bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hücrenin kromozomlarında bulunan, canlı bireylerin kalıtsal karakterlerini taşıyıp ortaya çıkışını sağlayan ve nesilden nesile aktaran kalıtım faktörleri. genetik unsurun en küçük parçası. gen terimi ilk olarak 1909’da johannsen tarafından o zamana kadar farklı isimlerle ifade edilen kalıtsal üniteler için kullanılmıştır. canlıların atalarından aldıkları ve çoğunlukla değişmeden nesillerine aktardıkları özelliklere "kalıtsal karakterler" denir. bir canlı türündeki benzerlik ve farklılıkların ortaya çıkışında gen denilen kalıtım maddesinin ve çevrenin etkisi büyüktür. kalıtım maddesi denince, ana-babanın üreme hücrelerindeki "genetik bilgi"nin tamamı anlaşılır. hücre ve genler üzerinde yapılan araştırmalar, genlerin kromozomlar üzerinde bir kolyenin boncukları gibi dizili olduğunu göstermiştir. son yıllarda bir organizmanın yapı proteinlerinin ve hücre yapısının dna adlı bir organik molekül aracılığı ile dölden döle aktarıldığı anlaşılmıştır. genin, çok uzun spiral (sarmal) şekilli dna molekülünün kalıtımla ilgili bir bölgesi olduğu kabul edilmektedir. gen, belli uzunluktaki bir dna parçasıdır. yapısında yaklaşık olarak 1500 nükleotit bulunur. hücre bölünmesi sırasında genetik materyal her iki hücrede de bulunabilmek için kendini eşleme özelliğine sahiptir. her gen, birçok genetik (irsi) mesaj taşır. genler, her canlı ferdin kendisine ve türüne has morfolojik, psikolojik karakterleri ihtiva eden ve bu karakterleri kalıtsal olarak nesilden nesile değişmeksizin intikal ettiren harika yapılardır. her canlı ferdin ve neslinin hayat planı dna yapısındaki genlerde kodlanmıştır. dna’lar kendilerinin kopyalarını yaparak, üreme hücreleriyle bu genetik şifrelerini nesilden nesile iletirler. her canlının ve neslinin vücut yapısı ve her çeşit karakteri kromozomların genlerinde ilahi birkudret ile kodlanmıştır. her karakter en az iki genle tayin edilir. genetikte her gen bir harfle temsil edilir. dominant (baskın) genler büyük harfle, resesif (çekinik) genler aynı harflerin küçükleri ile ifade edilir. gen çiftleri homolog kromozomların karşılıklı yerlerinde bulunur. aynı karakterler üzerine aynı yönde etki eden genlere "identik genler" adı verilir. aa, aa identik genlerdir. aynı karakterler üzerine zıt yönlü etki eden genlere de "alel genler" adı verilir. b geni b’nin alelidir. pratikte ise, gerek aynı yönde gerekse zıt yönde etki eden gen çiftlerine alel denilmektedir. gen çiftinde (alelde), her iki gen aynı ise, organizmanın genotipi homozigot, farklı ise heterozigottur. aa gen çifti homozigot bir genotipi, aa veya bb gibi bir alel ise heterozigot bir genotipi gösterir. alel gendeki her iki genin özellikleri aynı anda organizmada ortaya çıkmaz. daha çok birinin özelliği canlıda kendini gösterir. bu gene baskın (dominant) gen denir. bir başka deyişle, görünüşte kendini gösteren gene dominant gen, etkisi gizli kalan, fakat diğer döllere özellikleri aktarılmaya devam eden gene de çekinik (resesif) gen denir. bir ferdin her hücresinde sahip olduğu genlerin toplamı onun genotipini meydana getirir. organizmanın belli bir andaki görünüşü ve durumu da onun fenotipidir. her organizma fenotipini, genotipi ile ortam şartlarının (çevrenin) karşılıklı etkileşmesi sonucunda kazanır. çevre şartlarının farklı olması sebepiyle canlının dış görünüşünde husule gelen değişiklikler kalıtsal değildirler. böyle olmakla beraber kalıtım ve çevrenin canlı üzerindeki etkisini birbirinden ayırmak mümkün değildir. farklı çevre şartlarında bir canlının fenotipinde meydana gelen değişikliklere modifikasyon denir. modifikasyonlar sonradan kazanılan özellikler olduğu için, dölden döle geçemezler. bir değişikliğin kalıtsal olabilmesi için, üreme hücrelerinin genetik bilgisinde ortaya çıkması gerekir. çevre şartlarının değişimiyle fenotipte meydana gelen değişiklikler, genlerin değişmesiyle