akılda kalan şiir dizeleri

''anladıklarım da var. mesela, günlerin adı değişir ama yokluğun aynı. doğrulatmak saçma başka bedenlerde gelenler boşluğunu doldurmuyor ve boşluk yaratmıyor gidenler de.''

"ben nerde bir çift göz gördümse tuttum onu güzelce sana tamamladım sen binlerce yaşayasın diye yaptım bunu bir bunun için yaptım "

"her türlü cezana razı olacaktım boynumu büküp, bir daha gelecektim kapına. başkasını sevdiğin aklıma geldi. vazgeçtim." neyzen tevfik müthiş bir adamdır."vazgeçtim senden" şiiri zaten bunu en net şekilde açıklamaktadır.

kapı ne kadar dar olsa da, cezalarım ne kadar ağır olsa da, kaderimin efendisi benim, ruhumun kaptanı. (bkz: invictus)

hüzünlü bir akşam. susmuşuz, durgunuz, hepsi bu. zeki müren - yıldızların altında bu şarkı da burada kalsın o zaman.

kudüs'ü özlerken çaresiz ceket değil kafa tutalım bu akşam.. üzdü.

sen uyurdun. bilmezdin, ben uzaklardan üstünü örterdim her gece.

"yansın karıların alayı,su veren itfaiyeninin hortumunu sikeyim!"

dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar ve dağılmış pazar yerlerine memleket gelmiyor içimden hüzünlenmek bile.

"ve kalırız öylece sürüklenircesine"

elemter fiş kem gözlere şiş benmim bir yarim var müthiş

ben sana mecburum bilemezsin

ben acılar denizinde boğulmuşum...

çöp gibi bir oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne zaman karşımda görsem felaketim olurdu ağlardım

hiç heveslenme şekerim ciğerini yerinden sökerim sevdiğime göz koyanin cesediyle selfie çekerim

gün doğarken ardından tepelerin amnakoyayım tüm teletabilerin

geçti istemem gelmeni yokluğunda buldum seni bırak vehmimde gölgeni gelme artık neye yarar ...

''bir şiir istersin “içinde benzetmeler olan” kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok''

bir bakışın yetti güzel beni benden etti güzel tenhalarda fazla dolaşma elin oğlu acımaz siker

"yokluğun,cehennemin öbür adıdır.üşüyorum,kapama gözlerini."

siz geniş zamanlar umuyordunuz çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek sevgilerde behçet necatigil

ben palyaço olsam yalan söylemezdim, marangoz olsam da söylemezdim, ben insan olsam, yalan söylemezdim.

doğrusu iyi idare etmiştik doğrusu iyi halt etmiştik (bkz: cemal süreya-hamza)

çıktım sözlük ağacına yedim hamını mamını. eğer bir çıkarsan format dışına, gel bize bazı bazı.

"seni bulmaktan önce aramak isterim. seni sevmekten önce anlamak isterim. seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, sana hep yeniden başlamak isterim."

bir kadeh daha şiir içsem, körkütük şair olsam, hangi mısraya sığar ki sevdam?

"akın var güneşe akın güneşi zaptedeceğiz güneşin zaptı yakın!" -nazımhikmet

'ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar sinemaya gitmeye el ele tutuşmaya falan kalkarız işin yoksa çiçek al,saç tara,parfüm sık küsmesi,barışması,ayılması,bayılması hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması'

çok sevmiyceksin mesela o daha az severse kırılırsın. ve zaten genellikle o daha az sever seni senin onu sevdiğinden. çok sevmezsen çok acımazsın. çok sahiplenmezsen çok aitte olmazsın hem.

yerleştir bu sevdayı her yerine yüzünde ter olan su damlacıklarının kaynağına yerleştir her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına gül taşıyan çocuğuna yerleştir ve omuzlarına, daracık omuzlarına üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne yerleştir yerleştir onu bir kentin parça parça tuttuğun kar taneleri gibi uçuşan ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine hiç çıkmıyor aklımdan bu dizeler. edip abimiz çok güzel anlatmış

boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez.

"kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda, hangi şarkıyı duysam bizim için söylenmiş sanki"

aklım firarda gözbebeklerimde müebbet hüzün dilimde ay kesiği bir yara düşüm kırık dökük umudumun boynu bükük bir öksüzün omuzunda sukut yüreğim sana emanet sıkı tut

bana yar olmayan devr-i devranın izzet-i ikramını sikeyim yansın bu ibneler su veren itfayenin hortumunu sikeyim ben delimiyim bir am için mecnun gibi dağlara düşeyim verirse verir vermezse leyla'yı da sikerim nevzen tevfik

her elveda kırık bir merhaba dir aslında, yapsana beni kurtarsana..

resmine bakamaz oldum uykulardan korkuyorum artık utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada ümit yaşar oğuzcan&bekleyenler için

zambaklar en ıssız yerlerde açar ve vardır her vahşi çiçekte gurur bir mumun ardında bekleyen rüzgar, işıksız ruhumu sallar da durur zambaklar en ıssız yerlerde açar (bkz: mona rosa)

biliyorum sana giden yollar kapalı üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni ne kadar yakından ve arada uçurum; insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi uyandım uyandım, hep seni düşündüm yalnız seni, yalnız senin gözlerini (bkz: cemal süreyya )

hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye işte ben onlardan değilim ben sensizde yaşarım ama seninle bir başka yaşarım nazım hikmet

ben sana mecburum bilemezsin, adını mıh gibi aklımda tutuyorum. büyüdükçe büyüyor gözlerin. ben sana mecburum bilemezsin, içimi seninle ısıtıyorum. atilla ilhan

orkideler orospulara armağan edilmeli, ve intihar edenlerin mezarı başında ceket iliklenmeli.

yürü bre ehli deve endamını göreyim sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim

mecnun gibi top muyum, bir am uğrunda öleyim? mecnunu da sikeyim, leylayı da sikeyim!

ne zaman hürlüğün barışın sevginin aşkına bir cigara atmışsak denize sabaha kadar yandı durdu... (bkz: cemal süreya)

vaktiyle bir atsız varmış derlerse ne hoş, anılmakla hangi bir ruh olmaz ki sarhoş

aşk sigaramın ucunda dumandan, külden yani senden ibaret.

çocukluğumu özledim… yara bere içindeki dizlerimi… pamuk helvaya yapışmış suratımı… elma şekerine bulanmış ağzımı… yaramazlık yaptığımda annem görmesin diye… saklandığım kapı ardını… oysa… çoktan sobeledi hayat… bana çocukluğumu geri verin yada çocuklaşan yüreğimi gebertin…

seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek. seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ”seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek. seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. ve buradayken bile seni çılgınca özlemek… seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun? seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak. seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun? tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana… elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. elimde kır çiçeğiyle seni beklemek… aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek. seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun? sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak… okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak. seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun? seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime. seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun? nereden bileceksin? sen benimle hiç olmadın ki. olsaydın avuçlarım terlemezdi… isırmazdım dilimin ucunu… özlemezdim seni yanımdayken. kıskanmazdım. korkmazdım yollarda yürümekten. islanmazdım yağmurlarda… yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım. korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize… ve her kulaçta haykırırdım seni.. ama sen hiç benimle olmadın ki… ya aklin başka yerlerdeydi ya yüreğin…

baharda kışı, kışın da baharı özler insan. ne uzaksa onu özler... kavuşmak şart mı?boşver! bazı şeyler yokken güzel. -özdemir asaf

gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili bir de başımı çeviriyorum ki, yanımda sen varsın.