aspirin

kendisiyle ilgili bir acayip garip garip haberler dönmüştü. kullanımı azaldı bu ilacın. kendisinin yerine majezik, arveles veya parol gibi ağrı kesiciler tavsiye edilmeye başlandı hep.

Akasya ağacınım altında durmak aspirin etkisi yapıyordu yanılmıyorsam.

toz haline getirin, içine bir kaç damla su ekleyip yüzünüze sürdüğünüzde cildiniz yumuşar ve hafif beyazlar. ayrıca sivilcelerin geçmesi için de aynı yöntemi kullanabilirsiniz.

hayatım boyunca hiç içmedim. fakat şehrin gerizekalı kızları üstünde "aşkpirin" yazan tişörtler giydiği için kutusuna şekline aşinayım

halk arasında sade gazoz olarak bilinen renksiz normal gazozlarımıza (fruko, uludağ vb) katıp içince diyareye (bkz: ishal) iyi geldiği bilinir. (bkz: kocakarı ilaçları) (bkz: alternatif tıp)

(bkz: çekirdek) diğer bütün ilaçları leblebi gibi yutan insanımız, bu ilacı çekirdek niyetine yiyor. bir ilaç düşünün ki, baş ağrısından, ayak nasırına kadar her şey için kullanılsın.

kan sulandırdığı için kullanmadığım ilaç

aspirinin ortaya çıkması, kimyager felix hoffmann'ın 1897’de saf asetilsalisilik asit (asa) üretmesiyle mümkün olmuştur. asa, ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılan aspirinin etken maddesidir. kaynağı ise dünyanın her yerinde yetişen söğüt ağacıdır. -alıntı-

kalp krizi esnasında kullanılabilir.

ilaç gibi ilaç ölsek bile aspirin mi içsek derdirtecek ilaç. helal olsun.