sanırım.

--- spoiler --- okuduğum ilk roman. daha 6. sınıf. aşk ne bilmiyorum tabii. aşkı gençlik dizilerinde görmüşüz aslılar efeler denizler... ne kadar aşk tabi tartışılır. ilk defa iliklerime kadar aşkı hissettiğim roman. okuduğum romanı bir daha okumazken tekrar okuduğum roman. sonunda hep ağladığım roman. gel artık haşim artukoğlu babanın adını yaşatmak için gel, diye son cümlesinde zor yutkunduğum romandır. hep içimdeki ince sızıdır. --- spoiler --- Edit: spoiler

wp durumuma "peki haşim'in suçu neydi de , kendini öldürecek kadar çok sevdi piraye'yi?" yazdıran romandır.

--- spoiler --- piraye öldü aşkindan yinede dönmedi nazim’a --- spoiler ---

2.kez okuduğum tek roman

şiir gibi isimli yeni yazarımız.hoşgelmiş.

ben bu nicki nasıl düşünemedim diyerek kafamı duvarlara vurmak istiyorum şuan. nickini favladım ve çok kıskandım. neyse sevgili piraye, nickin gibi hoş geldin.

pirayeyi gözümde canlandırmaya çalışırdım.kapaktaki kızla uyuşturamıyordum bir türlü

aşkından öldü piraye, yine de dönmedi nazım'a

aldatılmış aşık bir kadın, piraye. aşkından ölmüş ama dönmemiş nazım'a. nazım bir şiirinde şöyle bahsediyor “senin adını kol saatimin kayışına ‘tırnağım ile’ kazıdım. yüzlerce mektup, sayısız şiir ve bir o kadar da yalan. yapı kredinin 'nazım ve vera’ adlı yaptığı sergide, nazım'ın kol saatinde 'vera’ yazmakta ve 'piraye’ den iz yok.

yeni okumaya başladım. başta sevmedim hayatında hiç sevmemiş bi kız nasıl hemen aşık olur diye düşündüm, bazen gereğinden fazla naz yapmasına kızdım. evlilik teklifinin bu kadar basite alınmasına kızdım. ama okudukça da beni niye kimse böyle sevmiyo benim için şöyle çabalamıyo diye üzüldüm. sonunu merak ediyorum kesinlikle sürüklüyo insanı.

bir canan tan klasiği aldığıma ve okuduğuma bu denli pişman olduğum nadir kitaplardan seveni varsa da özür dilerim ama bu kadının kitapları güzel değil bence

kelime anlamı süs, zinettir.

"bir tek şiirlerin iyi gelir bana nazım.. göz kapaklarım milyon yıl kadar ağır, hiç kapanmamış gibi.. ve kirpiklerim, seni gölgesinde serinletecek kadar serin.." ~piraye'den nazım'a~

orospu piraye

"bak," diyor sakin bir sesle. "bu söylediğin neye benziyor, biliyor musun? billur, kırılgan, el sürmeye kıyılamaz güzellikte bir köşk düşün... doğduğun günden bu yana, yavaş yavaş, her seferinde küçük bir billur tanesi ekleyerek; emekle, sabırla oluşturduğun, göz kamaştırıcı güzellikte bir köşk... ve sen bunu bir anda yerle bir etmeye karar veriyorsun. geride kalacak enkazı diriltmeye gücün var mı? aynı görkemdeki bir köşkü yeniden inşa etmek olası mı?"

bahariye'de nazım hikmet kültür merkezinin bahçesindeki kafe. mütemadiyen hafif esintili ve serindir. servis biraz geçtir lakin sıcak kadıköy günlerinin vazgeçilmezidir. bazen bira patates kızartması bazen sahanda yumurta bazen uzun oturmalı çay saatleri için gidilir. herkese açıktır ama herkes gelmez. 45 yaş üstü uzun saçlı dedeler mor saçlı babanneler sıkça görülür,masalarda genelde sanat konuşulur. gidin,serinleyin.mis.

selamlar. bu cuma yenimahalle 4 mevsim tiyatro salonunda saat 20.30'da tiyatrosu var. kendime tiyatro buddy arıyorum. biletler 80 tl. iletişim dm.