dimetiltriptamin'in kısaltması.
ruh molekülü olarak da bilinir. genellikle uyku sırasında salgılansa da vücut her daim belli oranda dmt salgılamakta. en çok doğum ve ölüm anlarında salgıladığı ise tespit edilmiş. nedir ne işe yarar konu hakkında bilgi edinmek isteyenler şu belgesele uğrayabilir >>
👍
nerden aklıma geldi diye soracak olursanız youtube'de aslında güzel içerik üretmiş olan bir elmanın videosuna denk gelme den aklıma geldi. izleyin güzeldir.
👍
ancak nebuch denen arkadaşın işi sonunda tasavvufa veyahut newage'ye veyahut budizm'e veyahut spiratüel inançlara bağlaması gözümden kaçmadı. zaten aynı arkadaşın bilinç üzerine yaptığı videoda tasavvufa bağlanmış.
dmt aynı zamanda bir uyuşturucu ve dışarıdan takviye edilip vücuttaki salınımı arttırılabiliyor. bu sayede videodakiler ne kadar gerçeği yansıtıyor test edebilirsiniz.
ancak türkiye'de biraz zor bulunur.
her neyse videoda bahsedilen şey sadece bir bakış açısından ibaret zira dmt salınımının fazla olduğu zamanlarda maddenin bütünleşmesi bir etki olabilir ancak hakikatin, dmt salınımının düşük olması mı yoksa dmt salınımının yüksek olması mı bunu asla bilemeyiz. eğer bu konuda kesin hükme varırsak aynı şekilde her uyuşturucu maddenin çevremizi algılamamızı farklılaştırdığı için onlara da hakikat gözüyle bakmamız gerekir ki birden fazla doğrunun olduğu yerde zaten hakikat yok demektir.
sonuç olarak çevreyi nasıl tanınladığımız hakikatten bağımsızdır bana kalırsa. zira varlıkların yüksek dmt de içiçe geçip birleşmeye başlaması çok düşük dmtde ise derinliğin aşırı artması demek olur ki bu da insanın beyninin bir fotoğraf makinası gibi belli sınırlar içerisinde ayarlanabilir olduğuna götürür bizi.
bence hakikat burada tam olarak en uygun noktaya ayarlanmış olduğumuzdur.
Nasıl geliştiği hususunda çok ayrıntıya girmeden bu dmt denen şeyle tesadüf eseri nasıl karşılaştım ve Allah'ın belası merakıma nasıl yenik düştüm biraz bahsetmek istiyorum.
Geçen yıl yaz ayıydı, bir irlandalı karı kocaya denk geldim Antalya'da. Sohbet muhabbet derken konu bir şekilde uyuşturucuya geldi. Allah'ın manyağı nasıl becermişse dmt ve lsd stoğuyla ülkeye girmiş. Giderken bütün her şeyi bana bırakıp gitti.
ilk etapta çöpe atmayı düşündüm çünkü dmt denen şeyin kokusu abartısız amonyaktan daha kötü. En son aklımın içindeki şeytanlardan birinin fikrini beğendim ve tek seferliğine de olsa gerçekten aydınlanacak mıyım bir test etmek istedim. :)
Zifiri karanlık bir odanın içindeki ışık demetlerini ve ışığın bir ritmi olduğunu düşündüm. Her ne ise dmt denen şey gerçekten insanı farklı bir algılama sistemine sokuyor. Maddenin tanımını unutturuyor. Bilgiyi unutturuyor. Her şeyi ilk defa görüyorsunuz ve ne işe yaradığını bilmiyorsunuz. Sanırım böyle bir şeydi. Ama biri bunu içip 'ben artık anlıyorum' gibi cümleler kurarsa şaşırmam zira insanda uyandırdığı en büyük duygu keşif duygusu.
Kısa süreli bir etkiydi veren eleman 5-10 dakika aralıklarla 3 kere içmem gerektiğini söylemişti. Ben de uygulanmıştım. Ertesi gün bütün malzemeyi çöpe attım. Sadece biraz abartmış orospu çocukları o kadar.