bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir sezai karakoç şiiri. 1. saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir sen kaç köşeli yıldızsın fabrika dumanlarında resmin kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun hâtırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim bir tek köşen bile ayrılmamışken bana var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim sen kaç köşeli yıldızsın (1954, nisan) 2. evlerinin içi ayna döşeli ayna hâtıra gözler ve sevmek benim aşkım bin bir köşeli ah bin bir köşeli bir köşe gidince bin köşe yeniden gelecek ayna hâtıra gözler ve sevmek evlerinin içi kabartma bahar köşelerinde keklik gibi bakıp duran saksılar halıları öpe öpe nakış yapar nakış gibi ayaklar siz söyleyin insan seve seve ölmez ne yapar köşelerde keklik gibi bakıp duran saksılar evlerinin içi yeni güllerden görülmemiş güneşleri görülmemiş gözlerine getiren sağ köşedeki entari sol köşedeki şapka beni katil suların ortasına bıraka katil sular güneşi gözlerinden götüren evlerinin içi gurur döşeli benim aşkım bin bir köşeli ah bin bir köşeli (1954, mayıs) 3. sen geldin ve benim deli köşemde durdun bulutlar geldi ve üstünde durdu merhametin ta kendisiydi gözlerin merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu bulutlar geldi altında durduk konuştun güneşi hatırlıyordum gariptin yepyeni bir sesin vardı bu ses öyle benim öyle yabancı bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı dişlerin öpülen çocuk yüzleri güneşe açılan küçük aynalar sert içkiler keskin kokular dişlerin içinden geçilen küçük aynalar ve güldün rengârenk yağmurlar yağdı insanı ağlatan yağmurlar yağdı yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı sen geldin benim deli köşemde durdun bulutlar geldi üstünde durdu merhametin ta kendisiydi gözlerin (1954, mayıs) 4. taşların ortasında leylâ'nın gözleri leylâ köşe köşe göz göz şiirin ortasında ben leylâ'yı bulduğumdan yahut kaybettiğimden beri leylâ ya o adamın bardağında ya o dağın ortasında ben leylâ gibi güneş doğarken uyanamam şehir gece gündüz benim içime uyur leylâ'yı götürüp londra’nın ortasında bıraksam bir bülbül gibi yaşamasını değiştirmez çocuktur leylâ diyorsam kesik yanaklarıyla leylâ üç köşeli dünyasıyla okuyla yayıyla yaylasıyla acımasıyla leylâ diyorsam şu bizim gerçek leylâ biz seni işte böyle seviyoruz leylâ o gitti bize ağlamak kaldı kala kala (1954, aralık) 5. beni yeraltı sularına karşı iyi savun tırnağını taşa sürten yitik keçilere karşı bu çeşmenin üç köşesinden hangisinden su içecek senin bahtsız ve mesut eyyub'un atların en güzel biçimini sessizce kalbime indiriyor içimde istanbul çalkanırken bozbulanık çeşme bir dans için can vermeğe hazır bekliyorum sen orda gelirayak kuklalara insan gibi konuşmasını öğretme su akıyor birikiyor kan lekeleri kurtulsam diyorum bir eser buna engel öyle büyüyor öyle çoğalıyorsun istanbul kalmıyor hangi köşesinde huzur o köşesinde sen hangi köşesinde yeni çağlara uygun odalar ben bölünmez bir şairsem sen bölünmez bir anne bir çeşme (1956, haziran