Haarp maarp bilmem ben. Muhtemelen full fantezidir. Hiç de ilgimi çekmedi fakat insanların suni olarak insan eliyle deprem tetiklenebileceğinin baştan aşağı bullshit olduğuna net bir şekilde inanmasını hiç anlamıyorum. Türkiye'de yaşadığımız son depremlerden, dış güçlerden ve komplo teorilerinden bağımsız olarak düşünerek "neden olmasın yav" diye sormak istiyorum.
Hadi biraz dövüşelim.
Ben şimdi neredeyse çocukluğumdan beridir komplo teorilerini severim. Çoğuna inanmam ama okumayı, oluşturulan mantık dizinlerini takip etmeyi, kafa yormayı ve açıklarını bulmaya çalışmayı severim.
Dünyada popüler olmuş çoğu komplo teorisini iyi kötü bilirim yani. Ama bu haarp konusu baya fantazi bence o yüzden hiç ilgimi çekmedi hiç de ilgilenmedim. İnsanlığın eriştiği teknolojiyi biraz abarttıklarını düşünüyorum.
Dünyanın çoğu zaman sandığımızdan daha basit ama bazı noktalarda da görünenden daha karmaşık bir işleyişi olduğunu düşünür "tüm komplo teorileri peşinen uydurmadır" fikrinin çok daha büyük bir komplo teorisi olduğunu varsayarım.
Kimse bana dünyanın işleyişinin görünen ve gösterilenle %100 uyumlu olduğuna inandıramaz.
İnternette dolanan komplo teorilerinin bir kısmının içinde bence gayet tutarlı ve haklı iddialar olabilir. Bu gayet mümkün.
Gelelim şu deprem meselesine. Yani bu olay niye bu kadar büyütüldü bilmiyorum ama teknolojik müdahalelerle deprem tetiklenebilmesi bana imkansızmış gibi gelmiyor aksine gayet olası duruyor.
Ayrıca bunun bir silah, düşman ülkelere karşı kullanılacak bir koz gibi kullanılmasına da gerek yok. Toprağın altında biriken devasa bir enerji var ve insan ırkı bu enerjiye göz dikmek ve bu enerjiyi kendi lehine avantaja çevirmek için gayet de motive olabilir yani.
İlle Amerika'nın kahramanmaraş'ı ele geçirmek istemesine gerek yok yani.
Temelde tarih boyunca insanlar neden baraj yaptılarsa aynı motivasyonla deprem tetiklemeyi de istemiş olabilirler yani.
İnsan davranışlarına ve teknolojik motivasyonlara çok uyumlu görünüyor bence.
Jeolog falan değilim, bu deprem konusundaki komplo teorilerine bile hakim değilim düz vatandaşım ve bu düzlüğümle yukarıda yazan bazı entryleri biraz düşünelim.
Mesela denilmiş ki 100 tonluk atom bombası gücünde bir deprem şiddeti bu. Bu nasıl yapılacak?
Bu konuda komplocuların da "birileri deprem ÜRETİYOR" dediğini sanmıyorum. Daha çok deprem tetiklenmesinden bahsediliyor ki bu 100 tonluk atom bombası gücündeki potansiyel enerji fay hattının kendisinde zaten var olan bir enerji.
Aklıma
şöyle bir şey geliyor yani.
Fay hattını etkileyip var olan deprem potansiyelini tetikleyecek ve ortaya muazzam bir enerji çıkartacak küçük bir dokunuşa yarayan bir teknolojik ilerleme.... Uzun vadede insanlığı ileriye taşıyacak devrimsel bir atılım olurdu bu sanırım.
Gayet iştah kabartan bir hedef.
Yine yukarıdaki entrylerden birinde "Dış güçlerin ya da Amerika'nın Adıyaman'la ne alıp veremediği var?" denilmiş.
Baştan söyleyelim her sikin, her politik olayın ardından söylenen "arkasında amerika var yeğenim" söylemi çağımızın en büyük komplo teorisi ve propagandasıdır ve maalesef sadece Türkiye'ye değil birçok dünya ülkesine has bir akıl tutulmasıdır.
Vietnam savaşından bu yana gün gün eriyen ve süper güçlüğünü kaybeden ABD'nin ayakta tutmaya çalıştığı bir imaj çalışmasıdır. Her sikin arkasında ABD yok yani. Bu cepte.
Ama fakat diyelim ki dünyanın herhangi bir ülkesinin gizliden yürüttüğü böyle bir teknolojisi varsa eğer bunu Türkiye'de kullanmaya çalışmasının birden fazla haklı gerekçeleri var.
Her şeyden önce yarraak gibi bir ülkeyiz.
Birkaç ay öncesine kadar ne idiği belirsiz, ipsiz sapsız, canlı bomba mı tecavüzcü sapık mı belli olmayan binlerce Afgan yürüyerek sınırlarımızdan içeriye girdi aq.
Çok ciddi bir zaafiyet söz konusu yani. Kolombiya kartelleri için bile yeterince savunmasız olabiliriz. :D
Bürokrasidir, mütekabiliyettir, uluslararası üstünlüktür vs. konusunda baya tırt bir üçüncü dünya ülkesi olduğumuz için böyle bir teknolojiyi denemek istesem ben de Japonya yerine Türkiye'yi seçerdim mesela. Yani aslında komplocuların elini güçlendiren en önemli sebeplerden bir tanesi cidden yarrak gibi bir deprem ülkesi olmamız olabilir.
