bugün
yenile

    yanlış kişiyi sevmek

    6
    +
    -entiri.verilen_downvote
    sabah sabah aklıma ne geldi bu konu hakkında anlatacağım hemen. lisede, ikinci sınıfa falan geçtiğimiz dönemde, çömezin biraz üstüyüz yani, üst sınıflarda bir kız vardı. adı yeliz'di. abartmadan söylüyorum okulun en güzel kızıydı. bir içim suydu kız. herkes hayrandı, kız erkek fark etmez. hiç unutmuyorum o kızı. en yavşak erkekler bile kızla konuşurken kızarmadan, kekelemeden konuşamazlardı öyle güzeldi. notları da çok iyiydi kızın. havai bir tip falan değildi. tıp kazanmak istiyor diyorlardı. o yüzden hocalar çok ilgilenirdi onunla. çok hanımefendiydi, hiç kendini beğenmiş bir kız değildi. tavırları da güzeldi yani. 1.80 boyu vardı rahat. sarışındı ama doğal sarışın, eminim makedonya tarafından bir yerden göçmendi. yeşil gözlüydü. geçerken öğretmenler bile kızdan gözlerini ayıramazlardı. ve bu halde bu kız havalı bir kız falan değildi. sonra bu kızın bir sevgilisi oldu. bütün okul şok olduk. o çocuğu da unutamıyorum. emrah'tı adı. okulun ennn çirkin çocuğu. iç güzellik falan koymuşum bir tarafına çocuk çok çirkindi yav. yüzü sivilce doluydu, konuşurken patlayacak biri diye korkardık yani. diceksiniz ki karakterini sevmiştir falan. yok, okulun en belalı çocuğu. herkes korkuyor ondan. manyağın teki. yine de ilk zamanlar silikti bu biraz. sonra okul futbol takımına girdi, parladı birden. okul futbol takımı deyip geçmeyin adamlar brezilya'ya kadar gittiler maç oynamaya. liseler arası dünya üçüncüsü oldular geldiler. dehşet oyunculardı. çoğu mezun olduktan sonra futbol takımlarına girdi. hatta birisi fener'e transfer olduydu, kıvırcık kafa salih, sonra roma'ya gittiydi. sonra noldu bilmiyorum ona, bozmuş kendini demişlerdi en son. neyse, emrah'la yeliz'in ilişkisi beklediğimizden uzun sürdü. bu kızı bir dövüyordu var ya eminim o kız babasından öyle dayak yememiştir hayatında. herkes çok üzgün. erkekler diyor gitti güzelim kız aq bu manyağın elinde. biz anlamıyoruz bu herifte ne buluyor. daha on yedi yaşındalar! üzülüyoruz güzelim kız harcanıyor diye. hayatımda gördüğüm en toksik ilişki. ama yeliz seviyorum diyor. ben onsuz yapamam diyor. bir gün okula bir geldik, olay çıkmış. dediler ki manyak emrah, yeliz'i okul kapısında evire çevire dövdü, kimse de ayıramadı, saçına yapıştı götürdü. ertesi gün kızı bir gördük bir kolu alçıda. kızın kolunu kırmış! o sıra bir ayrıldılar ama sonra yine birlikte oldular. yeliz diyor ki, ben onu çok seviyorum. o kadar güzel, o kadar başarılı bir kız heba oldu oğlanın elinde. en son onu gördüğümde, mezun olacaklardı, okulun son günü. yine emrah'ın yanındaydı. yine bi şey yüzünden kıza bağırıyordu. kızın yüzündeki o boş ifadeyi unutamıyorum. on sekiz yaşında, yüzündeki hayat benim için bitti ifadesini hiç unutamıyorum. öyle dokunmuştu ki içime. gidip sarsmak istiyordum onu, neden yapıyorsun bunu kendine. cevap belli. seviyorum. çok yanlış bir insanı sevdi. ama o yüzündeki ifade var ya, o sevgi değildi işte. o yaşadığı şeyin sevgi olduğunu sanıyordu. şimdi nerdelerdir, ne yaptılar bilmiyorum. umarım kurtulmuştur ve hepimizin beklediği gibi parlak geleceğini inşa etmiştir. yapmayın. kendinizi böyle heba etmeyin. gencecik yaşınızda, ruhunuzun parıltısını, sizi hiç sevmeyen, sevgi adı altında üzerinizden ego kasan tipler yüzünden yitirmeyin. bir ömür çekeceğiniz acıyı bir kerede çekin. kangren olmuş o bacağı kesin. inanın o kadar uzun sürmeyecek acısı. allah hepinize direnç versin.
    ... diğer entiriler ...