babaların anlam verilemeyen davranışları

horladığını asla kabul etmez.

bakariz...

geçen durup dururken "bırrak bu işleri,devlet su işleri" dedi

bir dilim ekmeğe iki lira vermiş arkadaşlar. neden böyle bir şey yaptın dedim "masa kadar ekmekten dilim dilim kesip veriyorlar, hoşuma gitti ben de kendimi öptürmek istedim" dedi ve survivor'un başına geçti. bir dilim ekmek lan bu bir(1) :(

kendini durup dururken yere atıp düşmüş gibi bağırır. annem gelip ilgilensin diye. sonra pikniğe gideriz ayı gördüm diye bağırıp kaçmaya başlar. o da öyle atraksiyonlu bir baba.

adam her telefon görüşmemizi annemden uzakta yapıp,konuştuklarımıza da söylemiyormuş, baba-kız arasındaymış konuştuklarımız ki hiç gizli bir şeyde konuşmuyoruz. bir daha annenizi arayın küsmesin size , ben anlayışla karşılarım sizi diyor annemi arayıncada niloyaya bağlayıp beni ne çabuk unutmuşsuun diyip trip atıyor , çözemiyorum bu adamı vesselam..

annem dışarıya çıktı. kız kardeşim babam ve ben evdeyiz. annemi arayıp kızlar bana çay koymadı demiş bize söylemek yerine. annem de arayıp babanıza çay koyun dedi. hayatta gelmek istediğim nokta tam olarak bu sanırım

her akşam ailece çay içeriz neyse bir tabak çekirdek getirsem sen çok cimrisin der , poşeti toptan alıp gelsem sen çok eli açıksın hiçbir şeye sahip olamazsın der. gerçekten ne kadar götürmem gerek yıllardır öğrenemedim.

akşamüstü bir dükkana girdik. annem süpürgelere bakıyordu. elemanla aralarında geçen konuşmalar, "evet efendim bu a enerji sınıfından, sessiz çalışır." babamın dediği şey "yanında çalıştırsak püsük uyanır mı?" "yok efendim azıcık sesi var zaten." "ama biz pıst dersek uyanıyor onu napıcaz???" sonra çıkıcaz işte gitti tencerelere bakıyor. kadın hemen yanında bitti. babam dedi ki "kırılmaz cam mı bu?" "yok efendim kırılıyor." "yani yere atarsam kırılacak camlardan değil mi?" "e yanii." "kırılmayan cam mı olurmuş zaten sizde yani."

sabah beni aradı. -efendim baba? +kşırtt sışırtt -allah allaaah. alo? +kşrrrrttt szdjsrrttt -telefonu çekmiyor herhalde. duyuyon mu beni? +sşrtt kapatıp ben aradım. -alo +efendim oğlum? -beni aradın da az önce çekmiyodu telefonun herhalde. +yoo oğlum ben aramadım. napıyon nasıl gidiyo sınavlar? o arada çaktım köfteyi. meğer telefon kıç cebinde kendi kendine aramış beni nasıl başardıysa ajdjsjd

nerde adalet dedigimde her seferinde bizim komsunun karisi adalet var o olur mu diye espri yapmaya çalışması. (bkz: komşu adaleti boğacağım )

(#1675392) nolu entry'e benzer. bu sefer ufacık yuvarlak ekmeğe 10 lira vermiş. batarsak ekmek yüzünden arkadaşlar

bana abim veya annemin ismiyle sesleniyor.

konuşmayışı, umursamayışı, sarılmayışı, sevmeyişi be sözlük

babamın kendisi anlamsız zaten. davranışlarına girmiyorum bile.

bana kılıbık demesi kendisi değilmiş gibi hergün bana kılıbık diyo

her akşam snooker izler ve tüm akşam bizimde snooker izlememize vesile olur. her snooker oyuncusunu bilir ''bak bu geçen senenin sampıyonu bak bu dünya 1.si der'' dünya 1.si atış kaçırınca ben ölsem bu kadar üzülmez dediğim bi tepki verir. not ; 25 yaşıma geldim 1 kere bile bilardo oynadığını ne gördüm ne duydum.

mutluluğa tahammülü olmayışı

türkçe dublaj filmlere zaafı var. türü konusu hangi yıl çekildiği hiç farketmez tv de türkçe dublaj yabancı film gördü mü kitleniyo kalıyo yıllardır anlam veremiyorum

tuvaletteyken 10 saniyede bir hadi gel artık demesi. yahu bi bırak rahat rahat yapayım!

