bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir ihsan oktay anar romanı. okurken insana beyin mıncıklaması geçirtecek bir roman. açıkça söylemek gerekirse yedinci gün ile beraber sonunu anlayamadığım kitaptır. denizcilik üzerine olduğu için teknik terimler bolca var, bu zaten okumayı iyice zorlaştırıyor. fakat yine de anlayamayıp güzel bir şey okuduğum hissiyatını verdi bu kitap. kitabın içinde geçen şu bölüm için bile okunur. --- spoiler --- ilk kez adam öldürdüğünde bir değil, bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilân eden o delikanlıyı da, zavallı bir kadının kocasını da, savaşa giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... bütün bu kişileri öldürmüş olursun. ikinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişi öldürmüşsündür. üçüncü kez ise, kimseyi öldürmüş sayılmazsın. --- spoiler --- bu sözleri ilk okuduğumda, arasıra aklıma takılan bir meseleyi derli toplu bir biçimde anlatılmış vaziyette karşımda görünce yazara yeniden hayran oldum. bu satırları herkes okumalı, çocuklarına anlatmalı ve üstüne uzun uzun düşünülmeli. hele ki insalığımızın birbirine kin kusarak yaşadığı ve herkesin kafayı yediği şu çağda şu satırlar şiar edinilerek bir nesil inşaa edilmeli. -edit- bu sözleri söyleyen karakterin hikayesini bildikten sonra bu anlatının tesiri daha iyi anlaşılacaktır.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ihsan oktay anar‘ın muhteşem kitabı. bu kitaptan önce anar’ın sadece puslu kıtalar atlası‘nı okuyup büyülenmiştim. amat bir puslu kıtalar atlası etmese de yine de kendi çapında ve tarzında müthiş bir kitap. okurken her anı yaşıyorsunuz. 17. yüzyıl osmanlı imparatorluğu ve günlük yaşam ile ilgili de çok fazla çok öğreniyorsunuz. zaman, ölüm ve ölümsüzlük üzerine kafa yoran herkesin kesinlikle okuması gereken bir kitap.