kaynana

annemin nasıl kaynanalık yaptığını görmesem, camdan atılmalık tip diye entry yazardım...ama işte yiğidi öldürür hakkını yemeyiz çok iyi olanlar da var tam zıttı kaya gibi sert ve geçimsiz olanlar da. (bkz: kolaylıklar diliyorum)

(bkz: kaynananin adini kuyruklu yılan koydum)

kara suratlı kaynana

oğluyla aram bozuk hatta ilişki bitti ama onunla hâlâ çok iyiyim. kaynana değil o anne. canımdan öte.

damadına tapıp gelininden ölümüne tiksinen çok yaradılışlı karakter.

Başlık yüzünden çalışırken bir anda kafamda çalmaya başlayan şarkı (bkz: çalışırken sözlüğe girmeme nedenleri)

benim rahmetli babaannem bu konuda oscar kazanabilir ya. o sıra henüz on dokuz yaşında olan annemin doğumu başladığında çığlıklarını duyduğu halde yanına gitmemiş. annem tek başına odada doğum yapmış. tahminen erken doğum yapmış, çok fazla küçükmüş ablam çünkü. gerçi hamileyken de aç bırakmışlar kadını, belki ondandır. neyse. doğum bittikten sonra şokta olan annemin yanına gelip yerdeki bebeğe bakarak, doğura doğura bu fareyi mi doğurdun diyip çıkıp gitmiş. annemin ağlamalarını duyan komşusu, babaannemle küs olduğu halde dayanamayıp gelip bebeğin kordonunu kesip kundaklamış. o sıralar babam yok tabii. iş için başka şehirde. neyse annemin sütü gelmediği için, muhtemelen ilk günden kesildi, ablam sarılık olmuş. dedemle babaanneme gidip çocuğun durumu çok kötü nolur bi hastaneye götürelim, yüzü sapsarı demiş. seninle uğraşamayız deyip yüzüne bakmamışlar. o da teyzemle birlikte hastaneye yürümüş. yürüdükleri hastane de arabayla kırk beş dakka. yürüyerek iki saati geçiyodur muhtemelen. doktor, neredeyse ölecekmiş bebek, niye bu kadar geç getirdiniz diye kızmış. birkaç sene sonra annem, ikinci ablamı doğurunca ona da doğura doğura bunu mu doğurdun deyip yanına gitmemiş. hayır bu kadın ne istiyo ben anlamıyorum ki? yıllar yıllar sonra ben doğunca ne demiş sizce? doğura doğura bunu mu doğurdun? ahsjsjjs! burda, öğretmen kemal'deki nazlı gibi, hımmm hirrrşeylerim var çok şükür benimm diyorum. beni en son bebekken hatırlayan babaanemin yanına on dokuz yaşımda gitmiştim. sen o bebek misin demişti. sonra saçlarımı sevip ağladı. annenin gelin gelmiş haline benziyosun, af dilesem bilmem affeder mi beni, o affetse allah affeder mi demişti. ölüm haberini alınca affetti annem. en sevdiği gelini değil de, en eziyet çektirdiği gelini, annem, döktü mezarına suyunu. değdi mi kız, hı? neyse artık allah günahlarını affetsin.

Henüz tanışamadık kendisiyle. Hoş, oğlunu da tanıdığımı sanmıyorum. İçimden bir ses kendi halinde takılan, torun torba hayali kuran biri olduğunu söylüyor. Teyze benim kadar tatlısını bulamazsın bak söyleyeyim:) Arada dua ederken oğluna da dua ediyorum gönlü ferahlasın diye. Kıymetimi bilin ailecek:')