mustang

yönetmenliğini fransa'da yaşayan deniz gamze ergüven'in yaptığı beş yetim kız kardeşin bir karadeniz kasabasında ayakta kalma mücadelesini anlatan film. türkiye'de türkçe çekilen filmin fransa'nın en iyi film dalında oscar adayı olması kesinleşmiştir.

bir amerikan efsanesi (bkz: ford)

gözlüğümün markası.

fransa adına oscar'a en iyi yabancı film dalında aday olan türk filmi. aday adayı değil bak, bildiğin aday. link (bkz: deniz gamze ergüven)

türkiye'de tübitak rtük vb varken daha çok bakariz boyle aq

en büyük hayalimdir (bkz: 67 mustang) imkanlarımın oluştuğu ilk gün alacağım.

filmin oscar'a aday olamamasının sebebi sivas filmidir. ayrıca türkiye'nin adayı sivas filmi bu filmden kat ve kat daha iyi bir filmdir. mustang eğer türkiye'den aday olsaydı mümkün değil oscar'a kalamazdı hatta sivas kadar ilerleyemezdi bile. bu oscar denilen şey gerçekten de lobi işi, filmin fransa'dan aday olması oyuncular ve deniz gamze ergüven için büyük bir şans olmuştur yatıp kalkıp dua etsinler.

amerika kıtasının kuzeyinde bir dönem 1493'de ispanyollar tarafından kıtaya götürülen genelde fas kökenli berberi atı olsa da portekiz kökenli sorraia ve ispanya kökenli endülüs atı gibi at ırklarının karışımları olan iber at ırklarıda vardır. ispanyollar götürmüştür ama kıtadaki atlarla tanışan ve onu kullanmasını öğrenen ilk yerliler pueblo kızılderilileri olmuştur. bu atlarla ispanyollara zor anlar yaşatmışlardır. bir dönem 3 milyona yakın nüfusu olan bu atlar günümüzde özgür halde 33.000 kadardır.

az önce izleyip bitirdim, güzel film. sevdim ben. ilk başlarda çocukların çıplaklığı biraz rahatsız etse de, böyle kör göze parmak sokarcasına gösterilmeye çalışılsa da hikaye ilerledikçe film daha derli toplu oluyor. beş yetim kız çocuğunun çocukluktan kadınlığa jet hızıyla geçişi güzel anlatılmış. filmde gerçekleşen tüm absürtlükler bu ülkenin gerçeği. ve bunların aşılması için ne kadar süre geçmesi lazım, açıkçası hiçbir fikrim yok. aşırı rahatsız eden kısımları da var. spoiler olacak gibi ama mesela kanlı çarşaf kısmı iyi gerdi beni. aşırı rahatsız oldum, çocuğun ve kızın çaresizliği karşısında. mahallı baskısı, türk toplumunun bekaret takıntısı çok çok çok güzel anlatılmış. soundtrack'i çok güzel. oyunculuklar çok güzel. (bkz: doğa zeynep doğuşlu) (bkz: tuğba sunguroğlu) (bkz: elit işcan) (bkz: ilayda akdoğan) en küçük kız rolündeki güneş şensoy mükemmel oynamış.

at at bildiğiniz at. kızılderililerin bindiği fas ve ispanyol atlarının kırması.

ford'un efsanevi modelidir. güneş gözlüğü markasıdır. amerika kıtasının en hızlı at türü olması lazım ki ford model olarak bu ismi seçmiştir

arabasını bilmem ama film çok iyi.

88. akademi ödüllerinde şansı yaver giderde alır oscarını inşallah.

ford adlı markanın efsane arabasıdır ve mükemmeldir

deniz gamze ergüven'in yönetmenliğini yaptığı ve çok beğendiğim filmdir. lakin beni şaşırtan bir şey var ki o da film hakkında yapılan yorumlar. hangi siteye girersem gireyim film hakkında olumlu bir yorum okuyamadım maalesef. güya film türkiye'yi çok kötü yansıtıyormuş, fransızlar bilerek bizi avrupa'ya kötü göstermek istiyorlarmış. enteresan değil mi? zira filmde olanlar pek tabii türkiye gerçekleri. lakin asıl enteresan olan filmden rahatsız olan güruhun rahatsız olduğu kısım kızların zorlar evlendirilmesi, okuldan alınması veya bekaret kontrolü sahnesi değil. ece karakterinin arabada sevişme sahnesi ve kızların cinsellikle ilgili çok fazla bilgiye sahip olmasıymış. buymuş meğer bizi avrupa'ya bizi rezil edecek olan. düşünebiliyor mususunuz? ülkenin halini filme yapılan yorumlar filmden daha iyi anlatıyor doğrusu. pes.

ne filmi amk araba araba

harika film. dolabın içerisindeki katlı kıyafetler arasından geziye selam çakmış tüyleri diken etmiştir. zira mücadele her yerdedir.