Cidden böyle bir projenin başında olsanız ve illegal yollarla bu teknolojinin sınırlarını test etmek için hangi ülkeyi kullanırdınız? :D
Ulan hiçbir şey olmasa 30milyar dolara tayyip kendisi saha çalışmasına izin verir aq laskdjalkd
Yani suni deprem tetiklenebiliyorsa bile bunun bizim ülkemizde olmasının sebebi dış güçlerin bizi kıskanması olmazdı sanırım. Bu daha çok deney hayvanlığı olurdu. Birileri deprem enerjisini kullanmak istese ve bu konuda gizlice bir teknoloji geliştirse deney ve gözlem aşamasını deprem bölgesi olan, üzerinden birçok fay hattı geçen üçüncü bir dünya ülkesinde gerçekleştirmek isterlerdi sanırım.
Bir de bu tarz komplo teorilerine inananların genellikle eğitimsiz, cahil cühela takımdan olması meselesi var.
Bu biraz anlaşılabilir bir eleştiri. Komplo teorilerine peşinen inananların çok büyük bir çoğunluğu sığır kesimden çıkıyor. Bu konuda yapılmış ciddi araştırmalar var. Ama bu da anlaşılabilir bir eğilim. Dünyanın işleyişini tam anlamlandıramayan insanların bazı olaylara komplolarla açıklama getirmeye eğilimli olması ya da bunlardan taraf olması komplo teorilerinin en büyük açıklarından bir tanesi bence de.
Ama bunun yanı sıra bu tarz komplolar varsa bile bunların keşfini dünyanın mevcut düzenine sorunsuz entegre olmuş, örgün eğitim almış, işleyişi anlamasa bile çarka dahil olmuş insanlar tarafından olamayacağı gayet açık.
Konunun tartışıldığı düzlem gereği bu tarz şeylere inanan insanların marjinal tipler olması kaçınılmaz. Her gün 3. nesil kahvecilerden karton bardakta kahve alıp toplantı set eden, ne işe yaradığı fon sağlayıcı sermayeler tarafından bile bilinmeyen şirketlerin bünyesindeki beyaz yakalı avellerin bu tarz zincir kıran komploları ortaya çıkaracağını düşünemeyiz zaten.
Bir düşünün orta çağda kliseden iyi bir eğitim almış, bir toprak ağası köylüsünün oğlu olsaydınız ve denyonun biri size dünyanın düz değil yuvarlak olduğunu söyleseydi ne hissederdiniz?
Ortaçağın köylüsü neyse bugünün orta düzey vasat insanı aynı şeydir. Beyaz yakalı ya da mavi yakalı olması, memur ya da teknisyen olması önemli değil.
Teknisyeni özellikle yazdım. Çünkü çağımızdaki teknik eğitim alabildiğine özelleştiği için genel meselelere hakimiyeti giderek zayıflatılmıştır.
Bu mesele gelecek hakkında teknolojik ilerleme üzerine yazılmış bir distopya romanı olan "cesur yeni dünya" romanında da değinilen bir mesele.
Çağımızdaki modern eğitim çok detaya, dataya ve derinliğe sahip olduğu için herhangi bir konuda uzmanlık eğitimi alabilmek kaçınılmaz olarak birçok noktayı es geçmeyi gerektiriyor. İyi bir mühendisin ya da iyi bir doktorun dünyanın işleyişindeki birçok noktayı mecburen kaçırması bu yüzden.
Hepimiz aldığımız eğitimler ve edindiğimiz uzmanlıklardan dolayı mecburen birçok meselede dar kafalı kalıyoruz. Yoksa iyi yetişemeyiz. Bu başka bir problem. Bu entrynin konusu değil ama parçası.
Yani bu tarz komplolar baştan paradigma kıran varsayımlar. Haliyle mevcut paradigmalarla açıklanması zaten mümkün değil. Böyle bir teorinin varlığı gerçekse bile bunu ortaya çıkartacak kişi Celal Şengör değil yani.
ilkokul mezunu akpli dayı da değil tabii ama o bizim konumuz değil alskjdasd
Yani sözün özü haarp maarp tırıvırı şeyler bence. İnternette ilkokul mezunlarının kendi aralarında mastürbe ettiği komplo teorisi geyiklerinin çoğunun içi boş bence. Bu kadar komplike teorilerin olmasın gerek yok.
Ama böyle bir düşüncemin olması teknolojik bir olasılığı keyfi gerekçelerle sıfıra indirmemi de zorunlu kılmıyor.
İnsan ırkının çok acımasız, çok hadsiz ve çok küstah olduğunu düşünüyorum. Apartman boyutunda demir yığınlarını birkaç on yılda yüzlerce km hızda gökyüzünde uçurmaya cüret etmiş bir organizasyondan bahsediyoruz.
Geometrik hızda ilerleyen bir teknolojik gelişimden bahsediyoruz.
Büyük savaşlarda, büyük kıyımlarda mevcut olağanüstü duruma hemen entegre olup birçok teknolojik ilerlemeyi hızlandırmış, birçok bilimsel testi tam da o olağanüstü şartlardan yararlanarak test etmiş insan ahlakından bahsediyoruz.
Hırsları, egoları, özgüvenleri ve merakları sebebiyle ufkunu hep en uç noktalara diken insanlık birçok konuda doğal sınırlarından hala çok uzak.