bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1642 - 1712 yılları arasında yaşamış divan şairi. şiirlerinde didaktik öğelere yer vererek, divan şiirinde yeni bir yol açmıştır. divan şiirine öz bakımından yenilik getirmiş, özellikle toplumsal düzensizlikleri, yaşamın kişiyi kötü yapan yönlerini göstermiştir. din ve töreyle ilgili öğütler vermiştir. divan'ından başka "hayriye", "hayrabad" adlı tanınmış mesnevileri, gezi notlarını içeren "tuhfetü'l harameyn" adlı yapıtı vardır.
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      nabinin mahlası na ve bi kelimelerinden gelmektedir. çare biçare, mert namert gibi tezatlık oluşturur. iki yoktan ne çıkar nabi diye bir beyitinde mahlasının anlamını vurgulamıştır.
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''bu neşenin sonu elbette baş ağrısıdır.''
    6. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      haberci anlamına gelen erkek ismi. güzel bir isim. lakin abinizin ismi ise hayat zor olabilir. (bkz: nabi abi)
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    8. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "na" ve "bi" farsça'da yok demektir. 2 olumsuz ek olumlu mana ifade eder. yani "yok, yok!" anlamına gelir.
    9. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "sitem/dert hep tanidiktan/dosttan gelir yabancidan/düsmandan gelmez."
    10. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      nabu'nun nixe versiyonu
    11. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      klasik türk edebiyatı şairlerinden...
    12. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Aleme racon kestiği bir şiiri vardır ki bence efsanedir. Her beyiti, altında Türkçe çevirisi olmak ile birlikte yazıyorum. Çeviri tam doğru değildir. Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz Biz neşâtın da gamın da rûzgârın görmüşüz. Zaman bahçesinde hem baharı hem sonbaharı görmüşüz. Neşenin de kederin de rüzgarını görmüşüz. Çok da mağrûr olma kim meyhâne-i ikbâlde Biz hezârân mest-i mağrûrun humârın görmüşüz. İkbal meyhanesinde mevki sahibi oldun diye çok da böbürlenme. Akşam içip kendinden geçerek gururla nara atanların sabah baş ağrısından uyanamadıklarını görmüşüz. Top-ı âh-ı inkisâre pây-dâr olmaz yine Kişver-i câhın nice sengîn-hisârın görmüşüz Kırık gönüllerin çektiği "ah" topunun Yıkılmaz kaleleri yıktığını görmüşüz Bir hurûşiyle eder bin hâne-i ikbâli pest Ehl-i derdin seyl-i eşk-i inkisârın görmüşüz. Dertlilerin gözlerinden akan sellerin Bir hışımla bin hâneyi yıktığını görmüşüz Bir hadeng-i cân-güdâz-ı âhdır sermâyesi Biz bu meydânın nice çâpük-süvârın görmüşüz. Can yakıcı bir "ah" okudur gariplerin sermayesi O okla yıkılan nice süvari görmüşüz Bir gün eyler dest-beste pây-gâhı câygâh Bi-‘aded mağrûr-u sadr-ı i’tibârın görmüşüz. Oturduğu makamın kendine itibar kattığını sanan mağrur kimselerin Bir gün oradan uzaklaştıklarında el pençe divan durarak hizmetkar konumuna düştüklerini görmüşüz Kâse-i deryûzeye tebdîl olur câm-ı murâd Biz bu bezmin Nâbîyâ çok bâde-hârın görmüşüz Dilenci çanağına dönüşür bir gün gururla kaldırdığın kadeh Ey Nâbî! Biz buna benzer çoklarını görmüşüz