bir insanla makamının, mesleğinin gerektirdiği pozisyonun dışındayken muhabbet etmek. hoca-öğrenci, patron-işçi gibi. çünkü bakıyorsunuz ki, en üst mevkide de olsa, mesaisini doldurarak ceketini sırtına geçirmiş, yorgun argın evine gitmeye çalışan o insan da, sizin gibidir. sizin gibi dertleri, sizin gibi duyguları vardır. size mesleki terimlerle işinden bahsetmez. belki karşılıklı birer sigara yakarsınız; eşinden, çocuklarından ya da eğer yoksa, hayatının genel gidişatından, yani asıl gerçeklerden bahseder. yani söylemek istediğim: maddiyattan soyununca, geriye yalnızca insan kalır. ve insanların " en insan " halleri, bu çıplak halleridir.