''
mesajda şöyle yazıyordu: ''insanların düğün günü buluşması normal sayılırdı.''
genç kadın yüreğinin hop ettiğini, bir an için aşırı hızlı çarptığını hissetti. yapay kapakçıklar dayandı -hep dayanırlardı zaten- fakat onu hayatta tutan makineler tiz bir sesle bipleyerek bu geçici coşkuyu hoş karşılamadıklarını belirttiler.
''bu bir evlenme teklifi mi?'' diye yazdı. bu düşünce özgürlüktü, bir çocuğun gerçekleşmesi olanaksız düşüydü. 25 yaşındaydı genç kadın ve morötesi kaplamalı cam tarafından süzülmemiş günışığını hiç görmemişti.
''seni seviyorum. sevdiğimi biliyorsun.''
''biliyorum'' diye doğruladı genç kadın. bu sefer kalbi teklemedi. onu mümkün olduğunca uzun süre hayatta tutmak için hünerli eller tarafından inşa edilmiş, uysal bir varlıktı kalbi. tüm organları uysaldı. daha bebekliğinde, benzeri görülmemiş bir enfeksiyona tutulduktan, vücudunun kendi protein bağları ona saldırmaya başladıktan sonra, ebeveynlerinin sigortasından karşılanmıştı bu organların masrafı. o, bir biyolojik terörizm kurbanıydı. içten dışa doğru eriyen bebeklerdendi. fakat aynı zamanda da şanslılardandı. ailesinin maddi durumu onu hayatta tutmaya yetiyordu. en azından 18 yaşına gelene ve sigorta parası tükenene kadar.
şimdilerdeyse organlarının, onları işlevsel tutan makinelerin ve bu steril odanın parasını, yazma becerisiyle kazanıyordu. para karşılığı hesap tablolarını analiz ediyor, eğlence için boşluğa sözcükler yolluyor, yüzünün konturlarını bilmeyen ve kendisi de görünmeyen, sokakta asla kendi başına koşamayacağını bilmeyen veya umursamayan insanlarla konuşuyordu.
''peki, o zaman neden olmasın? benimle neden evlenmeyesin ki?''
tablet ekranında, sohbet penceresinde bir dua gibi beliren sözcükler o denli akla yatkındı ki. ''insanların düğün günü buluşması normal sayılırdı.'' bilgisayarın sözleri ikna ediciydi. baştan çıkarıcıydı.
bilgisayarın sözleri yalandı. çoktan görüşmüşlerdi bile. başını kaldırdı, hayati belirtilerini gözlemleyen, laboratuvarda yetiştirilmiş sentetik akciğerlerine hava üfleyen, kanındaki toksinleri temizlemeleri için temizleyicilere emir veren bilgisayarın lensine baktı. daha sohbet başladığı anda karşısındakinin kim olduğunu anlamıştı. onu daha yakından tanıyan hiç kimse yoktu. eğer bu sevgi değilse, o zaman sevginin ne olduğunu bilmiyordu.
''ben de seni seviyorum'' dedi ve monitörün düğmesi yeşil renkte parladı. birbirleri olmadan -kadını koruyacak makine, makineye ihtiyaç duyacak kadın olmadan- her şey boşunaydı.
''
t: bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki cihazın zeki canlılara benzer ya da daha üstün şekilde davranış kabiliyeti.