her

türkçeye "aşk" diye çevrilen 2013 yapımı romantik drama filmi. yakın gelecekte geçen ve joaquin phoenix'in canlandırdığı theodore twombly karakterinin mektup yazma şirketinde çalışırken hayattan sıkılmış bir kişiyi canlandırdığı filmdir. eşinden ayrılmış ve onu unutamayan kahramanımız bir gün teknoloji fuarında bir yapay zekanın tanıtımını görür hemen alır. bu yapay zeka onun için artık vazgeçilmez bir kız arkadaş olmuştur. sadece kulagına taktığı mini çipte sesi olan yapay zeka ile sonu ne olacak nasıl bir yaşantısı olacak. gercek ile yapaylık arasındaki ince çizgiyi en iyi görselleyen ve bol ödüllü film şahane sonuyla bizi hayran bırakır. filmdeki o buğulu kadın sesinin sahibi ise şu kişidir; (bkz: scarlett johansson)

Yapay zekayla üretilen bir bilgisayarın insanla olan aşk hikayesini anlatır. Sadece sesle görüntü ve fiziksel dokunma olmadan sevmiştir burdaki abimiz. Şu an günümüzde çıksa bu abi gibi olacak milyonlarca insan var.

en iyi özgün senaryo - spike jonze bunun dışında 101 ödül 129 adaylık almış bir film.

şahane filmdi. umduğumdan yüz bin kat daha iyiydi. günümüz insanının yalnızlığı muhteşem anlatılmıştı. teknoloji geliştikçe evrileceğimiz nokta bu işte. hatta evrildik bile.

"herkesin belirli bir miktar enerjisi vardır. yapmak zorunda olduğun şeyle, sevdiğin şeyleri yapmayı ayırmak, hangisinin öncelikli olduğunu bulman çok önemli."

acayip sayko bi film. ben rahatsız oldum izlerken çünkü joaquin phoenix cidden çok iyi oynamış ve inandırmış. bir insanın yapay zekaya bu denli bağlanması ve onu sevmesi, onun kendiyle beraber başkalarıyla da konuştuğunu öğrenince bu denli üzülmesi, açıkçası biraz benim tüylerimi diken diken etti.

film de tıpkı theodore'un duyguları gibi karmaşıktı bence. bi insanın duyguları, onları kime karşı nasıl kullandığı ve gerçekte yani zaman ve uzayda var olmayan bir şeye nasıl bağlandığı çok iyi bir şekilde işlenmiş filmde. i̇zlerken şaşırdığım, üzüldüğüm, güldüğüm yerler de oldu ve bu da filmi izlerken sanki yaşıyormuşsun hissine kapılmamı sağladı. ben bayağı beğendim filmi. tekrar tekrar izlenilebilir.

"ama kalp içini doldurabileceğin bir kutu değildir. sevdikçe büyümeye devam eder."

gece gece aşerdiğim filmdir. teknoloji ile yalnızlık arasında bu denli başarılı bir köprü kurması bir yana, altını çizdiği kavramlara ve birbirleriyle bağdaştırdığı unsurlara şahit etmesiyle ender bulunabilecek bir deneyimi seyirciye sunar. "bazen hissedebileceğim her şeyi hissetmiş olduğumu ve bundan sonra da asla yeni bir şey hissedemeyeceğimi düşünüyorum." "geçmiş kendimize anlatıp durduğumuz hikayelerden ibaret." "yanında olup dünyayı senin gözlerinden görebildiğim için çok şanslıyım." "burada sadece kısa bir süre için bulunuyoruz. ve burada olduğum sürede de kendimi bırakıp tadını çıkarmak istiyorum." "hiçbirimiz bir dakika önce olduğumuz kişi değiliz." --- spoiler --- sevgili catherine, burada oturmuş senden özür dilemem gereken şeyleri düşünüyordum. birbirimize çektirdiğimiz tüm acıları, seni suçladığım şeyler.. burada olup da söylemeni istediğim her şeyi. özür dilerim.. seni her zaman seveceğim çünkü biz beraber büyüdük. beni olduğum kişi yapan sensin. bilmeni istiyorum ki içimde her zaman senden bir parça taşıyacağım. ve bunun için minnettarım. her kime dönüştüysen, dünyanın neresindeysen sana sevgilerimi gönderiyorum. sonsuza dek dostun.. sevgiler, theodore. --- spoiler ---

türkçeye anlamsızca ''aşk'' diye çevrilen ve çıktığında 14 şubatta vizyona giren film. niye daha önce izlememişim diye kendime kızmadım değil.

her grubunun her tape #1 isimli albümünden çok güzel bir şarkı her

joaquin phoenix‘in başrolde yer aldığı, bilimkurgu ve romantik dram filmi. kabaca yapay zeka ile insan arasındaki iletişimi, sevgiyi, duyguları vs anlatıyor diyip geçelim. çok kabaca oldu ama olsun. konusundan ziyade filmin sakinliğini, sıkmadan izlenilebilecek bir türde olmasını, kıyafetleri, kamera çekimlerini ve ortamı çok beğendim. bilmeni istiyorum ki, içimde her zaman senden bir parça taşıyacağım. Ve bunun için minnettarım.