bugün kitaplarım tozlanmış onları siliyim hem de düzenliyim dedim.
elime çocukluk kitaplarım geçti. yılların kitapları... sağı solu yırtılmış, eskimiş, çicekler, kalpler çizmişim, yazmayı yeni öğrendiğim vakitler çirkin bir el yazısıyla adımı falan yazmışım on-onbeş yere:)
hepsi de en fazla 20 sayfalık kitaplar, kocaman yazılı, zaten sayfanın yarısı da resimle kaplı:)
ben daha okula gitmiyordum o zamanlar. çok küçüktüm ama hatırlıyorum. okumayı bilmesem de resme bakarak altındaki yazıyı tahmin etmeye çalışırdım. sonrada abime kontrol ettirirdim bilebilmiş miyim, böyle mi yazıyor diye:)
okuma yazmayı öğrenince hepsini okudum. okurken kurduğum hayalleri falan hepsini hatılıyorum.
en sevdiğim çocukluk kitabımı gördüm sonra, sayfalarını açınca okurken kurduğum bütün hayallerim film gibi geliyor gözümün önüne. herşeyi hatırlıyorum.. küçük kızın odasını, bebeğini, dadısını, karşı apartmanı, asker babasını...
bu kitabı biri hediye etmişti bana. kitap sayesinde o kişiyi de hiç unutmıcam.
i̇lerde çocuklarıma okuturum diye temizleyip koydum yerlerine.
sonra elime
yeraltından notlar geçti. bu kitabın 100-106 sayfa aralığını kaç kez okudum bilmiyorum.
her okuduğumda yüzümde istemsiz tebessüm oluşuyor.
tasvirler muhteşem, çok samimi, anlatım çok gündelik. oradaki konunun güzelliğinden midir, yoksa bu kadar hırçın ve huysuz adamın ağzından bunları duymuş olmaktan mıdır bilemiyorum ama beni her seferinde mutlu ediyor.
evlilik bu kadar güzel anlatılır. okuyunca insanın hemen simdi şuan evlenesi geliyor, aşırı özendiriyor:)
bu 6 sayfa aralığında iki satıra bir cümlelerin altını çizmişim. yer yer benden bahsediyor kitapta, yer yer öğüt veriyor evliliğe dair.
daha bahsetmek istediğim pek çok kitap var ama mümkün değil.
velhasıl, en güzeli kitap biriktirmek.
sadece okuduğun değil, bilgisi değil,
sana hissettirdikleri ve hayallerin de birikiyor.
yıllar sonra dönüp baktığında 10 yıl öncesine ait hissi, hayali çıkarıp koyuyor önüne.
bir nevi zamanda yolculuk yaptırıyor. her raf farklı yıla, farklı yaşa ait gibi, her kitap kendi içinde bir film bir hayal deposu. kapağını açmaya gör hemen çekiyor içine seni :)
geçen bir arkadaşım laf arasında gülerek, gardırobu
kütüphanesinden büyük olan bizden değildir kızıl hanım, çeyiz biriktirme kitap biriktir demişti.
gerçekten de öyle, tam düstur edinilesi...