en büyük düşman. içimizde. sokaklarımızda turluyor. zihinlerimizde. kaplerimizde. askerdeyken damarlarımda gezdi. ve ne büyük bir düşman olduğunu anladığım için de terhis belgemi aldığım gece bana askerlikle ilgili ne düşündüğümü soran bölük komutanıma söylediğim cümlelerde saklı tehlikesi;
"bir savaş yok. bu yüzden de aldığımız eğitimlerin hepsi ama hepsi boş geliyor bana. yaklaşık bir ayda alacağımız askeri eğitimi 5 ayda almamız garip geldi bana. hatta ve hatta mide bulandırıcı. savaşmamız gereken tek şey: cehalet. zira, her öğlen içtimasında anlatılan şeylerin hepsi ama hepsi 0-7 yaş arasındaki çocuklar için. bizler, tuvalet eğitimini 25 yıl önce aldık ve ona göre tuvaletimizi yapıp, kıçımızı temizliyoruz."
sustum sonrasında. daha bir şey söylemedim. ne askerliğin zaman ve insan israfından başka bir şey olduğundan yakındım ne de mardin'in herhangi bir köyünden alınan sözleşmeli öğretmenin 5 ay ot yolması yüzünden öğretmensiz kalan öğrencilerinin içine düşecekleri cehalet çukurundan.
gerek yoktu hiçbirine.
zira ben gibi bölük komutanı da biliyordu yıldızların en çok gökyüzüne yakıştığını. omuzlara değil.
askerde gördüm işte cehaletin ne büyük bir düşman olduğunu. dişleri tarafından ısırılmak istedim. canım yansın, kanım aksın istedim. yapılan tüm angarya işlerde ben de keyif alayım istedim. ama olmadı.
okuduğum kitaplar, izlediğim filmler, dinlediğim müzikler, çizdiğim resimler, yaptığım dövmeler, yazmaya çalıştığım romanlar, şiirler... hepsi ama hepsi sayfa sayfa, parça parça yüzüme çarptı. canımı yaktı.
"bilmek yük diye bağırdım" bir gece nöbet tutarken. yanımdaki kürt çocuk güldü kahkahalarla. ve ekledi; "sen gibi bir kısa dönem daha gelmedi bu karakola. ve asla gelmeyecek."
ben gülemedim ama. kendi rızaları dışında askere alınan yüz binlerce cahil genç için canım yandı. ama kanım akmadı. çünkü soğuktan dolayı donmuştu. ellerim ve ayak parmaklarım gibi.
donmayan tek şey algımdı. ve zihnim. hala ve hala her şeyi anlayıp yorumlayan.
görsün isterdim,
cehalet mutluluktur diyenlerin bu ülkenin en cahil yerlerini. köyünü, beldesini, askeriyesini...
***
yıllar sonra ekleme;
(bkz: cehalet ve yoksulluğun devlet politikası olması)
(bkz: tercih edilmiş cehalet)