evren

hakkındaki şu muhteşem belgesel izlenmeli. tüyleri diken diken ediyor. link

bilindiği üzere yaklaşık 13.7 milyar yıl yaşında. yani dairesel bir yönde 13.7 milyar ışık yılı uzanmış durumda. ama bir başka bilinen şey var ki; bu sadece bizim görebildiğimiz ya da tahmin edebildiğimiz. bunun ötesi, çok çok daha ötesi mevcut. hatta durumu abartan bazı astronomlara göre biz sadece bir evren değil de, “çoklu evren” adı verilen iç içe bir evrende yaşamaktayız. teleskoplardan görebildiğimiz en uzak nokta, derin uzaydaki en dipte kalan görüntü, bizim için evrenin en uç noktası. bu noktanın ne kadar yakın ya da ne kadar uzak olduğu göreceli bir kavram olduğu için şu an bilinen evrene “gözlemlenebilir evren” tanımlamasıyla yaklaşılmakta. çünkü evren bundan çok daha büyük olabilir. daha gelişmiş teleskoplarla sahip olduğumuz zaman daha ileriyi görebiliriz, fakat iki handikap söz konusu. birincisi evren her zaman genişler, ikincisi ise uzay-zaman kavislidir. yapılan bazı hesaplamalar sonucu ortaya çıkan tahminlere göre samanyolu galaksisi, güneş’ten 100 milyar kat daha ağır. çok basit bir çıkarımda bulunursak galaksimizde güneş gibi 100 milyar tane daha yıldız var anlamına gelir bu tahmin aynı zamanda. göreceli olan bu rakam pek tabi ki değişkenlik gösterebilir. sonuçta kaç yıldızın güneş’ten büyük ya da kaç yıldızın güneş’ten küçük olduğu bilinemiyor. ayrıca dip not olarak; tüm bunlar ışığında yapılan son tahminlere göre sadece samanyolu galaksisinde yaklaşık 200 milyar yıldız olduğu sanılıyor. devasa bir rakam. ama asıl şaşırtıcı olan yıldız sayısı değil de galaksilerin sayısı. hubble uzay teleskobu tarafından çekilmiş olan geniş açılı birçok fotoğrafta minicik noktalar halinde gözüken galaksiler gözlemlenmiştir. örnek olarak 1995 yılında hubble ile ursa major’dan alınan bir fotoğrafta yaklaşık 3000 galaksi sayılmıştı. aynı şekilde astronomlar 2003 ve 2004 yılında fornax takımyıldızından çekilen bir fotoğrafta yaklaşık 10.000 galaksi saymışlardır. elde edilen veriler ışığında tahmin yürüten bilim adamlarına göre evrende kabaca yaklaşık 10 trilyon galaksi var. samanyolu'nda bulunan 100 milyar yıldız teorisinden yola çıkılırsa evrende yüz oktilyon yıldız bulunmakta. 100 oktilyon. yazıyla az geliyor evet ama; basit bir hesapla evrende 100,000,000,000,000,000,000,000,000,000 yıldız bulunmakta. bakacak olursak; güneş de bir yıldız ve sisteminde cücelik ile gezegenlik arasında kararsız kalan plüton ile birlikte 9 gezegen var. her yıldızın 9 gezegeni tabii ki olmayabilir ama acaba 100 oktilyon yıldızın yörüngesinde dönen kaç gezegen vardır? evren hakkında hiçbir zaman yeterince net bilgiye sahip olamayışımız öldürecek beni. bütün bu devasa bilinmezlikler içerisinde minicik bir nokta olarak yaşıyoruz, minicik bir nokta bile sayılmayız belki.

bilim adamlarına göre 5.boyut ve daha fazlası ortaya çıkacakmış. ilk oluşumda 2 boyutlu olarak yola çıkmış,zaman geçtikçe genişlemiş.

çoğu bilim adamına göre yarı yaşını doldurmuş durumda. nasıl yok olacağı konusunda birçok teori var ama yok olacağı konusunda herkes hemfikir. %95'ini kara madde , geri kalan %5'ini ise gezegenler , yıldızlar vs oluşturur. su an sadece %4'luk bir kısmını gözlemleyebiliyoruz.

