t: kalbin en şiddetli hissettiği duygulardan.
kendisinden nefret ediyorum bu dilsiz duygunun. kızgınlık olsa bağırıp çağırır, öfkemi sağa sola kusardım. Ama kırgınlık öyle değil. sessiz. Fazla sessiz. insanı içten içten öldüren kanser gibi, soğukkanlı. o yüzden ondan yerli yapımların, sitcom komedi(?) dizilerindeki gülme efektinden ettiğim kadar nefret ediyorum.
kırgınlık... belki de geçmesi en çok zaman alan şey.
ne de olsa kalp kırılıyor, hem de çatırdaya çatırdaya. gecenin karanlığındaysan, odanda saniye başı tik tak tik tak diye atan duvar saatin yoksa ve eğer ağlamıyorsan, duyuyorsun o sesi...
dinlemekten başka çare yok. söküp atamazsın ki kalbini. mecbur dinliyorsun. tıpkı; dedeni kaybettiğin gün, minareden yükselen sela sesini dinlediğin gibi. mecbursun...
bir kalp neden kırılır?
bir insan nasıl sevdiğine kıyabilir?
neden sorduğum bütün sorular cevapsız kalıyor?
hepsini geçtim, neden kalbi en çok, yine kendi içindekiler kırar?
bazen bir baba evlatlıktan reddeder. bazen de bir dost sırtımızı hançerle tanıştırır. ama neden?
zaman her şeyin ilacıysa, şu an olduğum yerde yaşlanmak istiyorum. bıktım artık, yeter ki geçsin şu his.
link