---
spoiler ---
''sancı filan da çekme olur mu? dünyada yeteri kadar acı var zaten. kendimi çok yorgun hissediyorum.
yavaş yavaş doğur, olur mu? çok yavaş seviştiğimiz bir günün sonunda hamile kalırsan bütün bunları başarırız, belki.
çocuk da yavaş ağlasın. yorgun yaşayalım dünyayı.
yorgun bir aşk olsun ilişkimiz. bana iki aspirin ver, her tarafım ağrıyor.
evliliğimizin ilk günlerinde olduğu gibi, fakat telaşı eksik bir yaşantı olsun: durgun bir havuzun, ılık sularına girer gibi...
uzun ve durgun bir yaşantı için aklımızı koruyalım; çünkü sevgiciğim, sen de biliyorsun ki, en büyük hazinemiz aklımızdır.
geliyorum sevgi, yağmur dinsin geliyorum. i̇nsanların arasına sıkışmadan geleceğim, yavaş yavaş yürüyerek geleceğim.
önce çayımı bitireceğim; sonra, sakin ve ilgisiz bir tavır takınarak, garsonun yaklaşmasını, önümden bardağı kaldırmasını bekleyeceğim. sonra, yavaş yavaş uzatacağım parayı. i̇nsan endişe etmezse küçük hesaplara kapılmaz.
birçok işi bir anda yapmaya çalışmazsa, her an ne yapacağını unutmaz.
bütün kötülükler dalgınlıktan çıkıyor.
i̇nsan nerede olduğunu, ne yapmakta olduğunu her an bilmeli.
mesela ben şimdi kahvedeyim, bunu uzun uzun düşündüm,
hikmet sen kahvedesin dedim kendime, çayını içtin dedim, parasını ödeyeceksin dedim. ''
---
spoiler ---