bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      buğday,arpa,mısır gibi tahılların öğütüldüğü genelde su gücü veya bir hayvan ve insanın taşı çevirecek güç oluşturmasıyla çalışan yer.bu sıralar elektriklileride çıktı ortaya
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      suyunun nerden geldiği merak konusu olan obje.
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      taşıma suyuyla dönmeyen alet
    4. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      reşat nuri güntekin'in mükemmel romanı. sonra filmi çekildi. yönetmen atıf yılmaz. başrolde ise şener şen var. çok az insan bilir bu mükemmel romanı ve filmi. içki alemi yaparken yaşanan depremi yetkili mercilere iletmek isteyen kaymakamın komik ve trajik hikayesi. hem kitap hem de roman müthiş tespit ve esprilerle doludur. taşra kültürünün ahlak anlayışına ayna tutan efsane bir çalışma. kitabını okuyup filmini izleyin derim.
    5. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sabahattin ali 'nin kısa öykülerden oluşan derleme eseridir. --- spoiler --- ''halbuki en çok okuduğum bir kitabın, en çok okuduğum bir satırı bile bana bazen başka şeyler söyleyebilir...'' --- spoiler ---
    6. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''kitaplar yeni tanıdıklarına karşı çok ketum olurlar. bir kere de onlarla laubali oldunuz mu size malik oldukları her şeyi verirler ve onlar bizim isteyebileceğimiz her şeye fazlasıyla maliktirler. kitapları bir kadın gibi sevenler, yalnız bekar odalarının azabını daha az duyarlar. ellerinde bir kitapla beraber yattıkları, başuçlarındaki lambayı yaktıkları zaman, bahtiyar bir evlilik hayatının daima tekrar edilen saadetini hissederler. kitaplarla zifafa girmesini bilen adam, beşerliğinden kurtulmaya başlamıştır. ve biz daima, daima beşeriz.” (bkz: sabahattin ali)
    7. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Size bir çingenenin aşkını anlatayım. Kadın erkek ve çocuklarla otuz kişilik bir grup çadırlarını toplayıp edremit tarafına doğru yola çıkar. Yol boyunca delikanlılar keman ve klarnet çalarken genç kızlar da su gibi sesleriyle onlara eşlik ederler. yol, zeytinlikler içinde bir değirmene gelince son bulur. Burada çadırlarını kurup yer edinirler. kadınlar sepetler yaparak, çalgıcılar civar köylerdeki düğünlere giderek bulundukları yerde kabul görürler. Hele içlerinden biri vardır ki o sevilenlerin en başındadır. Atmaca. O genç erkeklerin en yağızı ve en iyi klarnet çalanıdır. Herkes onu çok sever en çok da her akşam meydanda yapılan çalgı çengide onu değirmen önünde kızıyla bağdaş kurup hayranlıkla izleyen değirmenci. Değirmenci ve köyün en güzeli olan kızı. Kızcağız güzeller güzelidir ama küçükken sağ kolunu değirmen çakralarından birine kaptırmıştır ve sakattır. Sözü fazla uzatmayalım. O zamana dek peşinden uşak koşturan hanımlara ve kızını kendisine vermek isteyenlere düşünmeden sırt çeviren atmaca, daha ilk görüşte değirmencinin kızına vurulur. hikaye buya tavuslara, sülünlere bakmaya tenezzül etmeyen yabani kuş, kanadı kırık bir çulluğun şikârı olur. Çok geçmeden herkes meselenin farkında olur ve atmaca da içine artık sığdıramadığı sevdasını değirmencinin kızıyla paylaşır. Paylaşır paylaşmasına da değirmencinin kızından atmacayı sevmesine rağmen “ ben senden noksanım, olmayacak şeylere beni inandırmaya kalkma eğer az biraz seviyorsan buralardan git “ cevabını alır. Artık atmaca ne yapacağını bilemez ve kanatlarını kıpırdatamayacak haldedir. Ta ki birgün tüm ahaliyi değirmende toplayıp ahenk yapacağını söylediği güne kadar. O gün gelip herkes değirmene toplandığında elinde klarneti ile başlar en içten duygularla çalmaya. Öyle bir çalar ki herkesi kendine hayran bırakır. Bu böyle devam ederken atmaca birden yerinden doğrulup sevdiği kızın gözlerine bakarak birkaç adım öteye değirmenin bir ucuna çarkların ve kayışların arasına atar kendini. İnsanlar yerinden kalkıp yetişmeye çalışsalarda iş işten geçmiştir. Atmacanın kolundan oluk oluk kan akmaktadır ve artık onun da sevdiği kız gibi gibi sağ kolu yoktur. “ siz sevemezsiniz adaşım, siz şehirlerde yaşayanlar ve köyde yaşayanlar; siz, birisine itaat eden ve birisine emredenler; siz birbirinden korkan ve birbirini tehdit edenler... siz sevemezsiniz. sevmeyi yalnız bizler biliriz... bizler; batı rüzgarı kadar serbest dolaşan ve kendimizden başka allah tanımayan çingeneler. “ “ fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım yalnız bu sevmektir. “ işte size gerçekten seven bir çingenenin hikayesi. Sabahattin Ali Değirmen / 1929
    8. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “…Bana kolunun yerine kalbini veriyorsun. Bir kalp bir koldan daha mı az değerlidir?” “… çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla, uzak su kenarlarında oturmak ve öpüşmek… yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir.” “Namuslu olabilmek için başkalarının namusuna dil uzatmanın, kirlenmeden yükselebilmek için temiz alınlara basarak çıkmanın yeter olduğunu ve daha buna benzer bir çok şeyleri gördükçe, şaşkınlığı büsbütün artıyordu.” “Gezdikleri her yerde gördükleri her şeyin kendilerini sevindirmek için yaratıldığını düşünüyorlardı” (bu söz aynı ben, sanki her şey benim için yaratılmış ay) Sabahattin Ali/ Değirmen
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sabahattin Ali'nin içinde öyküler anlattığı kitabı. #4168928 burada bahsedilen değirmen öyküsü ilk ve en güzellerinden. Sevmenin anlamını, zorluğunu, birine layık olmanın ne demek olduğunu çok güzel anlatıyor. Zamanında okumuşum okudukça tanıdık geliyor ama unutmuşum da. Unuttuğum bir şey yapılmış sayılmaz benim için. O yüzden tekrar okuyorum.