t:
farazi,
sinan öktem ve
sorgu'nun birlikte yaptığı eşsiz şarkı.
bu gibi şarkılardan dayak yiye yiye büyüdüm ben. vicdan azabı gibi.
"yalancılar tanık, ifadeler ağır.
kimse duymaz, çünkü sen içine doğru bağırdın.
yağmur olsa öfken şu an sağanak yağardı.
yine de bi' yandan şemsiye tutardın."
ah mücahit, ah mücahit..
Instrumental
---
spoiler ---
senelerce zai, menekşeler cezayir
anlatmaya çalıştıkça anlatamadım hali
ara sokakta dükkan üstü tek göz vesair
torna tespiyeden biraz anlar mücahit
sağını makina kaptığından sol eli müsait
taze demli çaydan önemli değil mesai
geri çevirmez işini yapar pahalısından daha iyi
dostluğumuz baki ama art niyetim zahir
sicili bozuk tabancayı ettirmek için tamir
dükkanda bırakıp çıktım ordan dönmedim bi' daha hiç
bi'kaç güne kalmadı tam kulağımın arkasından
iki mermi yedim buldular atölyenin ortasında
ah mücahit, ah mücahit.. olmasaydı sonumuz böyle
keşke dostluğumuz doğmasaydı hiç
cesedimle beraber bir de benim tabanca
anlat anlatabilirsen içerde haftalarca
peki sen ne yaptın? öldüğüme üzüldün
hiç suçlamadın beni, dedin ki mesele değil çözülür
vicdanın karası mısın, menfaatin denizi mi?
masada kalan dostların da bi' sohbette çözüldü
yalancılar tanık, ifadeler ağır
kimse duymaz, çünkü sen içine doğru bağırdın
yağmur olsa öfken şu an sağanak yağardı
yine de bi' yandan şemsiye tutardın
keramet şemsiyede değil, anormal adamdın
yani insanlık hali. yaz katip arzuhali
kitaplar emsali yazar, yazar mı kim salih?
üç günlük ömrün emsalsiz intihali
---
spoiler ---