el âlemin babası telefon duvar kağıdını çocuklarının fotoğrafı yapar,benimki parkeyi çekip koymuş. güler misin ağlar mısın.s

bi insan çocuğuna neden veresiye defteri açar anlamıyorum ki neden baba neden

polislerin önünde şehir kavşağından ters dönmek. hayır eve ceza da gelmedi, adamlar ne yazacaklarını kestiremediler kesin. öyle bi ceza maddesi bile yoktur.

biraz önce sinirli bir şekilde adımı söyledi hemen odadan çıkıp gittim efendim dedim napıyon dedi

geçen sene yazın eve hırsız girmiş. polisi arıyalım diyoruz, yok diyo ne gerek var polisleri niye meşgul edelim. ısrarla görevleri o desek bile kabul etmedi. en son annem dayanamayıp aradı diye 1 hafta bizle konuşmadı. andropoz döneminden kaynaklı olsa gerek yoksa başka bir açıklaması olamaz.

ölmesi

hangisini yazayım ki buraya. varlığı bir insan için en büyük anlamken hal ve hareketleri de o kadar anlamsız bir varlık bu baba denen şey.

izlediği tek bir haber kanalı var ondan başkasını açmıyor bize de televizyon izlemeyi zehir ediyor ama canım babammm

adam kumanda-göbek-uyku arasında bir üçgen teoremi kurmuş. kumandayı göbeğinden aldığın anda uykusu kaçıyor. allah seni başımızdan eksik etmesin reis.

eve internet bağlatmaması

en anlamsızı sevgisini göstermeme çabası bilemiyorum zayıflık olarak mı görüyor ama insan bi doya doya sarılmak istiyor

ya bir kovboy filimi var her gün onu izler diyorum babacim filimi tam acıyım ize yok yarım yarım izlemek daha iyi diyor yav bu dizi mi film ve çok çok eski bir kovboy filmi her baba da vardır kesin bu film alışkanlıkları //

50 lira bırakır mısın sabah diyorum masanın üstünde 40 lira oluyor. 20 lira bırakır mısın diyorum masanın üstünde 15 lira oluyor. babam bee benim fazla para istediğimi sanıyor. oysa ben üstünü annemden tamamlamak zorunda kalıyorum. olsun be canın sağolsun

gitmesi. 18 yıl oldu hâla anlam veremiyorum.

aldatması

liseye ilk başladığımda okulda yemek yemezdim bigün babam sınıfta arkadaslarımı yemek yedim mi diye sorguya almıştı

baba param bitti diyorum bir 50 lira göndersen yeter. 100 lira gönderiyor. herhalde bu bir baba için bir terapi öyle rahat ediyor ama 50 lira yeterli niye öyle şey yaptın ki sen?

banyoda sigara içmesi

en beklenmedik, onlara en ihtiyaç duyulan an da yanınızda olmaları gereken zaman da yanınızda olmamaları bence. gayet saçma bir türlü anlam veremiyorum.

bağırmayın diye bağırması. normal ses tonuyla konuşurken...

asla evin zilini çalmaz.

bilgisayar kullanması çok zayıf. dün internetten haberlere bakmak istedi, twitter sayfam açıktı tarayıcıda iş yerinde ki bilgisayarın şifresini tivit atmış, bilgisayarı açacam diye. ben de telefondaydım tiviti gördüm dedim noldu twitterimi mi çaldılar sildim tiviti hemen :d teknoloji ile barışık olmayanlara anlatmak çok zor iş :d

aşşşırı titiz ve dağınığa karşı olması, ara kablosunu almak için odama girmiş sen niye böylesin oğlum ya diyor. sürekli kavga ederiz dağınığım yüzüne.

sürekli onun gibi olmamı istiyor. onun kadar para harcamamı. onun gibi yaşamamı. bu durum beni yoruyor. benim onun gibi olmadığımı anlatamıyorum.

bir gün gece yemek yemek için uyanmış, sonra hepimizi tek tek uyandırmıştı; boğazından geçmiyormuş.

çocuklarından çok yeğenlerini sevmesi

sürekli tırnaklarını kes demesi, kısa olsa bile

bayramda bana 20(yirmi) tl verip, kuzenime 100(yüz) tl vermesi...

babam yıllardır evin içinde anneme ‘betül’ diye sesleniyor. buraya kadar garip bi durum yok, evet. ama annemin adı nuray