demokrasi

bilinçsiz ve erdemsiz toplumlara atılan en büyük kazıklardan biri bu kavramdır. zira salt “çoğunluk”a dayanır. salt çoğunluksa her zaman haklı değildir. hatta salt çoğunluk tarih boyunca genelde haksız, kaba, cahil, yobaz, faşist ve hoşgörüsüz kitlelerden oluşmuştur. gerçek demokrasi, en temelde herkesin aynı fırsat ve eğitim eşitliğinden geçip o minvalde bilinçlendikten sonra her anlamda hayata dahil edilmesi, oy kullanmasıdır. yoksa, diğer türlü hep bir kandırmaca ve kitleleri oylamaktan ibaret olacaktır. çünkü bilinçsiz, hoşgörüsüz, faşist, yobaz ve cahil kitlelerin oy kullandığı her seçimin ardından ezici oranda cahil bilgini, korkaksa cesuru yönetmiş, yönetmeye devam edecektir. gelişmemiş veya gelişmekte olan toplumlarda insanları oyalamayı bırakmalı artık, bürokratlar. sosyologlar. toplum bilimciler... ve onların az bir şey haysiyetleri varsa, gerçek demokrasi ortamının oluşması için her biri ayrı ayrı veya aynı anda çabalamalıdır.

platonun özellikle ülkemizi özetlediği bir deyişi vardır: ''Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar. Demokrasi despotluğa dönüşür.''

Lafta bizim ülkenin yönetim biçim arkadaşlar tabi yerseniz Yakında cumhurbaşkanlığı seçimleri de veraset sistemiyle falan olur bence

npc'lerin hukumdarligi.

Jjr'nin demokrasi hakkındaki bir sözünü paylaşayım aklımda kaldığı şekilde. "Eğer Tanrı'lar bir araya gelseydi ve bir yönetim şekline ihtiyaçları olsaydı bu demokrasi olurdu. " Yani mealinde diyor ki küçük beldede, az nüfusta iş yapar demokrasi. Büyük nüfusun olduğu yerde demokrasi olmaz. Şekil olarak olur, uygulanabilir. Ama bu da yüzde olarak küçük ama sayıca azımsanamayacak kadar karşıt/farklı görüşü yok ya da istisna saymak demektir, oy çoğunluğunu hak-iki/doğru/meşru/genel saymaktır. Kapitalizm eleştirisi yapmayı sevmem. Felsefede bir ustura vardır, bilen bilir; okamanın usturası gibi bir adı var. Bir kabulle başlar felsefe, yoksa varlık-yokluktan başka şeylere sıra gelmez, değil mi. Kapitalizmi eleştirmeyelim, başka şeylere sıra gelmez. Liberalizm kapitalizm nasıl bu kadar kardeşçe geçinmektedir ve kapitaller insanlara çocuk tavsiyesi üzerinde bulunurken kendilerinin kaç çocuğu vardır diyelim. Eleştirinize en büyükler de katılsın. Alayının içinden geçin. Liberalizmdi, muhafazakarlıktı, demokrasiydi... Elekten geçirin dostlar, içinden geçin

öyle bir şeydir ki; dadından yinmez. kaynak

amk demokrasisi... bir yandan farkında olmasa da haklı, ana muhalefetin de bok yemesi içine düştüğümüz gayya çukuru. muhalefetin şu an böyle haykırarak acilen silkinmesi lazım

Sokrates'in karşı çıktığı yönetim biçimi. Kısaca Sokrates diyor ki: her önüne gelen oy kullanmamalı. Oy kullanmak için belirli bir eğitim düzeyine ve donanıma sahip olmak gerekir.Ne kadar haklı tartışılır ama yıllar önce, eski enerji bakanı Taner Yıldız'ın eğitim seviyesi arttıkça oy oranımız düşüyor cümlesi kulaklarımda çınlıyor. Aysun Kayacı'ya selamlar.

Türkiye’de lafta olandır ve şu şekilde işler Halk milletvekillerini tanımadan sadece parti ismine bakarak seçer Sonra Mecliste A partisinin teklifine A partisinin tüm milletvekilleri evet derken diğer partiler hayır diyor B partisinin teklifine B partisinin milletvekilleri evet için el kaldırırken diğerleri yine hayır için el kaldırıyor Sakin kalmaya çalışıyorum Arkadaşlar bu demokrasi değil. Bunlar parti değil. Hepsi birer şirket. Ve maalesef sistemi bağımsız adayların vekil olarak seçilmesine uygun olmayan bir hale getirmişler. Gerçek anlamda halk için halkın içinden çıkan bir parti kurulmadıkça bizi evcil hayvanları gibi kullanmaya devam edecekler