bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tıbbi incelemeler için kullanılan ceset
    2. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çoğu evsiz, sahipsiz insanlardan oluyor olayı gerçek. kendini kadavra olarak bağışlayan insan sayısı az bir miktar, bu miktar da eğitim gören öğrenci sayısına yetmediği için sahipsiz insanlar belli bir süre -sanırım 5 sene- bekletiliyor birinin gelip sahiplenmesi veya tanıması ihtimaline karşı. bekletilen süre boyunca kimse gelip başvurmazsa kadavra olarak kullanılıyor, işlevini yitirince ise kapatılıp gömülüyor.
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tıp öğrencilerine sorulan tartışmasız ilk sorunun başrolüdür. "ehe ehe hiç kadavra gordün mü?"
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      anlamı solucana atılan et olan bi kelime nasıl bu kadar kuul olabilir anlamış değilim
      0kuul bi kelime mi kadavra? (eli çenesinde düşünceli emoji) - rakunettin 30.10.2016 22:19:10 |#3299785
      0ben seviyorum - nigrum_aquilae 30.10.2016 22:20:29 |#2863006
      0tamam. - rakunettin 30.10.2016 22:33:06 |#3299786
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatında ilk defa kadavra gören tıpçı kızın yüz derisini çarşaf örter gibi geri örttüğünü gördüğümde bi tırstım tabi
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      her okuduğumda "abrakadavra" dedirten kelime. biliyorum, saçma. ehe ehe :')
    7. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türkiye'de bağışlama pek yaygın olmadığından,genelde ithal edilen ölü bedeni. bizim fakültede 2002 yılından kalma emekli bir öğretmen var. gerçi cillop gibi 2 tane daha var, ama onları da çıkarmaya kıyamıyorlar (bkz: formaldehit) ten.
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: fevkalade bir ahmet muhip dıranas şiiri. "yitiren yok mu özünü benden başka?" --- spoiler --- bir gündü; yukarda gök, maviliğinde, aşağıda yer bolluk, kişi dirliğinde; doğanın insanla barıştığı bir gün. tam özgürdünkalbim, ne mutlu, ne üzgün. aylardan bir mayıs ayı mı, eylül mü, şu ilerdeki kırmızı, kan mı, gül mü... birden, nasıl oldu, n'oldu anlatamam: toplumundan hızla ayrılan bir adam, bir ceset fırlatırcasına bir kabirden koptu yeryüzünden. ben'im o, ben... birden ne eve sığar oldum sanki ne barka: bir irkilmişim ki gökdelen baraka. daha kocamandım bir devden mutlaka; bir kolum garba uzanık, biri şarka sanki masallık bir kuş; bir yeşil anka gövdem! sanki bir su yürümüş bir arka, bir sel bu, ki dağdan taştan aka aka beni benden götürmede. korka korka baktım boş gövdemin görüsüne, baka kaldım üç çizgimin yasıldığı ufka... bir kadavra orda, yeri göğü örten bir kadavra, çırılçıplak, tamtakır: ben. oysa ki eksilen nesne yok olumda ne tartıda, ne sevide, ne ölümde. ama gör ki ben ben değilim, ben başka... vah! uyup da güneşlerle dönen çarka yitiren yok mu özünü benden başka? böyle şeyler olur muymuş hiç, böyle şaka şu gövdemin bana ettiğine bak a: bir büyüdü, bir büyüdü düşe kalka. indi, yeryüzü kişiye dar, gök yuka. öyle kocaman ki giyeceği hırka ne makas var onu biçmeye, ne culka gör ki düşer düşmez bu delice aşka aynalar da uçup kaçar halka halka. oysa, toprak cömert yine, sular diri tanrımızın yüzü güleç, talih iyi. yeryüzü halkının bahtı yâr bir günü, evrenle o binde bir olan düğünü, hayvanla, bitkiyle sarmaş dolaş bütün; bir donanma günü, bir şenlikti o gün, yıldızlar uçuşur, dönenir güneşler... ama, can? canım sularla gitti gider koyup ortada bu akçıl kadavrayı, -eyvah, eyvah!- yerlerden, göklerden ayrı. --- spoiler ---
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başlığı görünce anılarım depreşti. pek hevesli sınıf arkadaşlarım sağ olsun hayatımda bi kere de olsa -görmemize hiç gerek yoktu oysa- kadavra görmek zorunda kaldım. öyle taze de değil, yıllanmış, artık neyin ne olduğu pek de anlaşılmayan haliyle. görmeyi istemezdim yine de meraklı halimden taviz veremeyip eldivenleri takıp incelemekten de geri kalmadım. hem görüntü hem de buram buram soluduğunuz formaldehitin etle -buna et denirse tabii- birleşen kokusu, gözlerinizde bıraktığı yanma hissi öyle kolay kolay alışılacak bi şey değil. bunlar genel şeyler tabii, beni asıl etkileyen göz kapağının ucunda belli belirsiz kalan birkaç kirpik parçası olmuştu. kaç yıl oldu diğer ayrıntıların büyük çoğunluğu zihnimden silinse de o birkaç kirpik hâlâ aklımda, silinmiyor da.