değil, genlerin işleyişindeki değişmeyle ortaya çıkmaktadır. modifikasyonlar ısı, ışık, nem ve besin gibi çeşitli faktörlerin etkisiyle meydana gelmektedir. genotipleri birbirinden farklı olan iki ferdin eşleştirilmesi (hayvanlarda) veya tozlaştırılması (bitkilerde) işine hibridizasyon veya melezleme denilmektedir. bu işlem sonucu meydana gelen ferde de hibrid (melez) denir. genellikle dominant genlerle geçen özellikler, her kuşakta ortaya çıkar ve birçok ferdin fenotipinde kendilerini gösterirler. örnek verilecek olursa, insanda gece körlüğü bir dominant gen tarafından kontrol edilir ve bu hastalığa sahip olanların çocuklarında görülmeleri sıktır. resesif karakterler her dölde görülmezler. çünkü dominant genle beraber bulunan çekinik gen, maskelenir ve fenotipte kendini gösteremez. resesif genler ancak bir fertte homozigot hale geçince (alelde her iki gen de aynı olunca) kendilerini belli ederler. bundan dolayı resesif bir genle iletilen bir hastalık veya özellik, birçok nesil boyunca gizli olarak taşınır. bir kısım genler homozigot halde bulundukları zaman, hayatla bağdaşmazlar yani öldürücüdürler. bunlara "letal genler" denir. insanda heterozigot dominat haldeyken kısa parmaklılığa sebep olan gen homozigot hale geçince, gelişmenin erken dönemlerinde ölüme sebep olur. bazı genler ise heterozigot oldukları zaman yine öldürücüdürler. ancak bunlarda şahsın bir müddet yaşaması mümkün olur. böyle genler de semi-letal (yarı öldürücü) genler ismini alır.
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bizi biz yapan temel yapı taşlarımızdan her biri. oğlan dayıya,kız ise halaya da yapar bazen. biraz amcamız oluruz,birazda rahmetli dedemiz.
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "togan gökbakar'ın ilk uzun metraj denemesi olup, korku-gerilim türünde bir sinema filmidir. filmin bütçesi 1 milyon dolardır. "
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: dna molekülü üzerinde yer alan ve belirli bir proteinin sentezi için şifre veren bölüme gen denir.
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      arka kapak yazısı (tanıtım bülteninden) “geleceğimizin yıldızlarda olduğunu düşünürdük. artık genlerimizde olduğunu biliyoruz.” - james watson, dna’nın nobel ödüllü kaşiflerinden - gen. i̇nsanoğlunu inşa eden, onu tanımlayan kaynak kod. sahip olduğumuz en insani şey. ve onu anlamaktan ona yön verebilmeye geçtiğimiz bugünlerde, türümüzün belki de verip vereceği en büyük bilgelik sınavının konusu. tüm hastalıkların şahı’yla pulitzer kazanan siddhartha mukherjee, kendi ailesindeki şizofreni geçmişinden yola çıkarak bizleri bilim tarihinin en güçlü ve tehlikeli fikirlerden birinin doğuşu, gelişimi ve geleceği üstüne muazzam bir yolculuğa çıkarıyor. mendel’in bezelyeleri ile filizlenen bir fikrin darwin’le birlikte yeşermesi, nazilerin elinde tehlikeli bir silaha dönüşüp ırk ve kimlik tartışmalarının başköşesine yerleşmesi, ardından modern genetik, insan genomu haritası ve o büyük soru: eğer genetikle oynamak, çocuklarımızın yazgılarını ve kimliklerini belirlemek mümkünse insan olmak ne anlama gelir? genetik bilimin ahlaki labirentinde yolumuzu nasıl çizeceğiz? kraliyet akademisi bilim kitabı ödülü ve wellcome kitap ödülü finalisti olan gen – hayli kişisel bir hikâye, genetiğin sadece bir laboratuvar bilimi değil, yarınımızın kaçınılmaz bir parçası olduğunu su götürmez biçimde ortaya koyan, olağanüstü bir kitap. bu belki de bugüne kadar anlatılmış en muhteşem dedektiflik hikayesi. aristo’dan francis collins’e kadar binlerce araştırmacı, her hücrenin merkezinde yer alan soru işaretlerini bin yıl boyunca çözmeye çalışıyorlar. gen de tıpkı tüm hastalıkların şahı gibi, dahiyane, sürükleyici, coşkulu bir kitap. “insan olmak ne demektir?” sorusunun cevabını merak ediyorsanız, bu kitabı okumak zorundasınız. - anthony doerr - yazar: siddhartha mukherjee çevirmen: cem duran yayınevi :domingo yayınevi 2018