e-kitap

öyle şey mi olurmuş. o sayfalarının kokusunu, heyecanla sayfa çevirmenin tadını, bitirdikten sonra rafına koymanın zevkini verir mi hiç e-kitap.

süper icat. ciddiyim. istediğin an netten veya indirdiysen elektronik aygıtından oku. bir gün gazeteler bile basılmayacak hiç. kağıt israfına gerek yok. hatta radikal şu an için sadece netten devam ediyor günlük haberciliğine.

Sadece okumuş olursunuz. Kitabın yaşatabileceği atmosfere girmek pek mümkün değildir.

Telefondan okurken gelen mesaj ya da bildirimlerle bok olan ortam. Kullanışlı ama güzel değil. Doğal yolla yetişen sebzelerin daha zor ama lezzetli olmasına karşılık hormonla ilaçla serayla kolayca yetişen sebzelerin tatsız tuzsuz olması gibi bişey işte. (bkz: Hormonlu kitap)

kimilerine göre devrim olsa da sevemedim. sevemeyeceğim de sanırım. kitabın on yıllar önce çıkmış ilk baskısı ile 15. baskısı bir olabilir mi? asla. oysa e-kitapta her şey cümlelerden ibaret. maneviyat yok.

muhteşem bi buluş babuşlar. geceleri yanı başınızda birileri uyuyorsa gece moduna alıp kimseyi göz alıcı ışığa maruz bırakmadan kitabınızı okuyabilirsiniz. altını çizme -ben kullanmasam da- düşünülmüş ve harika uygulanmış. vurgu metin de hazırlanabiliyor. oldukça elverişli yani teknolojinin nimetleri ile.

ekonomik

şimdiden gözlükçü açmak lazım

son zamanlarda telefonumdan çok kitap okumaya başladım. özellikle kalın kitapları her zaman yanımda taşıyamayabiliyorum. e kitabı otobüste okulda, misafirlikte her yerde anında açıp okuyabiliyorum. ama telefon ekranına uzun süre bakınca gözüm çok yoruluyor.

kokusu olmadan okunan kitaba kitap mı denir be

arada uzun sehayatlere çıkarım veya tatile. yanıma bir çanta dolusu kitap alırdım. hepsini okuyamasam da seçme şansım olsun diye. şimdi bir tane elektronik kitap okuyucu almayı düşünüyorum ciddi ciddi. çünkü şehir dışına çıkarken yanıma bir de kitap çantası almak hem saçma oluyor hem de yorucu. sevmesem de işim görülsün. benim gibi düşünenler de vardır illa.

eskiden buna burun kıvırırdım ancak kitapların aşırı pahalı olması ve insanların alım gücünün düşmesinden ötürü üçüncü kitabım yok'u direkt böyle yayımlamayı düşünüyorum. tamam, bilgi en büyük güç ama insanların ona ulaşımı bedava olmalı. kendi yazdığım kitaplar için demiyorum, genel söylüyorum. bakalım.

insanları ikiye bölen şey. bir kesim bu durumu mantıklı, ucuz, pratik, çevreci olarak bulurken diğer kesim de -özellikle materyalist kesim- kitaplara fazlaca anlam yükledikleri, benimsedikleri için boş iş gibi buluyorlar. bu durum sanırım -özellikle pandemi dönemimde- çeşitli konularda PDF’lerden yararlandığımız için benim adıma fontların, arka ışığın ayarlanmasına kadar oldukça pratik bulduğum, özellikle çevreci oluşuna da hayran kaldığım bir durum ama bazen o kadar kitap okuyormuşum gibi gelmiyor ki anlatamam. çoğu zaman da gözlerimi oldukça yoran mavi ışığa maruz kalıyor olmak da benim için negatif yönlerinden.

bununla ilgili şöyle bir site keşfettim geçenlerde; mir.az incelemedim pek, işe yarar belki diye kaydettim sadece, başlığı görmüşken burada da dursun bari. edit: bunlara bir de her zaman kullandıklarımı -akademik amaçlı- eklemeliyim bence. (bkz: library genesis) - (#4276156) (bkz: internet archive); link