"yıllardır evrene olumlu mesajlar yolluyorum fakat mesajlar kenan evrene gidiyor gibi. darbe üstüne darbe aq"

tek kullanımlık numuneleri olduğumuz gaip.

%99'u boşluktan oluşur. (bkz: karanlık madde)

izmir gibi gittikçe genişliyormuş.

bilinen evrenin yaşı 14 milyar yıl, çapı 94 milyar ışık yılı (1 ışık yılı:300.000 km.) barındırdığı 50 milyar civarı galaksiden sadece birisi olan milky way(samanyolu) galaksisi içerisindeki dünyamız ise 4,5 milyar yıl yaşında ve 510 milyar kilometrekare.

valla evrenin ne olduğu kavradığında anlıyorsun yaşadığın birçok şeyin anlamsız olduğunu

olum beynim yanıyor beynim. Bu ne muazzam bir şey. Kendimi konumlandıramıyorum resmen. insan gerçekten hayret ediyor

evren ya da kâinat, uzay ve uzayda bulunan tüm madde ve enerji biçimlerini içeren bütünün adıdır. pozitif bilimler açısından evren, gök cisimlerini barındıran uzay ve uzayda yer alan her şeyin toplamıdır. enerji dalga veya partikülleri homojen ve dengeli olarak çözüldüğünde 'var oluş' ile 'anti-varoluş' olamayacağı ya da toplam karşıtları 'yok oluşta' ise bir patlama olamayacağından, evren soğuyor mu, ısınıyor mu, evrenin durması sonu mudur, büyük patlama evrenin merkezi mi, başlangıcı mıdır, güneş evrenin merkezinde midir gibi problemler hareket veya başka deyişle zamanın populer sorularını teşkil etmiştir. evrenin oluşumuna dair günümüzde en çok benimsenen teori, bigbang (büyük patlama) teorisidir. bu teoriye göre evren, sıfır hacimli ve çok yüksek bir enerji potansiyeline sahip, sıkışmış bir noktanın patlamasıyla oluştu. i̇lk patlamanın nasıl oluştuğu, evren meydana gelmeden önce evrenin yerinde ne olduğu ya da evrenin neyin içinde genişlediği sorularına günümüzde bile tam olarak bilimsel bir cevap bulunamamıştır, bununla birlikte evren öncesi durum, evren dışı varoluş hakkında hipotezler öne sürülmüştür. büyük patlama sonucunda uzun bir dönem boyunca birbirlerinden bağımsız hareket ettiler. sürekli genişleyen evrenin her yerinde geçerli olan fizik kanunlarından kütleçekimi kanunu vasıtasıyla bağımsız gazlar birleşerek galaksileri (gök adaları) oluşturdular. aynı evrensel fizik kanunu neticesinde gökadalar da birbirlerine yaklaşarak devasa gruplar oluşturdu. galaksiler içinde yıldızlar ve bazı yıldızların çevresinde sistemler oluştu. i̇çinde yaşadığımız güneş sistemi bunlardan birisidir. keşfedebildiğimiz evrende 400 milyardan fazla galaksi ve 300 sextillion (3 × 1023) yıldız olduğu tahmin edilmektedir.

90'lı yılların sonundan itibaren enerji üretimi yarıya düşmüş. kendi ölümüne hazırlık yapıyor bir nevi. (#2084320) bu entride de bahsettiğim gibi, evren de sonsuz değildir.

Eski türklerde dünyayı bir veya birden fazla ejderhanın yarattığı düşünülürmüş. Ejderhaya da eviren denilirmiş. Evren kelimesi dilimize buradan gelmiş. (bkz: gece gece kafa siken bilgiler)

birçok güzellik ve sıradışılığın hakim olduğu bir yer de biz şu anki haliyle - bu hale gelmesinin sebebi de biziz - en kötü bölgesine düşmüşüz gibi

eski türkçede yılan veya ejderha anlamına gelen sözcük. ilginçtir bu iki varlık hep aynı sözcükle ifade edilir çoğu dilde. latincede ve onun ardılı dillerde de "drago/draco" böyledir mesela.