en yakındaki kitabın 57. sayfasının 4. cümlesi

derken gece oldu.

"bir dakika doktor!" paul treville'il nasıl bir anda değiştiğini, ukala, züppe bir soylunun sesinden nasıl birden ilgi dolu, ama yorgun bir sese döndüğünü anlatabilmeme imkan yok. - katya'nın yazı

breuer, mathilde'nin evlilik konusundaki yakınmalarına itiraz edemeyeceğini biliyordu. nietzsche ağladığında

thus, x components acting to the right and y components acting upward are represented by positive numbers. (bkz: statics&dynamics ) (bkz: beer johnston) (bkz: vector mechanics for engineers)

"fal bakar gibi konuşuyorsun" korkma ben varım

salon profosörü alkışlamaya başladı

''görülecektir ki, büyük kozlardan hülasa edilmiş bu sathi anlamlar sayesinde oluşan kaçınılmaz telkin hali olmadıkça kehanet sanatı sadece suni ve keyfi yapılmış olur gibi geliyor bana en azından.''

'' belki bir babam olsaydı çok daha kolay olurdu. ''

"yaşamaya değer biri olmadığı belli"

beni kızdırma! basmaçkin ve çiçikov derim sonra; kendine gelemezsin. seni dostoyevski bile kurtaramaz.. oğuzcum atay / tutunamayanlar..

erikson'un psikososyal gelişim kuramına göre 18-30 yaş aralığında olan bireyler yakınlığa karşı uzaklık karmaşası dönemindedirler.

kafasında onun iradesine tabi olmayan bir merkez işliyor ve dikkatini buraya çevirmek isteyince derhal sisler içinde kayboluyordu.

"balkirazlı ülkücüler inat ediyor,sonunda emaneten de olsa bir süreliğine tabancayı ellerine geçirmeyi başarıyorlardı." -tamam değil reis "ben de vardım"

oysa bugün mektup gelmedi sizden. (bkz: milena'ya mektuplar )

sayfa boş

bilmeceler konuşmadan çözüldü. söylenmek istenen şarkılara saklandı. kalp,notalar oldu. kan,şarkı sözleri. ve en beğenilen şarkılar hep kanadı.

bu ne mükemmel bir şairce buluşma

"dün gece de zaten rüyamda para torbaları gördüm." (bkz: shakespeare-venedik taciri)

bu kısımda bulunan istilacı askerler savaşmak ya da su dolu derin hendeğin içinde boğulmak gibi bir seçenekle karşı karşıya kaldıkları için sonuna kadar çarpışır çoğunlukla da rum ateşinin dehşetine kurban giderlerdi.

"bir zehrin etkisinde olmasaydım, farkına varırdım aptallığımın ve o sünepe piçin suratını darmadağın ederdim orada."

sessizce karanlıkta birbirimizin bedenlerini keşfettik

en yakın slaytın olsa olmaz mı? malum fi̇naller yaklaşıyor

"aslında," dedi caine gülümseyerek, "hayır." olasılıksız.

dolambaçlı laflardan artık usanmıştı.

seni seviyorum. oha ya ndksmsmmslslx

"zaten onunla da konuşacağız. (bkz: ahmet ümit) (bkz: şeytan ayrıntıda gizlidir)

sen de günümüzdeki son osmanlı müverrihleri gibi bunadın mı yoksa? saygılarımı sunuyorum oğuzcum atay

"insanların kendilerini meşgul etmek için bir şeyler uydurup da onlarla avunduğunu düşünmüşümdür hep."

"ona bir masa başı işi verdiler, ama kadın nefret ediyor bu işten."

canım acırken bile onun acıyan canını düşünüyorum

do you mind my/ our... +v-ing ((present / future meaning) lanet olsun gramer

"bu kontrol etmeye değer bir olasılık, diye düşündü."

kitap 54 sayfa. ahdhahshs

"bina cephesi tekrar eden bir malzeme ile kaplıysa(tuğla, ahşap gibi) bunların ölçülerinden yararlanılarak pencere, kapı, balkon gibi elemanların yerleri tespit edilir." (bkz: rölöve)

hayat hakkı ve bağımsızlığı için çalışan milletin amacındaki bu asalet ve ciddiyete karşılık,istanbul hükümeti,düşmanca davranmak yolunu tutuyor. -nutuk

kişi kurum ve kuruluşlar karayolunda yapacaklari çalışmalarda yolun yapim ve bakimi ile ilgili görevli kurulustan izin almak ve calismalarinda gerekli önlemleri alarak trafik akımının güvenliğini bozmayacak şekilde çalışmalarını yapmak zorundadirlar.

"bu sırada kendi kendine bir şeyler söylendiğini fark etti, bütün gayretine rağmen ne söylediğini hatırlayamadı."

tarihi bir romantizmden gelen bir duygu içindedirler ve tabiatıyla, milliyetçilik bazı alımlar çıkarmıştır:

"yogçı sıgıtçı önre kün tugsıkda böküli çölüg el tawgaç töpöt par purum kırkız üç kurıkan otuz tatar kıtan tatawı bunça bodun kelipen sıgtamış yoglamış" cenaze törenine yasçı ve ağıtçılar, doğuda gün doğusundaki bökküli(kore) bozkırı yurdundan, çin, tibet, iran, bizans, kırgız, üç kurıkan, otuz tatar, kitan, tatavı ülkelerinden bu kadar halk gelerek ağıt yakmış, yas tutmuş. köl tegin yazıtı doğu yüzü dördüncü satır

birden parası olmadığını hatırladı.

"...üzerine projektörlerin çevrilmediği hayatlar, içinde yaşadığımız 'gösteri çağı'nda onlar için de kayıp olarak algılansa gerek..." (bkz: kemal sayar) kalbin direnişi.

birden parası olmadığını hatırladı. (bkz: yusuf atılgan) (bkz: aylak adam)

"i̇nsanları sevmekte tam bir fedakarlığa varabilirseniz ve kesinlikle inanırsanız, ruhunuz artık hiçbir şüpheyle kararmaz." (bkz: dostoyevski) (bkz: karamazov kardeşler)

"küçük bir çocuk gibi kucağıma başını koyan lucy'nin kocasından ayrılış sahnesini düşündükçe ağlayasım geliyor."

yukarıda verilenlere göre |bc| kaç cm'dir :(

neyse ki fazla sürmüyor. leonardo patrignani- hafıza

şimdi yüzünde müşfik bir ifade vardı. (bkz: cehennem çiçeği) (bkz: alper canıgüz)

yani eğer bir filmde oynayamıyorsanız, demek ki şişmansınız.

emily brent ince, duru bir sesle konuştu: ''biz ölümlüler yaşamla ölümü ayıran bir çizgi üzerinde yaşamaktayız.'' agatha christie - on küçük zenci